Ilim ve Irfan dergisi yayin hayatinda üç yili geride birakip dördüncü yilina girdi. Üç yil boyunca istikrarli ve tempolu bir yürüyüs sergileyen dergi, pek çok çevreden olumlu not aldi.
Ana eksenini tasavvuf hayatinin olusturdugu dergi, ilim ve irfan kavramlarini her sayisinda yeniliyor ve güncelliyor. Dergi bu çizgisiyle bugüne ve yarina ilim ve irfanin genis evrenini tasiyor. Sadece içerigi degil, tasarimi da begenilen dergi, her sayisinda okurlardan büyük ilgi görüyor. Ilim ve Irfan dördüncü yilina büyük yeniliklerle girdi. Özellikle tasarimini içerigi kadar önemseyen dergi, kapagindan iç sayfalarina kadar okura görsel bir sölen de sunuyor. Dördüncü yilin asil büyük yeniligi ise Gülbahçe çocuk eki. Dergi bünyesinde daha önce yayinlanan Ailemiz eki artik ömrünü tamamladi. Simdi ise çocuklarin ellerinden düsüremeyecegi Gülbahçe dergisi, Ilim ve Irfan’la birlikte hediye ediliyor. Ilk sayisi çikan dergi, uzun yillar genç okurlarin elinde ve dilinde olacak.

Kötüden iyiye hicret
Dergi, Eylül sayisinda hicret dosyasiyla çikmis. Dosya kapsaminda, Prof. Dr. Süleyman Uludag, Doç. Dr. Mahmut Çinar ve Ismail Acarkan imzalari yer aliyor. Prof. Dr. Uludag, hicreti degerlendigi önemli yazisinda, “Ister muhacir ister mülteci ve göçmen olsun çaresiz kalmis, gadra ugramis ve zulme maruz kalmis insanlara inanç ve etnik köken farki gözetmeden sahip çikmak ve yardimci olmak insani ve Islami bir vecibedir.” diyor. Ismail Acarkan ise yazisinda, kötüden ve kötüklükten uzaklasip iyiye ve iyilige dogru yol almayi hicret olarak ifade ediyor. Doç. Dr. Mahmut Çinar, hicretin bir kardeslik destani oldugunu vurguladigi yazisinda, ayni kardeslik duygularinin bugün de kalben ve fiilen yasanmasinin önemine isaret ediyor. Seyh Muhammed Muta’ Haznevi, ömrümüzü Allah yolunda harcamaliyiz dedigi sohbetinde, bunun en güzel sekilde tarikat ve tasavvuf adabiyla mümkün olacagini vurguluyor.

Güzel haberler var
Dergide, Ahmet Edip Basaran Amak-i Hayal adli eseri hayal ve hakikat ekseninde degerlendiriyor, bu iki kavramin hayatin aynasi oldugunu belirtiyor. Ahmet Murat, sehir yazisiyla okuru selamliyor: Üsküdar Istanbul’un özetidir. Yrd. Doç. Dr. Ibrahim Baz, kurbanin önemi anlatiyor ve nefsini kurban eden sonsuz hayati kazanir diyor. Prof. Dr.Ali Akpinar, Hazret-i Ibrahim ve Hazret-i Ismail kissasinin tasidigi dersleri paylasiyor okurla. Prof. Dr. Kadir Özköse ise tasavvuf tarihinin önemli sahsiyetlerinden Sakik Belhi’nin portresini sunuyor okura. Mona Islam, güncel tartismalara isaret ediyor ve kurtulus ehlinin ancak Resulullah’a tâbi olanlar oldugunu ifade ediyor. Kemal Özer, aileleri uyariyor, ayrintilarda gizlenmis kötülüklere karsi çocuklarin korunmasini öneriyor. Seyh Fethullah Verkanisi bu sayida Adab-i Fethullah adli eseriyle aniliyor, yaziyi Zahit Yakin kaleme almis. Doç. Dr. Selahattin Yildirim ise, bir hadisi ve bir hikayeyi merkeze aldigi yazisinda en üstün amel hangisidir sorusuna cevap ariyor. Prof. Dr. Ahmet Ögke, tasavvufi kavramlar etrafinda mürsid-i kâmilin gönlünün Hakk’in sarayi oldugunu belirtiyor. M. Nezihi Pesen Kirkambar yazilarina devam ediyor. Yusuf Genç yeryüzünden güzel haberleri derliyor okur için.
Gülbahçe çocuk dergisiyle birlikte Ilim ve Irfan dergisinin Eylül sayisi okura yenilikler ve güzellikler sunuyor.