Tasavvufun özgün birikim ve degerleriyle günümüz hayatinin farkli boyutlarina yeni, irfani ve insani bakis sunan Ilim ve Irfan dergisi Subat sayisinda israf kavrami çerçevesinde tüketirken tükenmeyi dosya konusu olarak isliyor.

Dergide, usta çizer Hasan Aycin her sayi, kelimat-i kudsiyenin bir sözünü çizgisiyle gönüllere naksediyor. Bu sayida baz-gest kavrami Aycin’in çizgisinde hayat buluyor. Dergi, dosya konusunun yaninda usta kalemlerin yazilariyla hayata yeni bir yorum getiriyor.

Allah’in muhabbetiyle riziklanmak
Bu sayida, “Israf: Tüketirken tükenmek” söylemli israf dosyasinda, israfin boyutlari dini, psikolojik, sosyal ve ahlaki çerçevesiyle gündeme geliyor. Özellikle bir zühd hareketi olarak ortaya çikan tasavvufun neden ve niçin böyle bir tecrübeyle hayat buldugunu Prof. Dr. Süleyman Uludag “Müslümanlarin Varlikla Imtihani: Dünyevilesme ve Ilk Sufiler” baslikli yazisinda ele aliyor. Prof. Dr. Süleyman Uludag, tasavvufun esasini olusturan zühd boyutunu ele aliyor. “Dünyada zahid olmak Islam’da ve tasavvufta esastir. Dünyaya karsi zahid olmak, dünyadan çok ahirete ragbet etmek ve deger vermektir. Dünya nedir? Sufiler dünya kelimesiyle arzi yani yerküresini kastetmezler. Dünyadan maksat, insanin ölümden evvelki hayati ve bazi seylere yönelik arzularidir.” diyen Prof. Uludag, dünya sevgisi kavramindan hareketle ilk Müslümanlardan bugüne varlik imtihaninin uç noktalarini genel bir bakisla degerlendiriyor. Yrd. Doç. Dr. Cüneyt Gökçe’nin yazisinin basligi ise, Israfta Hayir Yok, Hayirda Israf Yok. Cömertlikle israfi birbiriyle karistirmak yanlis oldugu gibi, iktisat ile cimriligin çok farkli seyler oldugunu bilmek de gerekir diyen Gökçe sunlari kaydediyor: “Harcamanin tefrit mertebesi cimrilik ve pintiliktir. Ne yer ne de yedirir. Iyilik adina hiçbir faaliyette bulunmaz. Bitecek korkusuyla sahip oldugu malin sadece hamalligini yapar. Ifrat noktasi ise israftir. Israf, sahip olunan imkanlarin yersiz ve hikmetsiz kullanilmasidir.” Rukiye Karaköse, psikolog gözüyle sürekli reklam edilen modern hayattaki tüketim kültürünün insanda açtigi yaralara isaret ediyor. “Neredeyse duygularimizdan bahsetmeyi, hayata dair konusmayi unuttuk, dost meclislerinde sohbetlerin konusu bile sadece tüketim nesneleri oldu.” diyen Karaköse içimizde yuvalanan ve sürekli yeni yaralar açan ihtiraslarimizin derinlerine iniyor. Ismail Acarkan, çok yeni bir dil, çok yeni bir bakis, çok yeni bir söylemle sesleniyor okura ve her seyin en iyisine layiksin diyor: Namazin en iyisine, orucun en iyisine, tevbenin en iyisine… Dünyadaki süslerimizin ahiretimizin yükü olacagini vurgulayan Acarkan, nimetleri nasil degerlendirmemiz gerektigine söyle isaret ediyor: “Allah nimetinin üzerimizde görünmesini ister. Zenginlik nimetinin üzerimizde görünmesi cömertlikledir, yoksa kat kat elbiseler, süslü evler ve salonlarla degildir.” Dosya konusuna Hamza Toprak ve Salih Kadri Ogul’un yazilari da önemli bir katki sagliyor. Hamza Toprak, “Kanaat hali, malin azligi veya çoklugu ile ilgili bir husus olmayip kalbin her halükarda Allah’in takdirine, verdiklerine razi olabilmesi halidir.” derken; Salih Kadri Ogul da önemli bir inceligi hatirlatiyor: “Büyüklerimiz, ev veya baska bir seyle ilgili olarak, “Bu senin mi?” diye soranlara, “Emanetçisiyim…” cevabini verirlerdi. Gerçek manada insan, Allah’in mülkünün emanetçisidir.”

