SAADETTIN ACAR | Şubat | 2025 | BASLARKEN
Kur’an-i Kerim bize, sahip oldugumuz imkânlarin birer “fitne” oldugunu haber verir. Günlük kullanimimizda fitne asil anlamindan epeyce uzaklasmis ve neredeyse fesat/ kötülükle esdeger bir manaya indirgenmis ama sözlüklerde bu kavramin kötülük tarafi da olmakla birlikte nötre yakin bir mana tasidigini görmekteyiz. Mesela kuyumcu, ayni kökten gelen fettandir. Sözlüklerde gönülçelen, akil karistiran, bastan çikaran manasina göndermeyle kadina da fettan denilmistir. Altin ve gümüs “iki fettan”dir, ayni zamanda hirsiz ve seytan da öyle adlandirilmistir. Öyleyse fitne olarak karsimiza çikan durum ve nesnelerin mutlak bir kötülügünden söz edemeyiz.
Fitne sözlükte “altin ve gümüs gibi degerli madenlerin safligini anlamak için atesle eritmek” anlamina gelir. Kavramin birçok anlami olmakla birlikte tümünün vardigi nokta sinamaya, atese atarak denemeye ve bunlarin türevlerine çiktigini söylemek mümkün.
Öyleyse fitne, hayir olsun ser olsun, imtihan oldugumuz her seydir. Iste bu sebeple önümüze çikan bütün imkânlar bizim için birer fitnedir. Zenginlik de makam da mülk de söhret de öyledir. Mal ve evlat, makam ve iktidar, sehvet ve servet sinandigimiz imkânlar olmalari hasebiyle önümüze birer fitne olarak çikmaktadirlar.
Güç ve iktidar bir imkândir; birinde adaletin ve merhametin tecellisine aracilik ederken, baska birinde zulüm ve zorbalik enstrümanina dönüsür. Mal ve servet de öyledir; iyi olanda infak ve cömertlik sergileme firsatina dönüsür, kötünün elinde israf ve gösteris olarak gün yüzüne çikar. Bunun gibi söhret kibre de sebep olabilir, iyi örneklige, güzel ahlak numunesine de vesile olabilir.
Öyleyse imkân, insanin içindekini ortaya çikaran asil muharrik, içinin derinliklerinde yesertip büyüttügü o duyguya uygun bir zeminin olusmasidir. Çünkü iyilik de kötülük de, güzellik de çirkinlik de, vahset de merhamet de insanin derin dünyasinda uyku halindedir adeta.
Uyuyan hücreler gibi. Insan kendisi bile çogu zaman bu durumdan haberdar degildir belki de. Ancak onlara uygun bir hal, bir durum, bir imkân olustugunda canlanip varlik sahasinda görünmeye baslarlar. Bundan dolayi bazilarimizin yasadigi mahrumiyet ve yoksunluk hayrimizadir aslinda. Içimizde potansiyel olarak duran kötülük en azindan tecessüm etmemis olur ki, bu da kurtulusumuza vesile olabilir. Ibn Ataullah Iskenderi Hazretlerinin su sözü, diger bütün anlamlarinin yaninda buraya da ince bir gönderme gibidir: “Ne ki senden alinmistir, o senin hayrinadir.” Aslinda kivaminda ve kararinda kalmak kaydiyla, mesru imkânlarin tamamiyla temas kurmak ayiplanacak ve kinanacak bir durum degildir. Hasbelkader bir makama gelebiliriz. Allah’in lütfuyla maddi refaha erebiliriz. Yaptigimiz isle taninan, bilinen bir insan olabiliriz. Bunlar da bazi görünür çiktilara dönüsebilir. Insan imkânlarinin ve halinin degismesiyle birtakim sekli degisimler yasayabilir. Gündelik hayat içindeki bu degisimler de bir yere kadar tabiidir aslinda. Yani sahip olunan imkânlarin insana sundugu hazlardan ve konfordan faydalanmak, dozunda kaldiginda makul bulunabilir. Ama imkânlarin bir insani bastan asagi degistirmesi, onu bambaska birine dönüstürmesi çok baska ve derin bir soruna isaret etmektedir. Iste büyük felaket budur.
Imkân tabiati icabi simartmaya, tekebbüre müsaittir. Çünkü imkân sahibi olmak insana içten içe bir ayricalik, üstünlük ve seçilmislik hissi verir. Bu, giderek gizli bir sirke dönüsüp biriciklik duygusu halini bile alabilir maazallah. Her ne sekilde olursa olsun; zorla, hileyle, yalan dolanla, eline geçirdiklerini hak ettigini düsünmeye baslar insan. Bu marazi ruh hali zülüm, tekebbür, israf olarak kendini disa vurur. Ama baska birilerinde de bu imkânlar mesuliyet bilincinin artmasina ve muhasebeye vesile olur. Bunun bir ikram ve lütuf oldugunu düsünür ve hakkini vermeye çalisir. Onlarin sahibi ve maliki olmadiginin bilinciyle hareket eder. Her imkâni bir emanet bilir ve ona bu yüksek suurla temas kurar. Bu asil ruh halinin disavurumu ise mahcubiyet, merhamet, adalet, sahavet seklinde olur.

Birçogumuz Allah’i sevdigimizi iddia ediyor ve bunu göstermeye çalisiyoruz....

Kur’an-i Kerim bize, sahip oldugumuz imkânlarin birer “fitne” oldugunu haber verir....

Ilim ve Irfan dergisinin Subat 2025 sayisi Muhabbetullah dosyasiyla çikti....

IRFAN BASIM YAYIN DAGITIM SAN. VE TIC. LTD. STI.
Zafer Mahallesi Kurultay Sokak No:1/6 Yenibosna | Bahçelievler / Istanbul | Telefon: 0(212) 694 98 98
Copyright © 2012-2024