Ilim ve Irfan dergisinin Aralik sayisi (sayi: 52) “Kullukta denge: Korku ve ümit” dosyasiyla çikti.
Hayata tasavvufun irfan dünyasindan anlamlar kazandiran dergi, bu sayida, tasavvufun iki temel kavraminin insani kusatan yönünü gündeme tasiyor: Korku ve ümit. Ilim ve Irfan dergisi, Aralik sayisinda bu iki temel kavramin dünyaya ve ahirete yansimasini dosya konusu olarak ele almis.
Dosya kapsaminda, Prof. Dr. Süleyman Uludag, Prof. Dr. Ali Akpinar ve Yrd. Doç. Dr. Ibrahim Baz’in yazilari yer aliyor.
Prof. Dr. Süleyman Uludag, tasavvufi gelenek içinde bu iki kavramin nasil anlasildigini anlatiyor. Cemal ve celal aynasi kavramlarini da deginen Prof. Dr. Uludag, korku ve ümidin kulun amel ve faaliyette bulunmasi için son derece önemli bir motivasyon amil ve saik oldugunu belirtiyor.
Yrd. Doç. Dr. Ibrahim Baz da yazisinda, korku ve ümidin insani dengeleyen iki husus oldugunu beyan ediyor. Mürsid-i kâmilsiz yol almanin mümkün olmadigini belirten Yrd. Doç. Baz, insandaki dengenin saglikli bir tasavvufi terbiye ve hayatla saglanacagini vurguluyor.
Prof. Dr. Ali Akpinar ise, ayet-i kerimelerle mü’minlerin özelliklerine isaret ediyor. Bu baglamda, insanin Allah’in rahmetinden ümitli ama azabina karsi da korku içinde bulunmasi gerektigini dile getiriyor.
Orta sayfada düzenli olarak sohbetleri yer alan Seyh Muhammed Muta’ Haznevi de her seyin basinin Allah korkusu oldugunu belirtiyor. Insanin önünde iki yol bulundugunu isaret eden Seyh Muhammed Muta’ Haznevi, bu yollarin insani ya cehenneme sürükleyecegini ya da cennete götürecegini vurguluyor.

Insan zengindir
Derginin bu sayisinda, Prof. Dr. Selahattin Yildirim, Peygamber Efendimizi anlatiyor. Özellikle, Peygamberimizin savas yönüne deginen Prof. Yildirim, Efendimizin savasta da barista da rahmet ve güzel oldugunu vurguluyor. M. Nezihi Pesen’in hazirladigi Kirkambar sayfalarinda Peygamberimiz ve tasavvuf büyükleri anlatiliyor.
Yrd. Doç. Dr. Abdulcebbar Kavak, ilim, irfan ve hikmet kaynagi Mevlana Halid Bagdadi’nin medrese egitimini ve tasavvuftaki irfani yönünü el aliyor. Ilmiye sinifinin seçkin bir mensubu olan Mevlana Halid, sufiye sinifinin da aksiyoner bir ferdiydi.
Prof. Dr. Süleyman Derin, yazisinda sükür ve sabir kavramlarini ele aliyor, gündeme tasiyor. Özellikle tasavvufi hayati merkeze alan yazida, ariflerin bela ve fakirligi zenginlik ve afiyetten üstün gördügü, böyle olmakla birlikte müridin kendini Allah’in iradesine teslim etmesi gerektigi vurgulaniyor.
Saadetin Acar bu sayinin portre yazisini kalem almis. Acar, asirlardir sönmeyen kandil Mevlana Celaleddin Rumi Hazretlerinin gönüllere isik tutan portresini yazmis. Doç. Dr. Ahmet Albayrak zamanin ruhunu idrak etmeyi anlatiyor. Vakit kavrami üzerinden zamani ve insanin zaman algisini degerlendiren Doç. Albayrak, zaman tüm vakitlerin sultanidir, diyor.
Ahmet Edip Basaran da Ali Ulvi Kurucu’nun Hatiralar adli kitaplarindan yola çikarak yakin dönemin destansi hayatlarini okura sunuyor.
Zahit Yakin, Mevlana Celaleddin Rumi’nin Fihi Ma Fih adli eserini tanitiyor okura. Kemal Özer, fitrata çagri yazilarina devam ediyor. Bu sayida, kadim tibbin ve sihhatli hayatin basi baharatlar ve özellikle çörek otunun önemini anlatiyor. Ilim ve Irfan dergisi, Gülbahçe çocuk ekiyle birlikte evlere ve gönüllere sicakligini tasimaya devam ediyor.