Çok klise gibi dursa da hakikat su: Zor günlerden geçiyoruz. Tarihimizin en büyük krizlerinden birini yasiyoruz ümmet olarak. Ve zor günlerin imtihani da dogal olarak zor olur. Burada, muhasebeye vesile olmasi niyetiyle birkaç mütevazi not paylasmak, dert ve dava sahibi kardeslerimle kisa da olsa hasbihal etmek istiyorum.
I. Islam insanligin tek kurtulus imkanidir. Gelin kardeslerim, insanliga bu imkani gösterelim. Onu dogru temsil ederek ve üstümüzde göstererek, bu imkandan haberdar olmayan insanlara bir seçenek sunalim. Müslümanlar olarak bizler adaletin temsilcileriyiz çünkü. Ahlaka çagiran, iyiligi emreden, kötülükten sakindiran ve Allah’a inanan insanlariz biz. Bu imkani insanlik adina heba etmeye hakkimiz yok. Mazlumlar ve yetimler adina bu adalet ve ahlak çagrisini diri tutmamiz lazim. Merhamet bizim siarimizdir. Insanligin Islam’dan ve Müslümanlardan baska umudu yok, kal¬madi. Maddi refah ve tüketim çilginliginin insani birer canavara dönüstürdügü günümüzde, onu, içine düstügü bu çukurdan çikarmaya namzet yegane topluluk biz Müslümanlariz çünkü. Bundan dolayi yükümüz agirdir bilelim. Çünkü bizler, “Siz, insanlarin iyiligi için ortaya çikarilmis en hayirli ümmetsiniz; iyiligi emreder, kötülükten men eder ve Allah’a inanirsiniz.” ayetinin muhataplariyiz.
II. Islam bize darginlari bir araya getirin, küsleri baris¬tirin diyor. Öyledir de, barisalim haydi, baristiralim kardeslerimizi. Yüreklerimizi birbirimize açalim. Ilk adimi atan, elini ilk uzatan biz olalim. “Seytana lanet” diyerek nefsimizi ayaklarimizin altina alalim. Ama gelin, akil ve kalbimizi de baristiralim. Nicedir bu topraklarda onlari yaristiriyoruz adeta, gelin onlari yeniden kardes kilalim. Bedenimizi ruhumuzla baristiralim, dilimizi gönlümüze yoldas kilalim. Ilim ve irfani yanyana koyalim, madde ve mana arasina setler çekmeyelim. Cografyamiza kader diye dayatilan bu ikiligi, bu suni duvarlari yikalim.
Evet, kardes olup kenetlenmemiz lazim. Birbirimizi sevmemiz lazim. Kardes oldugumuzu hatirlamamiz lazim. Artik Müslüman Müslümanin kurdu olmasin, yetmez mi birbirimize çektirdigimiz? Müslümanin eliyle diger Müslüman kardesleri cezalandirilmasin. Daha kaç kez ayni delikten isirilacagiz? Bize kurulan tuzaklari, oynanan oyunlari ne zaman görecegiz? Her bir Müslüman, diger Müslümanlarin yurdu ve siginagi olmali. Birbirimize yük ve dert degil, birbirimize teselli ve sirt olmaliyiz. Kardeslik bir tercih ve seçenek degildir unutmayalim, biz kardes olmaya mecburuz, mahkumuz. Baska yolumuz yok.
III. Müslümanca yasamak bizim en büyük ve en güçlü silahimizdir. Allah’in gösterdigi istikamette ilerlemek bizim en önemli avantajimizdir. Dünyaya yön vermek isteyen beseri güçlerin degil, Allah’in emrettigi sekilde yol almak bizi bu büyük felaketten kurtarabilir ancak. Çünkü bize hayat hakki tanimayanlarin, bizi ve temsil ettigimiz tüm degerleri yok etmeye çalisanlarin asla sahip olmadigi ve olamayacagi en büyük imkanimiz dinimize sarilmak, özümüze dönmektir. Çünkü, bizler onlar gibi asla olamayiz; yalan söyleyemeyiz, haksiz yere hiç kimseyi öldüremeyiz, kimseye ihanet edemeyiz. Onlarla kötülük ve düsmanlikta yarisamayiz. Hem bunu yaparsak; biz de öldürüp zulmedersek, biz de isgal edip yok edersek onlardan ne farkimiz kalir ki? Ama ancak adalet diyerek, ahlak ve merhamet diyerek, insanligi, üzerine çöken bu kabustan kurtarabiliriz. Adeta bir illüzyonla derin bir uykuya daldirilan insanligi, itidalimizle, dik ve tutarli durusumuzla uyandirabiliriz. Gösteri ve riyanin, haz ve hizin pençesindeki insanligi yalnizca Islami ilkelere bagliligimizla ayiltabiliriz. Böylece belki Ebabil gönderilecek bir liyakati kesbedebiliriz.
IV. Ve daima aklimizda tutalim: “Eger siz Allah’a yardim ederseniz (emrini tutar, dinini uygularsaniz), O da size yardim eder ve ayaklarinizi saglam bastirir.” Müslümanca yasamaya çalismak, bu yönde bir irade ve tavir ortaya koymakla, Allah’a, O’nun (cc) dinine yardim etmis oluruz. O vakit, O da bize yardim edecek ve ayaklarimizi sabit kilacak. Bizi diriltecek ve düsmanlarimiza karsi bizi muzaffer kilacaktir.