Ilim ve Irfan dergisi Temmuz sayisi gafletten kalbi uyandirmak dosyasiyla çikti. Dosyalariyla ve içindeki farkli yazilariyla ilk sayisindan itibaren dikkatle takip edilen Ilim ve Irfan dergisi, tasavvufun manevi tesirini adeta her sayisinda kutlu bir tebessümle hissettiriyor.
Ilim ve Irfan gafleti isledigi dosya yazilarinda kalbimize sesleniyor ve uyan ey kalbim diyor. Dosya kapsaminda Yrd. Doç. Ibrahim Baz, Kutbeddin Akyüz ve Kübra Orhan uyanisin kandillerini yakiyor.
Yrd. Doç. Ibrahim Baz gafleti yaratilis gayesini unutmak olarak tanimliyor. Gafletin insandaki tezahürünün, gurur, kibir, riya, haset, sehvet, cimrilik gibi ruhi ve kalbi hastaliklar oldugunu belirten Yrd. Doç. Dr. Baz, bu halden tevbe edilmesi gerektigini vurguluyor. Gaflet halinin ne derece tehlikeli oldugunu söyle ifade ediyor yazar, “Birçok alim ve mesayih-i kiram gaflet halini, günaha, küfre ve nihayet cehenneme götüren bir adim olarak görmüsler ve bu konuda mü’minleri israrla uyarmislardir. Ahmed bin Hadreveyh söyle der: Gafletten agir bir uyku yoktur.”
Kutbeddin Akyüz ise Allah’i zikretmek gafletten korur diyor. Gafleti mü’min için tehlikelerin en büyügü olarak niteleyen Akyüz, gafletten korunmanin nasil mümkün olacagini anlattigi yazisinda ilk siraya zikri koyuyor, “Dünya muhabbetinin yol açtigi gafletten kurtulmanin yollarindan biri, Allah Tealayi gönülden anmak ve O’nu (cc) zikretmektir. Bu sayede kalp, gafletten uyanir ve iman nuruyla dolar.”
Kübra Orhan da gaflete düsmemek için neler yapilacagini anlatiyor okura. Gafletin sebeplerinden biri olarak kalbin dünyayla mesgul olup ahireti unutmasini zikrediyor yazar. Hiç kimsenin nefsinin yanilma ve gafletten korunmus olmadigini belirten Orhan, asil olanin kisinin bu kusurlarinin farkinda olmasi ve bunlari tedavi etmeye çalismasidir, diyor.
Orta sayfa sohbetinde Seyh Muhammed Muta’ Haznevi, gafletten uyanmali ve kalbimizi Allah’a baglamaliyiz, diyor. Her ay düzenli olarak orta sayfada Irfan Kaynagi kösesinde sohbetleri yer alan Seyh Muhammed Muta’ Haznevi’nin bu sayidaki sohbeti gafletten kurtulus yollarina ayrilmis. Bu hususta tarikatin, bilhassa Naksibendi-Haznevi tarikatinin usûl, adap ve önemine isaret eden Seyh Muhammed Muta’ Haznevi, “Mürit tarikata girmeden önce acemi bir garibandir, kalbini Allah’a nasil baglayacagini bilmez. Tarikata girip zikir ve adapla mesgul olduktan sonra artik kalbine gafletin girmesine müsaade etmemesi gerekir, kalbini korumak zorundadir.” diyor.
Imtihan devam ediyor
Ilim ve Irfan zengin içerigiyle bu sayida da okurlarina dolu dolu bir dergi sunuyor. Prof. Dr. Süleyman Derin ilim, amel ve marifet kavramlarini degerlendirdigi yazisinda bunlarin mana olarak bir olduguna dikkat çekiyor. Prof. Dr. Derin, bugünkü bazi yanlislari hatirlatip su soruyu soruyor, “Bugün, tasavvuf adina ortaya çikan ve kendilerinde derin marifetler bulundugunu iddia ettikleri halde seriati yasamayan, farzlari yerine getirmeyen özellikle de haramlardan kaçinmayan ama muhtelif zikirlerle mesgul olan kimselerin durumu nedir? Zira bu insanlar da sufilerin tefekkür, zikir gibi bazi uygulamalarini yerine getirmekte, Ibn Arabi ve Mevlana Hazretleri gibi Allah dostlarinin sözlerinden güzel nasihatleri dile getirmektedirler.” Sorunun cevabi yazinin devaminda dergi sayfalarinda veriliyor.
Prof. Dr. Süleyman Uludag ise kemale ermenin yolunun az uyumaktan geçtigini beyan ettigi yazisinda uyku kavraminin tasavvufi boyutlarini gündeme getiriyor.
Prof. Dr. Ali Akpinar çok hassas bir konuyu ele aliyor. Mal, mülk ve zenginligi Karun kissasinin detaylariyla anlatan Prof. Akpinar, “Mal, variyet azginlik sebebi olmamalidir, tam tersine variyet, sükür ve kullugun artmasina sebep olmalidir.” diyor.
Said Yavuz vefa kavrami etrafinda irfani bir okuma yapiyor, vefanin bezm-i eletse ait oldugumuzu unutmamak oldugunu vurguluyor.
Prof. Dr. Kadir Özköse tarikatlari anlattigi yazilarina bu sayi Kübreviye ile devam ediyor. Çin’den Anadolu’ya Kübreviye’nin çok önemli bir tesir sahasina sahip oldugunu belirten Prof. Dr. Özköse, bu tarikatin Naksibendiye ve Mevleviye’ye de katkisinin bulundugunu ifade ediyor.
Mona Islam kiymetli yazilara imza atmaya devam ediyor dergide. Tevbe kavrami etrafinda sekillenen yazisinda Mona Islam söyle diyor, “Gurur insana hatasini kabul etmede engeldir. Seytan gururludur hatasini kabul etmemistir. Insan da hatasini kabul ederse yok olacagini fisildar, bilakis insani yok eden sey hata itirafi degil, gururla hatanin inkaridir. Biz hata yapmayan insana degil, hata yapan ama tevbe eden, unutan ama hatirlayan ve pes etmeden, umut kesmeden sorumlulugunun basina dönen insana Müslüman diyoruz.”
Ismail Acarkan yazisinda anne ve babalarin iyi ahlakta ve güzellikte çocuklarina örnek olmasi gerektigini vurguluyor.
Derginin Bayram ve Kadir gecesi yazisini Yrd. Doç. Dr. Mustafa Demirci kaleme almis. Yazi adeta bu mübarek zaman dilimlerini nakis nakis gönüllere isliyor.
Kadir gecesinin ve bayramin manevi boyutlari M. Nezihi Pesen’in Kirkambar sayfalarinda büsbütün bir manevi neseye dönüsüyor.
Zahit Yakin bu sayida tasavvuf klasiklerinin en kiymetlilerinden olan Hikem-i Ataiyye adli eseri tanitiyor.
Ilim ve Irfan dergisi Ailemiz ekiyle birlikte Temmuz sayisinda okurun kalbine seslenmeye devam ediyor.