ALLAH'IN EMRI, PEYGAMBERIN KAVLI ILE AILE KURMAK
Erkek ve disi olarak bir çift olusturan canlilarin her birisine zevc (es) denir. Izdivaç; evlenme, birbirine es olmadir. Izdivaç; Allah’in emri, Peygamber Efendimizin kavlidir. Onun için ilk adim bu niyet ve azim üzere atilir. Allah’in razi olmayacagi, Allah’in rizasinin gözetilmedigi hiçbir amel veya adim hayir ve bereket getirmez.
Evlenme, evlilik insanin fitradir, yaratilisidir. Bu fitrat ve yaratilisa aykiri her hareket insani bozmaktan, helake götürmekten baska bir ise yaramaz. Evlilik ve nikah akdi her iki taraf için de hayirdir, berekettir.
Evlilik, yuva kurmaktir. Yuvayi da disi kus yapar demis atalarimiz. Hem kadin hem erkek yuvasina sahip çikacak Allah’in emri üzere birbirlerine karsi haklarini da sorumluluklarini da yerine getirecektir.
Evlilik, hukuk üzerine kurulsa da faziletle birlesip salih amele dönüsürse tatli, mutlu ve güzel olur. Aksi halde, taraflardan birisi veya ikisi benim haklarim benim haklarim diye lüzumsuz bir çikmaza girerse sonuç hüsran olur. Evet iki tarafin da haklari vardir; ayni zamanda sorumluluklari da vardir.
Evlilik ertelenemez, geciktirilemez, malk mülk kazanayim, dünyada rahat rahat gezip tozayim gibi lüzumsuz heveslerle ihmal edilemez. Tek basina degil çift basina bir hayat tatlidir, güzeldir. Allah’in emrinin, Resulullah’in sünnetinin yasandigi bir ailede kalpler huzurla dolmazsa baska nasil ve nerede dolabilir?
Abdülkadir Geylani Hazretleri “Evlilikte ilk kural, güzel ahlakli olmak ve elinden geldigince örf ölçüsünde -haniminin/kocasinin- ihtiyaçlarini karsilamaktir.” buyuruyor.
Hayatin pek çok hususu gibi evliligi de sosyal medya sihirlerinden, instagram hikâyelerinden, reels videolarindan ögrenmeye ve yasamaya kalkisirsaniz en kisa zamanda kocaman bir bosluga yuvarlanacaksiniz demektir. Evet zaman zaman onlara bakiniz ama kendinizin, Allah’in sizlere ikram ettigi rizkin suurunda olarak; ayagi yere basan; salih amellerle beslenen; kinden, nefretten, ifrattan tefritten uzak bir dürüstlükle yasamanizin size hayir ve bereket kapilarini açacagini unutmayiniz.
Anne ve babalar da evlatlarina karsi suur içinde olmali, onlarin da artik müstakil baska bir hayat düzenine ve sorumluluga sahip bulunduklarini asla unutmamalidir. Son tahlilde hepimiz Allah’in yarattigi birer can olarak Allah’a ve Resulü’ne karsi mesulüz, bu mesuliyet çerçevesinde birbirimize karsi vazifelerimizi yerine getirecegiz.
Aile sahibi bir mü’min, aile sahibi bir dervis olarak salihlerin, kâmillerin, mürsidlerin ve en basta Resulullah’in hayatini kendimize rehber edinecegiz.
AILE KURMAK HAYAT KURTARMAKTIR
PROF. DR. SAFFET KÖSE
Aile, ilk insan ile baslayan
ve sadece bir toplum için
degil ayni zamanda tüm
insanlik için örgütlenme
modeli olarak kabul edilebilecek
hayati bir kurumdur. Nesillerin
saglikli sekilde üremesi ve bu yolla
insan soyunun devami ancak aile
kanaliyla mümkün olabilir. O
sebeple aile, fert ve toplum hayatinin
en belirleyici ve etkili temel
yapi tasidir.
Aile, din ve modernitenin karsi
karsiya geldigi en önemli kurumdur.
Modernite, Bati’da kiliseye tepki
olarak dogdugu için kendisini din
karsitligi üzerine konumlandirmistir.
Din ise bütün ayrintilariyla
aileye iliskin konulari belirlemistir.
Modern insan, Tanri’yi mabede
hapsedip dinin koydugu hükümleri,
özgürlügü önünde bir tehdit
ve hürriyetini kisitlayici bir unsur
olarak gördügü için reddetmekte ve
bedeni üzerindeki tasarruflarinda
diledigi gibi hareket etme serbestisi
istemektedir. Iste modernite ile din,
insanligin en stratejik kurumu olan
aile üzerinden hesaplastigindan bu
konuda ortaya çikan sorunlar sarsici
olmakta ve hesaplasma sert
geçmektedir.
AILE BABA OCAGI, ANNE KUCAGIDIR
PROF. DR. IBRAHIM BAZ
Insan bir tohum gibidir ve
her tohum gibi insan da
yetistigi ortama göre sekillenir.
Bu baglamda tarih boyunca
insani sekillendiren üç temel yapi
olmustur. Bunlar; din, devlet ve ailedir.
Her biri kendine has bir hukuk,
ahlak ve deger manzumesine sahip
bu üç yapi, insana haysiyetli bir
hayat yasamanin ortamini hazirlar,
yol ve yöntem gösterir. Hayati
anlamli kilan degerleri ögreterek
insanin serefli bir hayat yasamasina
yardimci olur. Gel gör ki
günümüz dünyasinda endüstri 5.0
denilen ve yapay zekâ ile robotik
aletleri insanin hayatina ortak
eden yasadigimiz su teknolojik çag,
insani ilk defa bu üç bagdan koparmaya
baslamistir.
Insani kapitalist kültürün bir
nesnesi ve oyuncagi haline getirmek
isteyen sirketler ve onlarin
yönetimindeki devletler, özgürlük
kavraminin aldatmacasi ile özellikle
gençleri dinden sogutmaya,
devlete bagliliktan uzaklastirmaya
ve en önemlisi aile baglarindan ve
degerlerinden koparmaya çalismaktadir.
Halbuki insanoglu belki
de ilk defa özgürlügünü bu kadar
kaybetmis, evindeki ve elindeki
teknolojinin esiri haline gelmistir.
Üstelik din, dil, cografya ve kültür
fark etmeksizin dünyanin hemen
her ülkesinde bu esaret kendini
göstermektedir.
Dosya yazilarinin tamami derginin Temmuz 2024 sayisinda.