MÜ'MINLERIN BAHARI: RAMAZAN-I SERIF
Kulluk suurunun en güzel yani istisnasiz bütün mü’minlerin ayni iklimde bulusabilmesidir. Içten, samimi bir kardeslik, Resulullah’in ümmeti olma, Allah’in kulu olma suuru bütün sosyal ve kültürel farkliliklari bir kenara birakmayi, kulluk suurunda diri bir mü’min olmayi sagliyor. Bu diriligin, canliligin, kardesligin en güzel mevsimi süphesiz Ramazan’dir.
Bes yasindaki çocuktan seksen yasindaki ihtiyara kadar herkes bu ayin manevi bereketinden istifade ediyor, kendini bu ayda adeta yeniden idrak ediyor.
Rahmet ve magfiret ayi. Rahmet ve magfiret Rabbimizden. O’nun (cc) rahmetiyle, hanelerimize huzur, evlerimize bereket, kalplerimize hidayet, azalarimiza sevap iniyor.
Ramazan güzeldir, biz mü’minler de bu güzel ayi en güzel sekilde idrak etmek için bilhassa bu ayda gönüllerimizi bütün Islam cografyasina açalim. Gazze halen ates altinda, oradaki bütün mazlum kardeslerimizin selameti, zulmün son bulmasi için elimizden, dilimizden, bütçemizden gelen her türlü gayreti gösterelim. Sadece kendi ve sahsi sevincimiz degildir bizi mutlu edecek olan ümmetin sevinci, ümmetin felahidir.
Ezanlar, namazlar, teravihler, sahurlar, hatimler, mukabeleler, telaslar, kosturmalar, büyükler, küçükler…. Tam bir insani ve Islami huzur iniyor hayatimiza.
Bütün hayatimizda oldugu gibi Ramazan-i serifi de adetlerle degil ibadetlerle idrak ediyoruz. Kur’an-i Kerim ve Sünnet-i seniyye hayatimizin vazgeçilmezi. Ilimle, irfanla, kâmil mürsidlerin irsadiyla bir gönül ve beden hayati yasiyoruz.
Haramlardan arinmis, zikirle, fikirle, sükürle, sabirla doymus bir hayata merhaba diyoruz. Cennet ümidimizi daha diri tutuyoruz.
Allah için oruç tutuyor, O’na (cc) inaniyor ve yine O’na (cc) güveniyoruz. Allah’in verdigi rizikla orucumuzu açiyor, bütün kalbimizle geçmis ve gelecek günahlarimizin bagislanmasini niyaz ediyoruz.
Farzlar, sünnetler, nafileler hem birey olarak hem de toplum olarak bizi insan kilan, bizi mü’min kilan, bizi ümmet kilan ibadetlerdir; Allah’in rahmetinin en güzel sekilde tecelli ettigi bu ayda kalbimizi, ruhumuzu, bedenimizi, bütün azalarimizi bu rahmetle bereketlendirelim.
RAMAZAN’DA KUR’AN-I KERIM’I YENIDEN HAYATA INDIRELIM
PROF. DR. ALI AKPINAR
Ramazan, Kur’an okumalariyla gecesi ve gündüzüyle nurlanacak, onda tutulan oruçlarla -siyam- bereketlenecek, teravih-sahur kiyamiyla geceleri aydinlanacaktir. O ayda günlük hayat oruç ve namaz vakitleriyle sekillenecektir. O ayin idrakinde olan mü’min, tutacagi orucun imsak ve iftar vakitlerine göre hayatini planlayacak, bes vakit namaz basta olmak üzere kilacagi teravihlerle günlük hayatini tanzim edecektir. O ayda okuyacagi Kur’an tilaveti/mukabele/hatimlerle gününü nurlandiracaktir. Nitekim bir hadislerinde sözün sultani Peygamber Efendimiz söyle buyurur:
“Ramazan’da Müslümanlar, diger zamanlarda neredeyse hiç yapmadiklari seyleri yaparlar. Uykularinin en tatli aninda gecenin bir saatinde kalkip sofra kurarak sahur yaparlar. Bu ayda diger aylarda hiç yapmadiklari kadar infaklarda bulunurlar. Diger aylarda kildiklari bes vakit namaza ilaveten günlük farz namazlar kadar -20 rekat- teravih namazi kilarlar.” Hazret-i Peygamberin Ramazan günlerini anlatan rivayetler özetle su tespitleri yapar: “Süphesiz yüce Allah size Ramazan orucunu farz kildi. Ben de kiyamini -teravih- sünnet kildim. Binaenaleyh her kim inanarak ve sevabini yalnizca Allah’tan umarak Ramazan orucunu tutar, teravihini kilarsa geçmis günahlarina keffaret olur.” (Ibn Mace, Salat, 173)
IBADETLERIMIZ VE RAMAZAN ORUCU
PROF. DR. SELAHATTIN YILDIRIM
Öncelikle Islam’in insana verdigi deger ve ibadetin insan hayatindaki yeri üzerinde durmak gerekir. Islam, insana özetle üç bakimdan deger biçmistir:
Insan olarak: Insan, Allah’in en çok deger ve yetki verdigi, ayni zamanda en çok sorumluluk yükledigi varliktir. Sorumlulukla yetkinin orantili olmasi Ilahi adalet geregidir. Yetki vermeden sorumlu tutmak zulüm olacagi gibi sorumluluk yüklemeden yetkilerle donatmak da insani basibos birakmak olur. Insan, varliklarin en sereflisi ve en degerlisidir. Kainat bütün imkanlari ile yaratildiktan sonra o, dünyaya davet edilmistir. Allah Teala bu hususta söyle buyurmustur: “Biz hakikaten insanoglunu san ve seref sahibi kildik. Onlari çesitli nakil vasitalari ile karada ve denizde tasidik. Kendilerine güzel güzel riziklar verdik. Yine onu yarattiklarimizin birçogundan üstün kildik.” (Isra, 70)
Peygamber Efendimiz (sas) insanin degerini dile getirdigi bir hadislerinde söyle buyurmuslardir: “Allah Adem’i ve zürriyetini yaratinca melekler söyle dediler: ‘Ey Rabbimiz! Ademoglunu yarattin. Onlar yiyip içiyor, evleniyor ve bineklere biniyorlar. Onlara dünyayi verdigin gibi bize de ahireti ver.’ Allah Teala meleklerin bu taleplerine karsilik söyle buyurdu: Kendi ellerimle yarattigim ve ruhumdan üflemis oldugum varligi ‘kün’ (ol) dememle olmus varlikla bir tutmam.” (Taberani, Müsnedü’s-Samiyyin, I, 298)
Bu özelliklerine ragmen Ibn Kayyim el-Cevziyye’nin dedigi gibi insan nefsinde Iblis’in kibri, Kabil’in hasedi, Ad kavminin azginligi, Semud kavminin tugyani, Nemrud’un cüreti, Firavun’un taskinlik ve haddi asmasi, Karun’un zulüm ve fesadi, Haman’in alçakligi, Bel’am’in hevasi, Ashab-i sebt’in hilekarligi, Velid bin Mugire’nin inadi ve Ebu Cehil’in cehaleti vardir. (el-Fevaid, s. 98)
Yazilarin tamami derginin Mart 2024 sayisinda.