HUDUDULLAH: KIRMIZI ÇIZGIMIZ
Hat, had kelimesi (çogulu hudud) sözlükte “engel olmak, iki seyin arasini ayirmak”; “iki seyin birbirine karismasini önleyen sey, bir nesnenin uç ve kenar kismi, sinir, tanim” gibi anlamlara gelir. Fikihta, Allah hakki olarak yerine getirilmesi gereken, miktar ve keyfiyeti nasla belirlenmis cezai müeyyideleri ifade eder. Kelimenin fikih ilminde kazandigi terim anlami, kismen “hududullah” tabirinin Kur’an’da genis bir muhteva ile kullanilmis olmasinin, büyük ölçüde de had kelimesinin hadislerde oldukça belirginlesen istilahi kullaniminin sonucudur.
Kur’an-i Kerim’de hudud kelimesi on dört yerde geçer; bunlarin on üçünde Allah’a, birinde ise Allah’in resulüne indirdigi vahye izafe edilir. Bu ayetlerde hududullah tabiri, öncesinde birtakim hükümler ve mükellefiyetler belirtildikten sonra onlara atifla zikredildiginden ayetlerin ifade akisina bagli olarak “Allah’in koydugu hükümler, yasaklar, ölçüler, sinirlar” gibi anlamlar tasir. Ayetlerin bir kisminda, Allah’in koydugu bu hükümlerin yerine getirilmesi ve iyi muhafaza edilmesi, bir kisminda da Allah’in belirledigi ölçü ve sinirlarin çignenmemesi, onlardan ileriye geçilmemesi istenir.
Kur’an-i Kerim ve Sünnet-i seniyye bütünüyle hududlahtir; Rabbimizin emir ve yasaklaridir; hududullah biz mü’minler için seksiz süphesiz, itirazsiz ve isyansiz kabullenmeyi, bu sinirlar içinde bir ömür geçirmeyi ifade eder.
Birey olarak Allah’in hükümlerine bagli oldugumuz gibi toplum olarak da bu bagliligimizi saglamlastirmamiz icap eder. Aksi halde toplum içinde huzursuzluk, isyan, basibosluk, dagilma ve nihayet yok olus kaçinilmaz bir son olur.
Insanlar gerek Allah’ karsi gerekse de kullara ve diger mahlukata karsi haddini bilmeyip sinirlari asarsa o kimseye ser’i ölçüler içinde haddini bildirmek icap eder.
Toplumda asiri gidenlere mutlaka karsilik verilmesi anlaminda su veciz söz ne güzel ihtardir: “Haddini bilmeyene haddini bildirmek öksüze kaftan giydirmekten yegdir.” Yine bir diger veciz sözümüz de söyledir: “Islam’in sarti bes, altincisi haddini bilmektir.”
Sinirlarimizi, haddimizi, hududumuzu Rabbimiz ve Resulullah Efendimiz belirlemistir. Iki cihan saadeti ancak bu sinirlara, ölçülere riayet edildiginde mümkündür. Kâmil mürsidler, bu sinirlar içinde can, kalp, ruh ve beden sagligimizin korunmasi için rehberlik ederler, yol gösterirler.
ALLAH'IN SINIRLARI HUDUDULLAH
DOÇ. DR. MAHMUD ESAD ERKAYA
Yüce Rabbimiz insanlari yaratirken bir taraftan da dünyada birbirleriyle olan münasebetlerinde nasil bir düzen içerisinde olmalari gerektigini koydugu hükümlerle düzenlemistir. Allah’in belirledigi ahlaki ve hukuki hükümler bir taraftan dünyada diger taraftan da ahirette insanlarin mutlu olmalarini saglayacak hayat nizamini olusturur. Dini literatürde hududullah olarak tabir edilen bu düzenlemeler ve bunlarin dünyevi ve uhrevi müeyyideleri insanligin devami için hayati öneme sahiptir.
