Babamin, imanimizin kuvvetlenmesine vesile olmasi ben abd-i acizi mutlu ediyor. Cümlemizin imanini kuvvetlendirmesini Rabbimden niyaz ediyorum. Seyh Hazretlerinin esiginde bulunarak dininizle ilgili birtakim bilgileri edinmeniz, insallah, imaninizin güçlü ve kuvvetli olmasini netice verecektir. Kuskusuz bu da akilli oldugunuzun göstergesidir. Allah’a sonsuz sükürler olsun. Çünkü, aziz kardeslerim, saglikli akil, sahibini Allah’in rizasina yönlendiren Rabbani akildir. Hazret-i Peygamberin ölçüsüne göre gerçekten akilli olan kimse çesitli icatlara imza atan degil ölüm sonrasi için çalisan kimsedir. Nitekim, Peygamber Efendimiz söyle buyurmustur: “Akilli kimse, nefsin arzularina uymayip ölüm sonrasi hayat için çali¬sandir.” Islam’a göre akilli kimse budur. Tefekkür eden, düsünen, Allah’tan korkup Ilahi rizaya ve O’na (cc) yakinlasan kisi gerçek akilli kimsedir.
Babam Seyh Hazretlerinin söyle buyurdugunu duydum: “Yasi epeyice ilerlemis ihtiyar bir zat toz toprakla oynayan bir grup çocugun yanindan geçer. Baslarinin üstünden toz duman yükseldigini görünce çocuklara seslenip der ki: ‘Toz yapmayin, toprakla oynamayin, ben buradan geçebileyim.’ Tozdan etkilenip rahatsiz olmamasi için çocuklarin yanin¬dan hizla uzaklasir. Arkasindan, çocuklardan biri o adama seslenir ve der ki: ‘Be adam, karanlik kabirde toz topragin içine düsünce nereye kaçacaksin?’ Adam çocugun bu sözlerinden çok etkilenir ve durup çocugun kendisine yakinlasmasini ister. Çocuga der ki: ‘Evladim, bu tozdan topraktan kurtulmanin çaresi sende var midir?’ Çocuk, ‘Evet, biliyorum ama baskasina sor.’ diye cevap verir. Bu kez adam, ‘Kime sorayim?’ der. Çocuk da, ‘Aklina sor.’ diye açiklama yapar. Bu cevap üzerine daha da etkilenen ihtiyarin, Allah korkusundan göz yaslari akmaya baslar.”
Aziz kardeslerim, ne yapip ne edip bizleri Allah’a ulastiracak isler noktasinda kafa yormamiz gerektigi gibi sakinabilme adina Ilahi yasaklarin ne oldugunu da düsünmemiz sarttir. Allah’in, bizim ibadetimize ihtiyaci yoktur. Günahkarlarin günahindan zarar görmez Allah Teala; itaatkarlarin ibadetinden de yararlanmaz. Bu dini, emir ve yasaklariyla birlikte birey, toplum ve ümmetin faydasi için va’z etmistir. Bu emir ve yasaklarla bizleri sinar. Emirlerini yapip yasaklarindan kaçindigimiz zaman ise dünya ve ahirette mutlulugu elde edenlerden oluruz.
Ancak üzülerek ifade edeyim ki, pek çogumuz emirlere aldiris etmemekte, yasaklarindan kaçinmamaktadir. Geçmisten ders almiyor, zamanimizin nasil geçtigine dikkat etmiyoruz. Böylece saçimiz sakalimiz agarmakta ve hayatimiz gaflet içinde akip gitmektedir.
(Yazinin tamami Ilim ve Irfan dergisinde, 58. sayida)