Ramazan-i serifi bu yil çok buruk ve hüzünle
karsiliyoruz. Sadece kisisel tarihimizde degil, okumalarimizdan
ve duyduklarimizdan anliyoruz ki
dünyada tüm tarih boyunca bundan daha hüzünlü ve buruk
bir Ramazan ayi yasanmamis. Bu yil, hayatin tüm alanlarina
nüfuz eden o Ramazan coskusundan, nesesinden mahrumuz
maalesef. Camilerimiz sessiz ve bombos. Sokaklara, çarsilara
tasan Ramazan heyecanindan eser yok. Bu durum, aslinda
Ramazan’in ne büyük bir nimet oldugunu da hatirlatmis oluyor
bize. Ve bu ayni zamanda, Ramazan-i serif üzerine yeniden
tefekkür etmek, onun ne büyük bir nimet oldugunu yeniden
hatirlamak için bir imkan da sunuyor bize.
***
Ramazan-i serif ayinda, tüm Islam ülkelerinde gözle görülür
bir canlanma, bir cosku yasanir daima. Hayat adeta onarilir,
yenilenir bu ayda. Bu, Ramazan ayinin gücü ve bereketidir.
Islam, bu ayda hayata yeniden ve tartismasiz bir sekilde damgasini vurur. Sokaklar, caddeler Ramazan ayiyla birlikte bambaska bir çehreye bürünür. Camiler, minareler bir gelinlik giymisçesine süslenir. Bu yil mahrum kaldigimiz da tam olarak budur. Yoksunlugunu yasadigimiz, bu Ramazan coskusu ve heyecanidir. Öyleyse neyi kaybettigimizi hatirlayalim. Hatirlayalim ki, Allah’in bu büyük ikrami için, bu “Samanyolundaki ziyafet” için daha çok sükredelim, hamd edelim. Zira insan nimetin içindeyken çogu kez onu fark etmez, görmez. Çünkü alisir ona. Ancak mahrum kaldiginda anlar; degerini, önemini.
***
Müslümanin hayati tekdüze degildir; renklidir, hareketlidir. Bir yil içinde birçok farkli duruma muhatap olur o. Oruçla dirilir, namazla alelade olana meydan okur, zekatla piyasanin genel geçer kurallarini elinin tersiyle iter, hacla dünyaya sirtini döner. Bu yönüyle ibadetler hayatin tekdüzeligine, aleladeligine bir müdahaledir. Dünyayla gereginden fazla mesgul olan insana, ibadetler marifetiyle bir öze, fitrata dönüs kapisi ve imkani açilir zira. Iste Ramazan-i serife, onun ikram ve güzelliklerine bir de buradan bakmak gerekir. Her yil bir ay boyunca olagan-disi/ üstü bir hayatin içine çekiliriz. Bu ayda, her zaman bize helal olanlar bile yasaklanir. Maddeyle yeni bir iliski biçimi baslar aramizda.
***
Modern hayat insanlardan bir seyi alirken, bir seyler de veriyor ayni zamanda. Yani bosluk birakmamaya çalisiyor. Hem tabiat da bosluk kaldirmiyor zaten. Dolayisiyla eskiye ait olan ve hayatimizdan çikarilan her degerin yerine, bize kutsal olarak belletilmis bazi baskaca seyler ikame ediliyor. Bunlar eskiyi, degerli ve önemli olani hatirlatmamak üzerine kurgulanmis malayani türünden oyun ve eglencelerdir. Gereksiz, faydasiz ve anlamsiz ugraslar. Bu sebeple modern hayat Müslümanin nefes alanini daima daraltir. Onu gitgide bir köseye sikistirir. Ama bu durum oruç ve namaz gibi ibadetler için geçerli degildir. Çünkü onlarin temas ettigi alan modern hayatin alt edebilecegi, yerine alternatif önerebilecegi bir alan degildir. Çünkü onun en büyük sermayesi ve dayanagi olan aklin (rasyonelitenin) bu ibadetlerin doldurdugu alanlara karsi önerebilecegi, yerine ikame edebilecegi hiçbir sey yoktur. Öyle bir yeri kaplarlar ki bu ibadetler, onlarin disinda hiçbir sey dolduramaz o boslugu. Bu yönüyle ibadetler modern hayatin dayattigi formlara, yasama biçimlerine bir meydan okumadir. Onu aciz ve çaresiz birakan bir meydan okuma. Bize hastir o alanlar çünkü, kirlenmemistir. Orasi dokunulmaz, ulasilmaz mahrem alanlarimizdir. Oraya beseri hiçbir güç nüfuz edemez. Modern hayatin o alana dair önerebilecegi hiçbir sey olmadigi için orada saskinlik yasiyor. Orasi yabancisi oldugu metafizik bir alandir. Iste bu sekilde ibadetlerde ve ibadetlerle korunmus oluruz aslinda. Her türlü tasalluttan kaçip sigindigimiz, zihni ve fikri anlamda güvende oldugumuz korunmus alanlar insa ederiz. Iste Ramazan-i serif bu yönüyle her birimiz için bir siginak, bir kaçis yeri, bir soluklanma ve toparlanma imkanidir.
***
Her otuz bes yilda bir tüm yili oruçla turlamis olur bir mümin. Çünkü Ramazan ayi her yil, bir öncekine göre on gün erken baslar. Böylelikle otuz bes yilda, yilin tüm günleri oruçla tanismis oluyor. En uzun ve en kisa günlerde, en sicak ve en soguk günlerde açlikla, susuzlukla imtihan edilir mümin. Bu sekilde ortalama bir insan ömründe yilin tüm günlerine orucun ruhu, bereketi, feyiz ve maneviyati sirayet eder.
***
Yasadigimiz bu zor günlerin en kisa zamanda geçmesi en büyük duamiz ve niyazimizdir. Ramazan-i serif hürmetine bunu Rabbü’l-alemin’den diliyoruz. Allah Teala, bu musibetten dersler alarak, bu zor imtihani bir imkana ve nimete dönüstürerek atlatmayi hepimize nasip etsin. Bilelim ki musibetler Allah’in imtihanidir ve yasadigimiz sürece de bu imtihanlar sürecektir. O sebeple her an uyanik olmali ve imtihanin devam ettigi bilinciyle hayatimizi sürdürmeliyiz.
Bu vesileyle Ramazan-i serifinizi tebrik ediyor, Rabbimizden bizi güzel günlere, sevinçli zamanlara eristirmesini diliyoruz.