Bizleri Müslüman kilip Hazret-i Muhammed’e ümmet yapan Allah’a sonsuz hamd ve sükrediyorum. Bu, gerçekten emsalsiz bir nimettir. Yine Allah’a hamd ve sükrediyorum ki, bizleri Naksibendi-Haznevi tarikatina mensup etmekle onurlandirmistir. Bu tarikatin gerçek usul ve adabi kendisine baglanan müridi, Allah’in emirlerini yerine getiren yasaklarindan kaçinan ve Hazret-i Peygamberin ahlakiyla ahlaklanan gerçek bir Müslüman yapmak için ugrasir. Bütün iyilik ve güzellikler Allah’a itaat etmeye, bütün çirkinlik ve kötülükler de O’nun (cc) yasakladigi günahlari islemeye baglidir. Yüce Allah bizlere iyilik ve kötülügün yollarini açiklamis ve bizleri hayir, itaat ve güzel isleri yapmaya tesvik edip kötülüklerden sakindirmis, iyilik ve güzelligin büyük bir mükafatla, isyan, günah ve kötülügün de siddetli bir azapla neticelenecegini haber vermistir.
Kardeslerim, günah ve isyanlar çok çesitlidir. Özellikle günümüzde, eskiye oranla, daha fazla yayilmis ve sayilari çogalmistir. Toplumlarda en fazla yaygin olan günahlari arastirdigimizda, Allah’in ihsan ve ikramina mazhar olmus sayili kullar disinda, pek çok kimsenin müptela oldugu bir hastalikla karsi karsiya kaliriz. Bu, kötülügü emreden nefs-i emmareler için islenmesi çok keyifli olan lezzetli bir hastaliktir. Bu hastaliga sohbetlerin meyvesi adi verilir. Sanirim, neyi kastettigimi tahmin ettiniz. Evet, bu giybet hastaligidir. Oysa yüce Allah bizleri giybet konusunda siddetle uyarmis ve buyurmus ki, “Ey iman edenler, zandan çokça sakinin, kuskusuz zannin bir kismi büyük günahtir. Birbirinizin gizli hallerini ve kusurlarini arastirmayin, birbirinizi giybet de etmeyin. Sizden biri ölü kardesinin etini yemekten hoslanir mi? Bundan tiksinirsiniz. Öyleyse Allah’tan korkun. Süphesiz ki Allah tevbeleri kabul edici ve çok merhamet edicidir.” (Hucurat, 12)
Rivayet edilen bir hadiste Cabir bin Abdullah diyor ki, Hazret-i Peygamber ile beraber oldugumuz bir anda çok kötü bir koku hissettik. Hazret-i Peygamber buyurdu ki, “Bu, mü’minleri giybet edenlerin yaydigi igrenç bir kokudur.” (Heytemi, el-Mekki, ez-Zevacir 2, 11)
(Yazinin tamami Ilim ve Irfan dergisinin Subat (2015) sayisinda.)