Her sayi orta sayfada sohbetleri yer alan Seyh Muhammed Muta’ Haznevi, bu sayida dünya sevgisinin bütün kötülüklerin basi oldugunu vurguluyor. Insan, dünyanin kendisine egemen olmasina firsat vermemelidir, diyen Haznevi Seyhi, bütün kötülüklerin basi olan dünya sevgisinin çaresine su sözleriyle isaret ediyor: “Dünya sevgisi dermansiz bir dert gibiyse de bu hastaligin çaresi vardir. Dünya sevgisi hastaliginin ilaci ölümü ve ölüm ötesini düsünmek; kabir azabini, hasir meydanini ve Allah’in huzurunda hesap verilecek ani hatirlamaktir.”

Hayatin ve hikmetin izinde
Prof. Dr. Mustafa Kara, Ibn Ataullah Iskenderi Hazretlerinin Hikem-i Ataiyye eserinden hareketle, “Hikmetin Pesine Düsmek” baslikli yazisinda ibadet, kulluk, salih amel gibi kavramlari bir bütünlük içinde yeniden dikkatlere sunuyor. Sevilen ve okunan yazilariyla, asr-i saadet iklimini bugüne tasiyan Ömer Döngeloglu, bu sayida, gönül dünyamizin kapilarini Resulullah’in tesis ettigi muazzam kardeslige açiyor.

Prof. Dr. Ali Akpinar, “Imtihan Secdeyle Basladi” baslikli yazisinda, Hazret-i Adem kissasini Kur’an-i Kerim’de anlatildigi biçimiyle ele alip bu kissadan alinacak dersleri irfan boyutuyla isliyor. “Kissalar, Peygamberimizi ve mü’minleri teselli eder, onlari tüm olumsuzluklarina ragmen hayata hazirlamak için anlatilir. Kissalari okuyan kimse, kendini kissanin içerisinde bulmalidir. Kissada anlatilan olumlu-olumsuz kahramanlarla kendini mukayese etmelidir. Ayni durumda ben olsam, ne yapardim, nerede dururdum sorusunu sürekli kendine sorarak okumalidir.” diyen Prof. Akpinar, Kur’an-i Kerim’de kissalarin niçin anlatildiginin da cevabini veriyor. Doç. Dr. Selahattin Yildirim, kurtulusa ermek için sadiklarla, Salihlerle beraber bulunmanin önemine isaret ederek hepimizde bir miktar bulunan kötü hasletlere karsi bizi uyariyor: “Insanin içerisinde bir miktar Ebu Cehillik, Nemrutluk, Firavunluk ve Karunluk bulundugu gibi insan pek çok hayvan hasletini de tasimaktadir.”

Belh padisahligindan gönül sultanligina uzanan Ibrahim bin Edhem Hazretlerini Sami Bayrakçi’nin kaleminden okuyoruz. Mona Islam, deneme tadinda hayata farkli bir pencere açiyor. Bu sayida hirslarimiza isaret ederek, “Insanin kendi kendine degeri hiçtir, pahasi sifirdir, asinirligi maksimumdur, çabucak demode olur. Insani demirciler çarsisinda satmaya çalistiginizda ona üç kurus fiyat biçilir. Insan bir antikadir.” diyor. Lütfi Saglam imzali yazi, çetin imtihanlarla dolu bu uzun hayat yolculugunun rehbersiz yürünemeyecegini vurguluyor.

Kemal Özer, fitrati bozmadan beslenmenin önemine isaret ettigi yazida, un, seker ve tuzdaki hayati tehlikeleri gözler önüne seriyor.

Derginin Ailemiz eki ise özellikle çocuklarin ellerinden düsürmeyecegi çizgiler, hikayeler ve eglenceli sayfalarla dolu. Dolu dolu bir dergi, dolu dolu bir hayat için…

Muhterem Müslümanlar, sahabe-i kiramdan rivayet edildigine göre Ramazan-i serif yaklastiginda...

Mübarek Ramazan ayinin gölgesi üzerimize düstü. Çok sükür yeniden ulasiyoruz bir kutlu zaman dilimine....

Ilim ve Irfan dergisinin Mart 2024 sayisi Ramazan dosyasiyla çikti....

IRFAN BASIM YAYIN DAGITIM SAN. VE TIC. LTD. STI.
Zafer Mahallesi Kurultay Sokak No:1/6 Yenibosna | Bahçelievler / Istanbul | Telefon: 0(212) 694 98 98
Copyright © 2012-2016