Ilim ve Irfan dergisinin Mayis sayisi (Sayi: 45) vera kavramini anlatan dosyayla çikti. Günahlardan, haramlardan ve süphelilerden sakinmak anlamina gelen vera, tasavvuf çevrelerinde çok önemli bir kavram olarak anlam bulmustur.
Dini ciddiye almak, dini hususlarda titizlik göstermek sufilerin mesleklerinin en bariz özelliklerindendir. Allah’in hosnutlugunu kazanmanin yolu anlamina gelen din onlar için hayattir, memattir, dünyadir, ahirettir. Hayatlarinin tam merkezine koyduklari bu ideal, onlari titizlik sahibi kilar. Çünkü dindeki titizlik, dinin sahibine karsi olan edebin geregidir.
Dergide, dosya kapsaminda iki önemli yazi yer aliyor. Prof. Dr. Süleyman Uludag ve Hamza Toprak imzali yazilar, genis bir açidan ve zengin örneklerle vera kavramini degerlendiriyor.
Ince ve keskin bir çizgi olan helal-haram meselesini kapsamli bir yaziyla ele alan Prof. Dr. Süleyman Uludag, vera kavraminin tasavvuf gelenegindeki bütün yansimalarini ana hatlariyla anlatiyor. “Hangi kelimeyle ifade edilirse edilsin günah kötüdür, çirkindir, zararlidir, dünyada ve ahirette bir cezasi mutlaka vardir. Zira günah Hak Tealaya, Peygamberine, insanliga ve topluma karsi islenmis bir cürüm ve bir suçtur.” diyen Prof. Uludag, bunlardan korunmak için büyük bir titizlik sergileyen mutasavviflarin örnek hayat ve ahlakini dikkatlere sunuyor.
Hamza Toprak ise, bütün azalarimizda Allah korkusunun bulunmasi gerektigini vurguluyor. Zengin örneklerle süslenen yazi, titizligin hayatimiza neler kazandiracaginin müjdesini de veriyor.
Orta sayfadaki sohbette ise Seyh Muhammed Muta’ Haznevi dünya sevgisinin bizi Allah’tan uzaklastiracagini beyan ediyor. Sohbette, hepimizin sirat köprüsünden geçecegi vurgulanirken, simdiden oraya hazirlanmanin, günahlardan uzak durmanin, sevaplara ve hayirlara ragbet etmenin ne denli önemli oldugu isaret ediliyor.
Kendimizden ibaret degiliz
Prof. Dr. Selahattin Yildirim yazisinda haramin öldürücü bir zehir oldugunu vurguluyor. Dünyada insanlarin zihnini en çok mesgul eden iki husus vardir. Bunlardan biri rizik, digeri de ecel düsüncesidir. Bu iki hakikatin layikiyla kavranamamasi insanlari birtakim saçma telakkilere ve çikmazlara sokmustur. Prof. Yildirim, bu iki hakikatin kavranmasinda nelere dikkat etmemiz gerektigini de beyan ediyor.
Abdullah Taha Orhan akil ve kalp kavramlarini ele aldigi yazisinda, bu iki unsurun birlikte hareketinin saglik açisindan ne kadar önemli olduguna isaret ediyor. “Akil, ancak dizginleri kalbin elinde olursa insanin marifetullah yolculugunda, seyr-ü sülûkünde yolunu aydinlatan bir fener olabilir.” diyor, A. Taha Orhan.
Prof. Dr. Ali Akpinar bu sayida insanin kendinden ibaret olmadigini vurguluyor. Insanlardan sorumlu oldugumuzu belirten Prof. Dr. Akpinar, “Sosyal bir varlik olarak bir arada yasarken, birlikte yasadiklarimiza karsi sorumluluklarimiz vardir. Hiçbir zaman kendimizden ibaret degiliz. Yaptigimiz iyilikler, hem kendimize yarar saglar, hem çevremizdekilere.” diyor.
Derginin portre yazisini Prof. Dr. Kadir Özköse kaleme almis. Bu sayida ilim ve irfanda öncü bir sahsiyet, Abdullah bin Mübarek tanitiliyor.
Yrd. Doç. Dr. Cüneyt Gökçe imzali yazi, Naksibendi-Haznevi mürsidlerinin ilim, irfan ve irsaddaki öncülügünü, hizmetlerini, dikkatlere sunuyor: Haznevi mürsidleri halkin hidayetine kayit alan, ümmetin bireylerini Allah ve Resulü'ne baglanmaya çalisan arif sahsiyetlerdir.
Yrd. Doç. Dr. Ibrahim Baz göklerden gönüllere lütuf ve rahmet olarak tecelli eden Kandil gecelerini ve bu mübarek gecelerin ihyasinin önemini anlatiyor.
Ismail Acarkan bu sayida, tevbe, sabir ve gayret kavramlarinin Hak yolunda ne derece ehemmiyet arz ettigini anlatiyor.
M. Nezihi Pesen Kirkambar sayfalarinda tasavvuf hayatindan tadimlik alintilar sunarken, Zahit Yakin edep ve ahlak rehberi olan Seyh Sadi-i Sirazi’nin Gülistan adli eserini tanitiyor okurlara.
Kemal Özer ise, kozmetikleri ele aldigi yazisinda, insanin zaten güzel yaratildigini, kozmetikle güzellesmeyecegini vurguluyor.
Ilim ve Irfan dergisi, Gülbahçe çocuk ekiyle Mayis’in bütün güzelligini sunuyor okurlara.