Naksibendiye tarikatinin Hazneviye subesini bidatlardan, seriata aykiriliklardan ve dinimizce hos karsilanmayan bütün davranislardan korudugu için, aciz bir kul olarak, yüce Allah’a sükrediyorum.
Naksibendiligin Halidiye ekolüne bagli Hazneviligi muhafaza eden yüce Rabbimize sonsuz hamd olsun. Bilindigi gibi Mevlana Halid Bagdadi Sam’da defnedilmistir. Mezari halk tarafindan bilinmekte ve ziyaret edilmektedir. Mevlana Halid’in pek çok halifesi vardi ve hepsi de dogru yol üzereydiler. Ancak ne yazik ki sonralari, bunlarin bir kismina bidatlar bulasmis, seriata aykiriliklar karismistir. Ama asil itibariyle babam Seyh Hazretlerinden duydugumuz neyse, Mevlana Halid’in halifesi Seyyid Taha Hakkari’nin, Seyyid Sibgatullah Arvasi’nin, Seyh Hazret Muhammed Diyauddin’in, Seyh Ahmed Haznevi ve çocuklarinin söyledikleri birbirinden farksizdir. Hazneviye kolunun günümüze kadar korunmus olmasi, yüce Allah’in Haznevi seyhine en büyük nimetidir.
Bu ilke ve adabin korunmus olmasinin görünen sebepleriyle ilgili olarak Seyh Hazretleri buyuruyordu ki, “Bu adap ve prensipler sürekli olarak bir alimden diger bir alime intikal etmistir; bilgisizlige degil ilme dayalidir; çünkü cahilden cahile intikal etmemistir. Alimlerin elindeyse seriat ölçüleri vardir. Elinde seriat ölçüsü bulunan bir alim, dogru yoldan insanin imdadina yetisir; seriata aykiri davranan alimi ya da sufiyi ikaz eder. Cahillerin ellerinde böyle ölçüler yoktur.”
Maalesef bu tarikattan türeyen ancak çok dejenere olan ve bozulan kollar da vardir. Mevlana Halid ve kendisinden sonraki halifeleri kendi zamanlarinda Hak üzereydiler. Seriata harfiyen uyuyorlardi. Ancak zamanla cahillerin eline geçen tarikat kollari bozulmaya yüz tutmustur. Bazen kendi çocuklari tarafindan bazen de müritleri tarafindan, tarikati, dünyevi maksatlara alet ettiler; makam-mevki araci olarak kullandilar. Bu yüzden, cehalet ve bilgisizlige dayandirilan bu adap ve prensipler yokluga mahkum oldu.