NAMAZLA DIRILMEK
Resul-i Ekrem Efendimiz, “Vakit geçmeden namazi kilmakta, ölüm gelmeden tevbe etmekte acele ediniz.” (Münavi, Feyzü’l-Kadir) buyurmaktadir. Bu mübarek hadis-i serifi manen ve veznen tamamlar nitelikte ehl-i irfan da söyle buyurmustur:
Saat-i vahidedir ömr-i cihan/ Saati taate sarf eyle heman.
Cihanin ömrü asli esasinda bir saattir. Öyle uzun uzun yasanan, süren bir ömür degildir. Nihayetinde kaç yil yasarsan yasa ancak ömrün sonunda bu koca cihanda sanki bir saat yasamissin gibi olursun. Iste böyle kiymetli, böyle nadir, böyle müstesna bir ömrü, vakti ne ile degerlendirmek, nasil geçirmek icap eder? Onun cevabi da ikinci misrada dercedilmistir: Bu bir saatlik, bir saat gibi kisa sürecek ömrünü de Allah yolunda, Allah’a itaat ve kulluk yolunda harca.
Insanin asil sermayesi ömürdür. Bu sermaye anne karnindan dünyaya gelmekle birlikte baslamakta nihayet ecel vaktinde tümüyle bitmektedir. Insan bu kisa ömrünü, bu az ama aziz sermayesini Allah yolunda taatle, Allah’a itaatle bereketlendirirse sonsuz huzuru ve saadeti elde eder. Aksi halde heba olur gider, ömür ve insan.
Ömrü bereketlendirmek, günlük bes vakit programa harfiyyen uymakla mümkündür. Müslümanin günlük programini Cenab-i Hak tayin etmis, namazla baslayan ve namazla biten bir gün insana tahsis edilmistir.
Namaz, Rabbimizin divanina durmak, O’ndan gayri her seyi ellerimizin tersiyle ardimiza atmaktadir. Zira ezel bezminde var olan yolumuz ve yolculugumuz nihayet Rabbimize dogrudur. Bu yolculugun dünya merhalesinde bize düsen, asil kodlarimiza, asil fitratimiza harfiyyen uymak, her günü ve her vakti namazla ihya etmektir.
Namaz basta olmak üzere bütün ibadetler bir merasim yahut adet degildir, olamaz, bu hale sokulamaz. Ibadetlerin elbette zahiri yönü, sekli vardir; bunlari Resulullah Efendimiz tayin etmistir, O’ndan (sas) gördügümüz gibi kilariz. Tabii bir de bütün ibadetlerde yine Resulullah’in gönlü ve kullugu oraninda kendi gönül ve kullugumuzu ayni frekansa getirmeye çalisir, dis âlemde O’na (sas) uydugumuz gibi iç âlemde de O’na uyar ve tertemiz olmayi murat ederiz.
Yunus Emre Hazretleri, “Bir tona (elbiseye) kan bulasicak yumayinca mismil olmaz/ Gönül pasi yunmayinca namaz eda olmayisar.” buyurmaktadir.
Namaz kilmak, namazi eda etmek, namazi ifa etmek, namaza durmak son derece mühim ve hassas bir vasiftir. “Durdum divana, uydum imama, yönüm kibleye, kiblem Kabe’ye, niyet ettim Allah rizasi için…” Bu bir namaza niyet seklidir. Hiçbir ibadet niyetsiz olmadigi gibi namaz için de sünnet veya farz mutlaka suurlu bir niyet gerekir. Burada bir de asil suur; Rabbimizin huzuruna çikmak, O’nun divanina durmaktir.
Yunus Emre Hazretlerinin, bu dünyada namaz kilmayanlari hakli olarak söyle tehdit ettigi misra ile bitirelim sözümüzü: Yarin cehennemde yatan bunda namaz kilmayandir!
IMANLA BIRLIKTE BASLAYAN IBADET: NAMAZ
PROF. DR. ALI AKPINAR
Özetleyecek olursak Islam; iman
ve namazla baslamistir, iman ve
namazla kurulmus ve iman ve
namazla devam etmistir. Mü’min de
iman ve namazla insa edilir, toplum
da. Iman ve namaz, saglam birey ve
toplumun alt yapisidir. Unutulmasin
ki hayat namazla anlamli hale
gelir. Namaz, mü’minle kafirin en
temel ayiracidir. Ancak namaz
kilindigi vakitte, kilindigi yerde
kalan bir ibadet degildir. Namaz
hayata yansiyan, sahibinin hayatini
sekillendirip yöneten bir kutlu
ibadettir: “Kitap’tan sana vahyolunani
oku; namaz kil; muhakkak ki
namaz hayasizliktan ve fenaliktan
alikor; Allah’i anmak en büyük
seydir! Allah yaptiklarinizi bilir.”
