Ilim ve Irfan dergisi Kasim sayisinda (sayi: 51), gündemin esaretinden kalbin gündemine dosya konusuyla okuruna asil gündemi hatirlatiyor.
Dosya kapsaminda Prof. Dr. Ali Akpinar, Yrd. Doç. Dr. Ibrahim Baz ve Ismail Acarkan’in yazilari yer aliyor.
Prof. Dr. Ali Akpinar, Müslümanin degismeyen asil gündeminin ölüm ve sonrasi oldugunu vurguluyor. Ölümün bir son degil, ebediligin basi oldugunu hepimiz biliyoruz. Dünyadaki bütün hayat, iste sonsuzluga hazirlik gayesini tasiyor. “Kur’an’in en büyük ve en önemli haberi, kiyamettir. Dirilis günüdür. O gün hakkinda insanlar farkli farkli durumdadirlar. O gün çogu insanin gafil oldugu, inanmadigi yahut inanmaz gibi geldigi, gerçek anlamda hazirlanmadigi, öteledigi bir gündür.” diyen Prof. Akpinar, o güne hazirlanalim tavsiyesinde bulunuyor.
Yrd. Doç. Dr. Ibrahim Baz ise, daimi meselemizin Allah kul olmaya çalismak oldugunu beyan ediyor. Yrd. Doç. Baz’in yazisinda tasavvuf mektebinin insanin kalp hayatina yaptigi katkilara yer veriliyor.
Ismail Acarkan ise asil gündemimizin önündeki engelleri anlatiyor. Malayani kavrami etrafinda sekillenen yazi, insanin bos ve faydasiz islere degil asil ve hakiki is, amel ve fikirlere yönelmesi gerektigini hatirlatiyor.
Orta sayfada sohbetleri yer alan Seyh Muhammed Muta’ Haznevi bu sayidaki sohbetinde, mürsidin evladinin onun adap ve erkanina sahip çikanlar oldugunu isaret ediyor. Tasavvufi hayatta, her müridin, mürsidinin beyan ettigi adap ve erkana siki siki sarilmasi gerektigini hatirlatan Seyh Muhammed Muta’ Haznevi, “Sadatimizin tecrübeleri bizimkinden kat kat fazladir. Onlar bizden daha zeki ve daha anlayislidirlar. Bu yüzden baslica görevimiz onlarin emirlerini yerine getirmek olmalidir. Çünkü onlar bize sadece Allah’in rizasini kazandiran, dünya ve ahiret faydamiza olan seyleri emrederler. Allah’in gazabini celbeden ve bize zarar veren seyleri yasaklarlar.” diyor.
Sufinin edebi ve ahlaki
Ilim ve Irfan’in bu sayisinda Prof. Dr. Süleyman Uludag, edepler bahsine devam ediyor. Sufilerin edeplerini kaleme alan Prof. Dr. Uludag, sufinin bütün hayati edepten ibarettir, diyor.
Prof. Dr. Süleyman Derin ise yazisinda sufilerin ahlakinin özünde sevgide ve nefrette denge oldugunu vurguluyor.
Prof. Dr. Selahattin Yildirim zikir, zikrullah kavrami etrafinda zikrin faziletlerini anlatiyor. Dilin ilaci, kalbin cilasidir zikir. Prof. Dr. Yildirim, “Zikrullah ile dolu dolu yasanilan kisa bir ömür gaflet içerisinde geçirilen uzun ömürlerden daha hayirli ve daha bereketlidir.” diyor.
Bu sayidaki portre yazisini Islim Gümüstekin kaleme almis. Gümüstekin arifler sultani Seyh Ahmed Rifai Hazretlerinin portresini sunuyor okura.
Dört kutuptan biri olan Ahmed Rifai Hazretleri, gönüllerde manevi kandilleri yandirmaya devam eden bir Allah dostudur.
Yolun kaynaklari kösesinde Hamza Toprak, tasavvufun ana ilkelerini belirleyen, bu yolda rehber ve öncü olan Ebu Abdurrahman Sülemi’nin risalelerini tanitiyor.
Mona Islam, sir ve emanet kavramlarini merkeze aldigi yazisinda sirrin bir emanet, emanetin de bir sir oldugunu derinlikli bir bakisla ortaya koyuyor.
Abdullah Taha Orhan bu sayida bir imtihan ve imkan olan gençlik meselesini gündeme tasiyor. Gençligin, ebedi gençlige dönüsmesi için Allah yoluna gönül verilmesi gerektigini isaret ediyor, yazar.
Ahmet Edip Basaran, bu sayida ilmin ve irfanin görünmeyen üniversitesi Mehmed Zahid Kotku’nun (ks) hayatini anlatan Görünmeyen Üniversite adli kitabi sunuyor dikkatlere.
M. Nezihi Pesen Kirkambar sayfalarinda tadimlik bölümler sunarken bu sayida Sazeliye tarikatinin esaslarini beyan ediyor.
Kemal Özer ise tohum meselesine dikkat çekiyor ve tohuma sahip olan hayata sahip olur diyor.
Gülbahçe çocuk ekiyle birlikte her ay okuruna ulasan Ilim ve Irfan dergisi gündem olusturmaya devam ediyor.