Yüce Allah Kur’an-i Kerim’de buyuruyor ki, “Ey iman edenler! Oruç sizden önceki ümmetlere farz kilindigi gibi size de farz kilindi! Ta ki sakinip takvaya eresiniz. Oruç günleri sayilidir.” (Bakara, 183-184)
Muhterem Müslümanlar, yüce Mevla bu ayet-i kerimede iman etmis kullarina sesleniyor. Sunu kesinlikle biliyoruz ki, Ilah ve mabud olarak kendisine iman ettigimiz yüce Allah’tan bir emir ve hüküm geldiginde mutlaka belirtilen söz konusu hüküm bizim için çok büyük yararlar içermektedir; bunun bize olaganüstü bir faydasi vardir. Emirlere yüce Allah penceresinden baktigimizda ise ibadet edenlerin taat ve ibadeti O’na (cc) fayda vermedigi gibi isyanci ve günahkarlarin günah ve isyani da yüce Allah’a -hasa- herhangi bir zarar vermez.
Yüce Mevla, bizden önceki ümmetlere farz kildigi gibi bize de orucu farz kildigini haber veriyor. Kuskusuz ilkesel olarak farziyeti degisik zamanlarda farklilik göstermese de icra edilisinde farkliliklar vardir. Örnegin kimi ümmetlerde genel anlamda yemekten uzak durma seklinde gerçeklestirilirken bazilarinda sadece yemeklerin bir kismindan sakinma tarzinda yerine getirilir. Hristiyanlarin orucu böyledir. Gün sayisi ve tarzi farkli da olsa oruç bütün dinlerde insani egiten bir araçtir. Buna göre denilebilir ki oruç nefsleri bütün kötü davranislardan temizleyen, kalpleri hastaliklardan kurtaran, ruhlari bütün gam ve kederden uzaklastiran çok önemli bir kurumdur. Oruç tutan kisi güzel ahlakin zirvesine çikar ve tertemiz bir insan olur. Yüce Mevla oruçlunun elde ettigi ve amaçladigi en büyük faydayi ve sonucu, sakinip takvaya ermek seklinde özetlemis.
Aslinda takva iki cihanin mutlulugunu saglayan çok önemli bir faktördür. Korunup sakinmak seklinde ifade edebilecegimiz takva bütün iyilik ve güzelliklerin kaynagidir. Konuyu biraz daha detaylandiracak olursak diyebiliriz ki, takva yüce Allah’in bir kisim sifatlariyla aramiza koruma yerlestirmektedir. Mesela yüce Allah’in kahrindan, gazabindan ve cezasindan korunmak takvadir, Allah’in celal sifati geregi gerçeklesen cehennem atesinden korunmak da takvadir.
Oruç hayatimizi düzene sokar ve ahlakimizi güzellestirir. Böylece günah ve isyanlardan uzaklasiriz. Çünkü bütün günahlar nefsin arzu ve isteklerine boyun egmenin sonucudur. Insan, nefsin arzularini gerçeklestirdikçe istah artar, istedikçe ister. Oruç, nefsin arzu ve isteklerini zayiflatir, bedene musallat olmasini engeller. Bu yüzden Hazret-i Peygamber delikanlilik çagina erismis olanlara hitaben buyuruyor ki, “Gençler, imkani olan evlensin, çünkü evlilik gözü ve namusu korur. Imkan bulmayan ise oruç tutsun, çünkü oruç sehveti kirar.” (Ibn Mace, Nikah, 1)

(Yazinin tamami Ilim ve Irfan dergisinin Haziran (2016) sayisinda.)