(Ankebut, 45) Öyleyse namaz benim
gözümün nuru kilindi buyuran Peygamber
Efendimizin son sözlerini
bir kez daha hatirlayalim: “Namaza
devam edin, namaz konusunda dikkatli
olun, namaza gereken özeni
gösterin.” Namaza dogrulun ve
namazla dogrulardan olun!
NAMAZIMIZ, RESULULLAH’IN NAMAZI GIBI OLSUN
PROF. DR. SELAHATTIN YILDIRIM
Bütün ibadetler vahiy melegi
vasitasi ile emredilmisken
namaz, vasitasiz olarak
bizzat Allah tarafindan
emredilmistir. Diger ibadetler yeryüzünde
farz kilinirken namaz,
Miraç gecesinde gökyüzünde farz
kilinmistir. Ilk emredilen ibadet
namazdir, en son terk edilecek olan
ibadet namazdir ve ahirette hesabi
ilk görülecek olan ibadet namaz olacaktir.
Ebu Ümame’den (ra) rivayet
edilen hadislerinde Resulullah (sas)
söyle buyurmuslardir: “Islam’in
baglari gün gelecek insanlarin
hayatindan teker teker koparilip
atilacak. Bir bag kopunca insanlar
diger bir baga tutunacaklar. Kopan
ilk bag hüküm bagi; son bag da
namaz bagi olacaktir.” (Münavi,
Feyzü’l-Kadir, numara: 7231)
Kur’an okumak, namaz kilmak ve
oruç tutmak Resul-i Ekrem’in yapmayi
en çok sevdigi ibadetlerdir.
O (sas), gece namazlarinda kiraati
çok uzun tutar, bir rekatta birkaç
cüz Kur’an okurdu. Böylece en çok
sevdigi iki ibadeti birden uygulamis
olurdu. Enes bin Malik’ten (ra)
rivayet edilen hadislerinde söyle
buyurmuslardir: “Bana dünyanizdan
kadin ve güzel koku sevdirildi,
ancak gözümün aydinligi namazda
kilindi.” (Münavi, Feyzü’l-Kadir,
numara: 3669)
Namaz miracin semeresidir. Namaz
kilan ve kildigi namazi ihsan kalitesine
yükseltebilen bir mü’min
ruhuna miraç yaptirmis olur. Peygamberimiz,
bir kulun kul olarak
kazanabilecegi en yüksek makam
olan Makam-i Mahmud’a çikabilmek
için ayaklari rahatsiz oluncaya
kadar namaz kilardi.
NAMAZ ILE YÜCELMEK
DOÇ. DR. MAHMUD ESAD ERKAYA
Namaz mü’minin yasaminin
merkezindedir. Bir
taraftan günde bes vakit
farz namazlar diger taraftan günün
her aninda nafile olarak kilinan
namazlar, kulun Rabbi ile bulusmasini
temsil eder. Içerisinde kulun
Allah’a en yakin oldugu secde anini
içermesi onu ibadetler içerisinde
ayri bir konumda tutar. Peygamber
Efendimizin (sas), “Amellerin en
faziletlisi hangisidir?” diye sorulmasi
üzerine, “Vaktinde kilinan
namazdir.” (Buhari, Tevhid, 48)
buyurmasi namazin bu yönüne
isaret eder. Bundan dolayidir ki,
“Kiyamet gününde kulun ilk önce
hesaba çekilecegi sey namazdir.”
(Nesai, Muharebe, 2)
Peygamber Efendimiz bir seferinde,
“Namaz cennetin anahtaridir.” (Tirmizi,
Taharet, 1) buyurmus baska bir
hadisinde ise bunu izah etmistir:
“Rükularina, secdelerine, abdestlerine
ve vakitlerine riayet ederek
bes vakit namazi kilmaya devam
eden ve bu bes vakit namazin Allah
katindan gelen bir emr-i hak oldugunu
kabul eden kimse cennete
girer.” (Ibn Hanbel, IV, 266) Dolayisiyla
namazin, kulun hayatinda
müstesna bir yeri bulunur.
Dosya yazilarinin tamami derginin Mayis 2024 sayisinda.