ILAHI IKRAMLAR MEVSIMI: ÜÇ AYLAR
Zaman zaman hayatin sikiciligini,
hep ayni oldugunu, bütün günlerin
birbirine benzedigini, tekdüze,
rutin bir yasama temposunun cereyan
ettigini ifade etmek ve bundan
memnuniyetsizligimizi dile getirmek
isteriz. Günler adeta tekrar etmekte,
her gün aynisiyla yasanmaktadir.
Ifade edelim ki bu husus aci bir gafletin
tezahürüdür. Gaflet; farkina
varamamak, günlerin, sagligin, ibadetin
hakkini fark edememek demektir.
Tekdüze olan, sikici olan, rutin olan
bizim gafletimizdir.
Bize yarasan, suur içinde Rabbimize
yönelmektir. Birakin bir günü, bir
saniyeyi bile gafletle ziyan etmemektir.
Iste bu suurumuzun her dem taze,
her dem diri olmasi için Rabbimiz
namazla, niyazla, duayla, sadakayla,
ilimle, irfanla, irsadla, zikirle ömrümü
zü ve hatta her günümüzü
bereketlendirmistir. Bilhassa Recep ve
Saban ayri ve ardindan gelen Ramazan-
i Serif ümmet-i Muhammed için
tam bir bayram ayidir, sevinç ve sürur
ayidir.
Bizler kul olarak her daim duada,
zikirde, sükürde, ibadette, namazda,
niyazda, ilimde, irfanda, sohbette
bir ömür geçirirken bütün ümmet-i
Muhammed olarak yeryüzünün her
tarafinda üç aylarla birlikte topyekün
bir bayrama, bir sevince kavusuyoruz.
Gafletten siyrilmak, ömrü, seneyi, ayi,
gündüzü, geceyi ve hatta saniyeyi bile
kulluk suuruyla, Rabbimizin huzurunda
ihya etmek ne büyük saadet
ne büyük bahtiyarliktir.
Bu suurun bütün Islam âlemine sirayet
ettigi, bütün mü’minlerin kalben
hemhal oldugu, orucun, sadakanin,
Kur’an’in, hayatin daha diri, daha
canli yasandigi mübarek günlere ve
gecelere erdik elhamdülillah.
Cenab-i Hak, bugünler, bu aylar, bu
mevsimler hürmetine Islam ümmetine
izzet, suur, dirlik, kudret nasip
etsin. Fetihler, müjdeler versin.
Mazlumlari korusun ve kurtarsin.
Hepimize cihat suurunu maldan,
candan, ömürden vermeyi nasip etsin.
Ülkemize ve bütün Islam ülkelerine
zalimler ve kafirler karsisinda yeni
yeni, nice nice zaferler ve fetihler
versin.
Üç mübarek ayi, kendimiz ve ümmet-i
Muhammed için hayirlara, bereketlere,
rahmetlere, fetihlere, müjdelere
vesile kilsin.
Bizler de, Rabbimizden talep ettigimiz
bütün hayirlar, güzellikler ve iyilikler
için gecemizle ve gündüzümüzle
O’nun rizasina, Resul-i Ekrem Efendimizin
Sünnet-i Seniyyesine sayan bir
hayat yasayalim.
YASADIGIMIZ ZAMANI BEREKETLENDIRELIM
PROF. DR. ALI AKPINAR
Inanan insanin hayatinda kendisine bahsedilmis olan
bütün zamanlar önemlidir. Bu yönüyle senenin bütün
zamanlari, zamanin bir parçasidir. Bu yüzden ay hesabina
göre belirlenen mübarek gün-gece ve aylar, yilin bütün
mevsimlerini dolasir. Sözgelimi mübarek üç aylar diye
bildigimiz Recep-Saban-Ramazan aylari, her yil on gün
erken gelmekle senenin bütün mevsimlerini güzelliklerinden
nasiplendirirler. Yani onlar kis mevsimine de gelir, yaz
mevsimine de. Uzun gün ve geceleri de renklendirirler, kisa
gün ve geceleri de. Bu mübarek günler, dünyada yasayan
herkese gelir ama onlardan nasibi olanlar degerlendirip
paylarina düseni alirlar. Sözgelimi aylarin sultani Ramazan,
yasayan bütün dünya insanina gelir, herkes Ramazan günlerini
yasar. Ama o mübarek ayin bereketinden Ramazan’i
Kur’an, oruç, infak ayi olarak gören ve ibadet taatle degerlendiren
kimseler nasiplenir. Baska bir deyisle Ramazan,
gönül kapilarini ona açanlara, o ayda oruç tutup namaz
kilanlara, Kur’an okuyup infak eden kimselere gelir. Ötekiler
için ise Ramazan gelmis ya da baska bir ay gelmis fark
etmez. Bu bütün mübarek gün ve geceler için de böyledir.
