Ilim ve Irfan dergisi Subat sayisi dilin afetleri dosyasiyla çikti. Diline hakim olmazsan onun mahkumu ilkesini merkeze alan dergi, büyük bir tehlikeye karsi okurlarini uyariyor.

Dili egitmek tasavvufun temel vurgularindan biridir. Az konusmak tavsiye edilmistir. Çünkü az konusmak, dille yapilan hatalari en aza indirmek için baslica tesirli yoldur.

Insanoglu, dilinden çektigi kadar hiçbir seyden çekmemistir. Insanin belki de en büyük imtihani diliyledir. Onu tutan, ona sahip olan kazanir, onu basibos birakan da hem burada hem öte tarafta kaybeder. Bu böyledir. Öyleyse dil insan için hem sükredilmesi gereken bir nimet hem de büyük bir afettir.

Ilim ve Irfan dergisi büyük bir hassasiyetle dilin afetlerini genis bir çerçevede el aliyor, bu afetten korunmanin yolunu da isaret ediyor.

Dosya kapsaminda Abdullah Taha Orhan, Doç. Dr. Selahattin Yildirim, Doç. Dr. Ahmet Albayrak ve Ismail Acarkan’in yazilari yer aliyor.

“Dilin Afetleri Kalbi Yaralar” baslikli yazida Abdullah Taha Orhan, Imam Gazzali’den hareketle bos konusmaktan dedikoduya kadar onlarca afeti anlatip bunlarin tehlikelerine dikkat çekiyor. Meselenin yeni boyutuna gündeme getiren Orhan, sosyal medyada olusan tehlikeyi dikkatlere sunuyor: “Günümüzde sosyal medya mecralarinda bu hastaligin tezahürlerine maalesef oldukça sik tesadüf edilebilmektedir. Ironi ve mizah perdesi altinda kisilik suikastleri gerçeklestirilmektedir sosyal medyada.”

Resulullah Bedir’de öldürülen müsriklere sövülmesini yasakladi ve söyle buyurdu: “Bu adamlara sövmeyin! Sizin dediklerinizin hiçbiri onlara ulasmaz ancak dirilere eza etmis olursunuz. Dikkat edin! Çirkin söz adiliktir.” Doç. Dr. Selahattin Yildirim bu hassasiyetten hareketle dilin kötülük, sövgü ve ser için kullanilmasinin kabul edilemez oldugunu, hele hele dilin velileri incitici sözleri söylemesinin, evliyaya dil uzatmasinin büsbütün kötülük oldugunu vurguluyor.

Dili kalbin anahtari olarak gören Doç. Dr. Ahmet Albayrak, “Kisinin sözü, akil ve fikrinin tercümani, ilminin, fazilet ve halinin açiklanmasi anlamina geldiginden akilli insan, her düsündügünü hemen söylemez ama her söyledigini düsünür.” diyor. Ismail Acarkan da ya hayir söylemeli ya da susmali ilkesince dilin afetlerinden korunabilecegimizi anlatiyor.

Orta sayfalarda sohbetleri düzenli olarak yer alan Seyh Muhammed Muta’ Haznevi giybet hastaligindan bir an evvel kurtulmaliyiz diyor. Giybet hastaligini merkeze alan yazida bu hastaligin hem maneviyatimizi hem de toplumsal hayatimizi nasil tahrip ettigi bu sebeple d bu hastaliktan bir an evvel kurtulmamiz gerektigi vurgulaniyor.

Zengin bir irfan hayati Tasavvuf dünyasinin önemli akademisyenlerinin yazilariyla ilim ve irfan dünyamiza her ay ayri zenginlik katan dergide bu sayi Prof. Dr. Süleyman Uludag, mü’minlerin mide ile imtihanini ele aliyor. Son derece genis ve doyurucu bir yaziyla karsi karsiyayiz. Prof. Dr. Uludag, mide imtihani için ölçüyü söyle ifade ediyor: “Allah Resulü son derece kanaatkardi, asla bogazina düskün biri degildi.

Yeme içme konusunda perhizkar idi, yiyecek bir sey olmayinca oruç tutardi, günlerce hurma ve su ile idare ederdi.”

Prof. Dr. Kadir Özköse en köklü tarikatlardan olan Naksibendiye tarikatinin ana özelliklerini kalem almis. Bu büyük ve merkez tarikatin yasadigi süreç, ana ilkeleri ve bugünkü durumu temel bir bakisla gündeme getiriliyor.

Her ay Kur’an’dan derslerine devam eden Prof. Dr. Ali Akpinar bu sayida Fil suresinden çikardigi dersleri okurlarla paylasiyor. Bu sayinin en dikkat çeken yazilarindan birisini Yrd. Doç. Dr. Mustafa Demirci kalem almis. Demirci, Imam-i Rabbani yolunun büyük mürsidi Muhammed Ma’sûm Hazretlerinin hayatini ve bir mektubunu okurlarin dikkatine sunuyor. Sami Bayrakçi ise halen Hindistan-Pakistan bölgesinde son derece etkili olan Çistiyye tarikatinin kurucusu Muinüddin Çisti Hazretlerinin portresini aktariyor. Zeki Bulduk nefis bir yaziyla Isfahan’a götürüyor okuru: “Biz Isfahan'a dogru gidelim. Selçuklu bir gelin gelir akliniza Isfahan denildiginde. Birden Rey, Mevr, BeIh gibi kardeslerini hatirlarsiniz o alli gelinin. Ta Tugrul Bey zamanina dogru gider zihniniz. Göç yollarindaki atalarinizi hatirlarsiniz.”

Said Yavuz, bir kalbiniz var onu hatirlayin diyor, Kemal Özer de yeme ve içmede Islami ölçüyü sunuyor dikkatlere. M. Nezihi Pesen’in kaleme aldigi Kirkambar sayfalari okura farkli tatlar sunarken, Rabia Brodbeck mananin derinliklerinden inciler diziyor ve “Kalbin bilgiyle dogrudan bir iliskisi mevcuttur. Bu da insan tutkulari, ihtiyaçlari, özlemleri, meyilleri, duygulari ve arzularinin; hayal, akil, tefekkür, idrak, bilgelik, insan suuru ve Ilahi bilinç ile irtibatli oldugunu gösterir.” diyor.

Ailemiz ekiyle birlikte bu ay da Ilim ve Irfan dergisi kalplerimizi isitmaya devam ediyor.

Muhterem Müslümanlar, sahabe-i kiramdan rivayet edildigine göre Ramazan-i serif yaklastiginda...

Mübarek Ramazan ayinin gölgesi üzerimize düstü. Çok sükür yeniden ulasiyoruz bir kutlu zaman dilimine....

Ilim ve Irfan dergisinin Mart 2024 sayisi Ramazan dosyasiyla çikti....

IRFAN BASIM YAYIN DAGITIM SAN. VE TIC. LTD. STI.
Zafer Mahallesi Kurultay Sokak No:1/6 Yenibosna | Bahçelievler / Istanbul | Telefon: 0(212) 694 98 98
Copyright © 2012-2016