Dünya bir imtihan yurdudur. Her insan kendisine verilen ya da verilmeyenlerle bir sekilde imtihan oluyor. Kimi varlik ve bollukla, kimi yokluk ve darlikla. Konumlarimiz, birikimlerimiz, degisebilir ama degismeyen tek sey herkesin, istisnasiz tüm insanlarin imtihanda oldugu gerçegidir.
Öte yandan herkes imkani ve birikimi ölçüsünde ve tabiiki gücü yettigi miktarda imtihan oluyor. Yani imtihanin sartlari evet esit degil ama adilane¬dir. Allah Teala hiç kimseye gücünün üstünde bir yükümlülük yüklemez ve asla kuluna zulmetmez. Vermedigi bir nimetin hesabini sormaz Yaradan. Ama ondan mahrum biraktigi insani da bu verme¬yisle aslinda imtihana almis oluyor. Dolayisiyla nefes alip verdigimiz sürece, her halimiz ve durusumuz, her konusmamiz bu imtihan sürecimizin bir parçasi.
Kimi zaman varlikla kimi zaman da yoklukla imtihan oluyoruz, dedik. Evet, bu böyledir. Iki durumun da birbirine göre zor ve kolay taraflari var. Mahrum kalanin sabri, varlik sahibi olanin infaki kadar, hatta belki daha fazla kiymetli ve degerli olabilir. Yoksulun bir tebessümü, haline sükretmesi, zenginin bir ser-vet dagitmasindan daha makbul sayilabilir. Birinin biri, ötekinin milyarindan daha çok is görebilir. Bu, Allah’in adaletidir. Bu adalet karsisinda tüm yaratil-mislar bir taragin disleri gibidir. Hiç kimse avantajli ya da dezavantajli degildir bu imtihanda.
Yokluk da zor varlik da
Evet yokluk sinavi zor bir imtihan ama varlik imtiha¬ninin kolay oldugunu nasil iddia edebiliriz? Yoksul bir ile mükellefken, örnegin, varlikli olani binleri bile kurtaramayabilir. Imkanlar arttikça paylasma miktari da o ölçüde artiyor yani. Birinin sabri ve sükrü onu kurtarabilecekken ötekinin mesuliyeti çok daha agir ve çetin.
Hem, bir seye sahip olan herkesin, -bu, ilim, servet ya da baska bir imkan olabilir- o seyden vermesi gerekir. Sahip oldugunu infak etmek, paylasmak durumundadir varlik sahibi. Hatta en sevdiginden vazgeçmesi gerekebilir. Yani varlik imtihanini ancak vermekle, dagitmakla geçebilir insan. Biriktirip dagitmayanlarin, infak etmeyenlerin veyl haline, der yüce Allah, öyle degil mi? Ve biliriz ki insana en agir gelen seylerden birisidir vermek. Ya vermeyince, paylasmayinca peki? O durumda varligi, en büyük felaketi olur insanin. Biriktirdigi, elde etmek için bin bir türlü sikintiya girdigi mali-mülkü basina bela olur.
Öyleyse her zaman varlik sahibi olmak avantaj degildir.
Bu arada varligin nasil elde elde edildigi mevzusu var ki o da ayri bir mesele. Ne kadar infak ederse etsin, insanin kazanci ve onu elde etme yolu mesru ve helal degilse o, elindeki insana sikintidan baska bir sey getirmez.
Öyle derdi bir büyügümüz: Dünya malinin, helal olsa hesabi, haram olsa azabi var.
Isin özü sudur: Bir imtihan dünyasindayiz. Ve son nefesimizi verene kadar bu devam eder. Burada sahip olduklarimiz ya da olmadiklarimizla imtihan oluyoruz. Ve öte tarafta varlik ve yokluk karsisinda aldigimiz konumla yargilanacagiz.
Allah Teala bizlere bu imtihani basariyla geçmeyi nasip etsin.