Ilim ve Irfan dergisinin Temmuz sayisi çikti. Ilim ve irfan kavramlarini tasavvuf anlayisi içinde ele alarak yorumlayan dergi, bu sahada temel bir görevi yerine getiriyor.
Derginin Temmuz sayisinda, (sayi: 59) dosya olarak insan konusu islenmis. Insani, kainatin gözbebegi olarak degerlendiren dergide dosya kapsaminda iki önemli yazi yer aliyor.
Yrd. Doç. Dr. Ibrahim Baz’in yazisinin basligi söyle: Tasavvufi Düsüncede Insan-i Kâmil. Yrd. Doç. Dr. Baz, insan, insan-i kâmil kavramlarini tasavvuf düsüncesi çerçevesinde ele aliyor. “Sufilere göre yaratilis mertebelerinde son nokta, insan-i kâmil mertebesidir. Insan-i kâmil; seriat, tarikat, marifet ve hakikat açisindan kemale ermis kisidir.” diyen Baz, insanin kemal mertebesine ulasmasinda seriat, tarikat, marifet ve hakikat yolunun önemine isaret ediyor.
Ismail Acarkan ise dosya kapsaminda insanin esref-i mahlukat olma özelligini merkeze aliyor. Insani özelliklerin kaybedilmesi halinde insanin bu vasfini yitirecegini belirten Acarkan, temel insanlik hasletlerinin ancak Peygamber Efendimizin örnek ve ölçü alinmasiyla korunacagini belirtiyor.
Her ay orta sayfada sohbetleri yer alan Seyh Muhammed Muta’ Haznevi bu sayida kati kalplilik ve bunun tedavisi konusunu ele aliyor. Kalp katiliginin en büyük sebebi günahlardir, diyen Seyh Muhammed Muta’ Haznevi diger sebepleri de saydiktan sonra da bu hastaligin tedavisinin ancak tasavvufla mümkün olacagini beyan ediyor.
Insana verilen cevher
Prof. Dr. Süleyman Derin bu sayida marifetullah ilminin üstünlügünü el aliyor. Prof. Dr. Derin, marifetullah ilminin insana emanet dilen bir cevher oldugunu söyle vurguluyor: “Allah’i tanima manasina marifetullah, ilimlerin en yücesidir. Marifet ilmini ise mahlukat arasinda tasiyabilecek yegane varlik insandir.”
Yrd. Doç. Dr. Mahmud Esad Erkaya önemli bir konuya deginiyor. Erkaya, tasavvufta yer alan kavramlarin ve anlayisin Kur’an-i Kerim’den ortaya çikarildigini vurguluyor. Erkaya, tasavvufun kaynaginin Kur’an-i Kerim ve Sünnet-i seniyye oldugunu delilleriyle ortaya koyuyor.
Prof. Dr. Ali Akpinar, Kur’an-i Kerim’den derslere devam ediyor. Prof. Dr. Akpinar, bu sayida Hazret-i Musa’nin eline verilen mucizeleri ve bunlarin hikmetini anlatiyor.
Kutbeddin Akyüz, edep ve adap kavramini tasavvuf bütünlügü içinde degerlendiriyor. Akyüz, edeplere riayetin Hakk’a ulasmada güzel bir vesile oldugunu ifade ediyor.
Yrd. Doç. Dr. Abdulcebbar Kavak, varligin kalbine seyahat olan umre ibadetini ve bu ibadetin içindeki manevi güzellikleri anlatiyor.
Meryem Inci Nur Babadag, Allah yolunda bir ömür geçiren Ahmed Zerruk Hazretlerinin portresini isliyor.
Kübra Zümrüt Orhan, Naksibendiye’nin önemli kavramlarindan olan Kelimat-i kudsiyeyi anlatmaya devam ediyor. Orhan, bu sayida, sefer der-vatan kavramini ve bunun Naksibendi yolundaki anlamini ele aliyor.
Mona Islam ölüm ve hakikat sorgulamasi etrafinda ölümün düsündürdüklerini kaleme dökmüs. Islam, yasiyorsak ölecegiz demektir, diyor.
Ahmet Edip Basaran önemli kitaplardan yola çikarak arayisini sürdürmeye devam ediyor. Basaran, bu sayida, Sadi-i Sirazi Hazretlerinin Bostan adli eserinden hareketle saf kalbin hakikat arayisini anlatiyor.
M. Nezihi Pesen Kirkambar sayfalarinda tasavvuf tarihinden tadimlik bilgiler veriyor.
Kemal Özer ise, fitratin çagrisina kulak vermemiz gerektigini bir kez daha hatirlatiyor. Özer, bu sayida tuzu anlatiyor, tuza ve tuzla yapilan kötülükleri ama aslinda tuzun da bir sifa kaynagi oldugunu vurguluyor.
Gülbahçe ekiyle birlikte, Ilim ve Irfan dergisi okura Temmuz sicaklarinda bir gönül esenligi sunuyor.