Hududullah tamlamasindaki sözcüklerden ilki olan hudud, sözlükte iki seyin arasini ayirmak ve sinir gibi anlamlara gelen had kelimesinin çoguludur. Hududullah ise Allah’in koymus oldugu sinirlari ifade etmektedir. Bu kavram, Islam hukukunda miktari ve keyfiyeti Allah Teala tarafindan belirlenmis helaller, haramlar ve bunlarin ihlali için öngörülen cezai müeyyideler için kullanilmaktadir. Dogrudan Allah Teala tarafindan belirlenmesi dolayisiyla hudud kavrami Allah ismi ile tamlama yapilarak “Allah’in sinirlari” anlamindaki hududullah tabiri ortaya çikmistir. Bu hükümlerin, yüce Yaratici ile dogrudan irtibatli olmasi konunun ne kadar önemli oldugunu ayrica vurgulamaktadir. Islam hukukunda kisaca had olarak da adlandirilan cezalar, dogrudan sari‘ (seriat koyan, Allah Teala) tarafindan belirlendiginden kaldirilmasi uygun görülmeyen kanunlardir.
HADIS-I SERILERDE HELAL HARAM HASSASIYETI
DOÇ. DR. IBRAHIM TOZLU
Bütün peygamberler
yüce Allah’in emir ve
yasaklarini ögretmek
için seçilmistir. Bu
kutlu elçiler, sorumlu
tutuldugu konularda
insanlarin herhangi bir bahane ileri
sürmelerine mahal birakmayacak
sekilde dinin emir ve yasaklarini
en güzel sekilde uygulamislardir.
“Kendi aranizdan, size ayetlerimizi
okuyan (teblig), sizi her kötülükten
arindiran (tezkiye), size kitap
ve hikmeti ögreten ayrica bilmediklerinizi
de ögreten (talim) bir
peygamber gönderdik.” (Bakara,
151) mealindeki ayette dikkat edilecegi
üzere bu uygulamalar kisaca
teblig, talim ve tezkiye olarak özetlenmistir.
Peygamberler aldiklari emirleri
insanlara okuyup teblig etmekle
kalmazlar, ayni zamanda onlari
güzelce ögretirler. Hatta emir
ve yasaklari çesitli uygulamalarla
kullara ögretirken insanlara
tahammül edip onlari günahlardan
arindirip temizlerler. Bu bakimdan
Rabbimizin dinde tayin ettigi helal
ve haramlar sadece sözlü olarak
hüküm vermek anlamina gelmez.
Bilakis bir talim ve terbiye gerektirir.
Kimi zaman Rabbimizin,
“Allah’in koydugu sinirlari kim
asarsa, onlar zalimlerin ta kendileridir.”
(Bakara, 229) diye uyardigi
dini hususlar bazen de hakkiyla
koruyan mü’minler üzerinde müjdelenmistir.
(Bkz. Tevbe, 112)
KULLUGUN TEMELI HELAL LOKMA
DR. KÜBRA ZÜMRÜT ORHAN
Helal lokma yemek ve haramdan sakinmak dinin ana ilkelerindendir. Cenab-i Hak, “Ey insanlar! Yeryüzünde bulunan nimetlerin helal ve temiz olanlarindan yiyin” (Bakara, 168) buyurmaktadir. Müslümanin yaptigi ibadetin kabulü de yedigi, içtigi, giydigi, kazandigi her seyin helal olmasina baglanmistir. Nitekim Peygamber Efendimiz; uzun bir yolculuga çikmis, saçi basi dagilmis, toz içinde kalmis ve ellerini kaldirarak, “Ya Rabbi, ya Rabbi!” diye yalvarmakta olan bir adami örnek vererek, “Oysa yedigi haram, içtigi haram, giydigi haram, beslendigi gida haramdir. Onun bu haldeki duasi nasil kabul edilebilir ki?” (Müslim, Zekat, 65) buyurarak helal kazancin duanin kabul sartlarindan oldugunu haber vermistir. Yine Peygamber Efendimiz haramin ve helalin belli oldugunu, bu ikisi arasinda birtakim süpheli hususlar bulundugunu ve insanlarin pek çogunun bunlari bilmedigini, süphelilerden sakinanlarin dinini korumus, sakinmayanlarinsa harama düsmüs olacagini belirttikten sonra sözlerine söyle bir benzetmeyle devam eder: “Bu tipki bir korunun etrafinda hayvan otlatan çobanin durumuna benzer. Sürüsü her an oraya girebilir. Bilin ki her hükümdarin bir korulugu vardir. Allah’in korulugu ise haramlaridir.” (Müslim, Müsakat, 107)
Dosya yazilarinin tamami derginin Ocak 2024 sayisinda.