(Bu makale, Seyh Muhammed Muta’ Haznevi Hazretlerinin sohbetlerinden derlenmistir.)

Mübarek Ramazan geldiginde sahabe-i kiram birbirlerini tebrik ederlerdi. Bu yüzden ben de Ramazan-i serif münasebetiyle hepinizi tebrik ediyorum. Bu mübarek ayin bereketinden bizi istifade ettirmesi, bizleri tat ve ibadetle muvaffak kilmasi ve tevbe edip kendisine dönmemizi saglamasi için Rabbime dua ve niyazda bulunuyorum. Süphesiz, O’nun her seye gücü yeter.

Kardeslerim, yüce Allah pek çok büyük hikmete binaen orucu farz kilmistir. Aslinda sadece bu hikmetler bile orucun, Islam’in farzlarindan biri olmasini ve önemli rükunlar arasinda sayilmasini gerektirecek ehemmiyettedir. Gerçekten oruçta insanin hayatini sekillendirecek çapta çok büyük faydalar vardir.

Buna göre sevgili kardeslerim, kul sadece Allah rizasi ve sevgisi için nefsani arzularini bir kenara birakarak oruç sayesinde Allah’a yakinlasir. Baska bir tabirle, oruçlu kimse Rabbinin arzularini kendi arzularina tercih eder. Nefsinin isteklerini terk edip Allah’in emirlerini yerine getirir. Böylece iman ve ibadetinde dürüst oldugunu, Allah’in sevgisinde samimiyet içerisinde bulundugunu Allah’in, itaatkar mü’minler için vaad ettigi, mükafati ciddiyetle arzuladigini ispatlamis olur.

Kardeslerim, Ramazan, siradan bir ay degildir. Yüce Allah, Kur’an-i Kerim’i ve diger semavi kitaplari bu ayda indirmistir. Yani Hazret-i Peygambere ve kendisinden önce diger peygamberlere gönderilen kutsal kitaplarin tamami bu ayda nüzul etmistir. Nitekim Hazret-i Peygamberden nakledildigine göre, “Hazret-i Ibrahim’in sahifeleri Ramazan-i serifin birinci gecesinde, Tevrat altinci gecede, Incil on üçüncü gecede, Zebur on sekizinci gecede indirilmistir. Kur’an-i Kerim ise Ramazan’dan yirmi dört gün bitince nazil olmustur.” Halimi der ki, “Yirmi dört günün bitmesi yirmi besinci geceyi ifade etmektedir.” (Suabu’l-Iman, Beyhaki, cilt 2, sayfa 414)

(Yazinin tamami Ilim ve Irfan dergisinin Temmuz (2014) sayisinda.)