SAADETTIN ACAR | Aralık | 2012 | BASLARKEN
Dünya bir imtihan yeridir. Buranin ebedi bir yurt olmadigi herkesin malumu. Insan, bu durumu neredeyse her gün çesitli vesilelerle görür. Her ölüm, her gidis insana, burada kalici olmadigini söyler.

Ama bu kesin duruma ragmen insan bu dünyaya fazla bel baglar. Uzun planlar kurar dünya hakkinda. Onun için her yola tevessül eder: Yalan söyler, zulmeder, kalp kirar, hak gasbeder.

Tasavvuf burada, iddia edildiginin aksine dünyayla iliskide bir denge tavsiye eder. Menkibelerde yer yer asiri bir dünya elestirisi gözükse de, büyük zatlarin hayatinda genellikle bu itidal öne çikar. Bir sufi sözünde ifade edildigi gibi, “Dünyanin içine girerler ama dünyayi içlerine almazlar.” Hadis-i Serif’te geçen “… hiç ölmeyecekmis dünya için çalis” ifadesini ise onlar, ‘aceleye ve telasa gerek yok, dünya isleri ötelenebilir, ertelenebilir’ diye anlamislar ve paniklemenin yersiz oldugunu ifade etmisler.
Bir sufi büyügüne atfedilen meshur menkibe bu söylediklerimizi çarpici bir biçimde gösteriyor: Dönemin zalim bir yöneticisi, Ubeydullah-i Ahrar Hazretlerine ait bazi mallara el koyar. Durumu Hazret’e haber verdiklerinde “Elhamdulillah” der. Bir müddet sonar hata isledigini anlayan yönetici, gasbettiklerini geri verir ve özür diler. Yeni durumu haber verdiklerinde, büyük veli yine “Elhamdulillah” der. Sonralari bu durumu müridlerine söyle açiklar: “Allah’a yemin olsun ki, ne malimiz gasbedilip alinirken ne de geri verilirken kalbimizde en ufak bir degisiklik oldu: Gidisiyle üzülmedik, gelisiyle sevinmedik. Bu halden dolayi Allah’a hamd ettim.”

Menkibe diyor ki; tüm mesele, dünyayla kurdugumuz iliskinin mahiyetine bagli. Onu kalbimize ve hayatimizin merkezine almadiktan sonra korkulacak bir durum yok. Kaldi ki bu dünya Allah’in sifatlarinin bir tecelli alani. Onu büsbütün de yok sayip lanetleyemeyiz.

Gazze’deki Israil vahseti
ve derin sessizligimiz
Tam burada güncel olan, yaklasik bir asirdir da güncelligini yitirmeyen bir vahsete deginmek durumundayiz. Israil, sitematik bir sekilde yaptigi katliamlara bir yenisini daha ekleyerek Gazze’de bir vahsete daha imza atti. Aklin, vicdanin, izanin iptal oldugu bu vahset karsisindaki sessizlik, tam da bu ay dosyamizda isledigimiz konuyla alakali: Müslümanlar dünyaya çok baglandilar, dünya sevgisi onlari kendi disindakilerin sorunlari karsisinda kör etti.

Düsünün; Israil, önce isgal ettigi, sonra da duvarlarla etrafini örüp bir açik hava hapishanesine çevirdigi Gazze’de, her gün kadin, çocuk onlarca kisiyi katlediyor. Tüm bunlar olurken; Müslümanlar günlerini gün etmeye, karlarina kar katmaya ve dünyadan daha fazla keyif almaya çalisiyorlarsa, mesele imani açidan da çok kritik bir hal almis demektir.

Ötekilerin tutumu anlasilir da, Müslümanlarin bu vahset karsisindaki derin sessizliginin nedeni kesinlikle dünya refahina olan düskünlükleridir.

Ama Allah, -bize ragmen- hükmünü icra edecektir. Kur’an ve tarih bizlere, hiç kimsenin zulümle ayakta duramayacagini gösteren örneklerle doludur.

Allah’tan, bu sasmaz hükmünü en kisa süre içinde icra etmesini ve mazlum kardeslerimize yardimci olmasini diliyoruz.

Muhterem Müslümanlar, sahabe-i kiramdan rivayet edildigine göre Ramazan-i serif yaklastiginda...

Mübarek Ramazan ayinin gölgesi üzerimize düstü. Çok sükür yeniden ulasiyoruz bir kutlu zaman dilimine....

Ilim ve Irfan dergisinin Mart 2024 sayisi Ramazan dosyasiyla çikti....

IRFAN BASIM YAYIN DAGITIM SAN. VE TIC. LTD. STI.
Zafer Mahallesi Kurultay Sokak No:1/6 Yenibosna | Bahçelievler / Istanbul | Telefon: 0(212) 694 98 98
Copyright © 2012-2016