Degerlendirebilenlere mübarektir, degerlendiremeyenler
için ise pek bir sey ifade etmez.
ILAHI DAVETIN KALBINEYOLCULUK ZAMANI ÜÇ AYLAR
DOÇ. DR. IBRAHIM TOZLU
Zamanin bir parçasidir seher
vakitleri. Rabbimiz “Günahlarimizi
bagisla ve bizi atesin
azabindan koru.” (Al-i Imran, 16-17)
ayetiyle seher vaktine dikkatlerimizi
çekmis ve bu vakitlerde nice
samimi mü’minin tazarru halinde
yalvarmasini örnek göstermistir
bize. Seher vakitleri; sabredenler,
boyun büküp yalvaranlar, gönülden
kulluk edenler için af ve magfi ret
zamanlaridir. Gün batiminda ve
günes dogumunda -fecr- geçen
zamanlar Kur’an’da sahitli kilinmis
en önemli vakitlerdir. Bu
önemli anlara “Gündüzün günesin
gün ortasini asmasindan gecenin
karanligina kadar namazi kil. Bir
de sabah namazini çünkü sabah
namazi sahitlidir.” (Isra, 78) ayetiyle
isaret edilmistir. Bir baska önemli
zaman dilimi cuma günüdür; önemine
binaen Kur’an’da Cuma suresi
ile anilmistir. O gün bir araya gelip
cuma namazinin kilinmasi emredilmistir.
Resul-i Ekrem “Üzerine
günes dogan en hayirli gün cuma
günüdür. Adem o gün yaratildi;
o gün cennete konuldu ve o gün
cennetten çikarildi. Kiyamet de
cuma günü kopacaktir.” (Müslim)
diyerek mü’minleri müjdelemistir.
Cuma günü mü’minlerin boy
abdesti almalarini, güzel kiyafetler
giyerek kokular sürünmelerini tavsiye
etmistir. Hatta cuma gününü
bayram ilan etmis ve o gün yapilacak
dualarin makbul oldugunu
açiklamistir. (Buhari, Müslim)
Medine’ye hicret ettiginde sahabi
efendilerimiz cahiliyeden beri iki
bayram günü olduklarini söyleyince
Efendimiz (sas) onlara bu
sevinç günlerine karsilik Ramazan
ve Kurban adiyla iki bayram
gününün hediye edildigini açiklamistir.
Ayrica “Dualarin geri
çevrilmeyecegi bes gece vardir.
Bunlar; cuma gecesi, Recep ayinin
ilk cuma gecesi, Saban ayinin yarisi
gecesi ve iki bayram gecesi.” buyurmustur.
(Ebu Davud) Öte yandan
Kutlu Nebi (sas), Kurban bayrami
ile son bulacak Zilhicce ayinin ilk
dokuz gününün önemli zamanlar
oldugunu anlatmistir. O günlerde
Arafat’ta vakfe yapan hacilar
disinda tutulacak oruç hakkinda
“Allah katinda su on günde islenecek
salih amelden daha degerli bir
amel yoktur.” buyurmus ve Zilhiccenin
ilk dokuz gününü de oruçlu
geçirmistir. “Arefe günü tutulacak
orucun önceki ve sonraki senenin
günahlarina keffaret olacagini
Allah’tan ümit ediyorum.” (Müslim)
buyurmak suretiyle mü’minlerin
zaman suurunu kaybetmemelerini
istemistir. Hatta her Kameri ayin ilk
üç gününü, her haftanin pazartesi
ve persembe gününü oruçlu geçirmistir.
(Ebu Davud) Bayram günü
gelince de mü’minleri bayram
namazi kilinan namazgahlara
davet etmistir. (Buhari) Bayramin
birinci gününde mü’minler bayram
sevincini birlikte paylassinlar
diye oruç tutulmasini yasaklamistir.
Tüm bu zamanlarin maddi ve
manevi dayanisma içinde geçirilmesini,
her Kameri ayin 13, 14 ve
15. günleri ile Sevval ayindan alti
gün oruç tutulmasini tavsiye edip
Muharrem ayinda oruç tutulmasini
istemistir. (Müslim, Ebu Davud)
Yazilarin tamami derginin 2025 Ocak sayisinda.