SÜNNET-I SENIYYE: YOL HARITAMIZ
Insanligin son peygamberi Hazret-i Muhammed’e (sas) karsi bir insanin ilk vazifesi O’nun (sas) getirdigi ve söyledigi bütün seyleri tasdik etmektir. Kalbinin bu tasdikine dil de katilip ikrar etmeli, O’nun (sas) bütün insanliga gönderilmis bir elçi oldugunu söylemelidir.
Sonra bu insana düsen O’nun (sas) emrettigi ve yasakladigi bütün hususlarda kendisine uymaktir. Ayni sekilde O’nu sevmek ve O’na karsi samimi olmak, O’nu yüceltmek, O’na iyi davranmak ve kendisine salat etmek de her insana vaciptir. Bunlar O’nun getirip teblig ettigi Islam dininin emrettigi vazifelerdir.
Hatim Esam Hazretleri ilk dönem Horasan sufilerindendir. Medine’ye geldiginde buranin halkina, “Resulullah’in sarayi nerede? Gidip iki rekat namaz kilacagim.” dedi. “O’nun (sas) sarayi degil sadece bir evi vardi.” dediler. “Peki, sahabenin köskleri nerede?” diye sorunca, “Onlarin da evleri derme çatma idi.” diye cevap aldi. “O halde burasi Firavun’un ve komutanlarinin sehri olmus, su konaklar ne böyle?” dedi. Ilk defa kagirden ve tugla ile konaklar yapan Firavun idi. Sonra Hatim Esam o topluluga söyle hitap etti: “Hak Teala, ‘Resululah sizin için güzel bir örnektir.’ (Ahzap, 21) buyurmamis midir? Siz Allah’in Resulünü ve ashabini mi, yoksa Firavun ve avanesini mi örnek aliyorsunuz?”
Imam Sarani Hazretleri söyle buyurur: “Sakin ola ki, Kur’an ve sünnetin ruhuna uymayan bir yola sufiyenin yoludur, demeyesin! Çünkü Kur’an’in ve sünnetin kabul etmedigi yol, küfür yoludur. Bizim yolumuz ise tamamen ahlak-i Muhammediye’yi yani Resulullah’in yüksek ahlakini yasamak ve bütün hayatimizi Kur’an’in emirlerine ve Resulullah’in sünnetlerine göre düzenlemektir.”
Rabbimiz pek çok ayet-i kerimede Resullulah Efendimize uymayi emretmektedir.
Rabbimizin emirleri bu kadar açik ve netken, Islam tarihi, tasavvufu ve tecrübesi bu kadar yasanmisken bir mü’minin hayatinda, hayatinin her safhasinda Resulullah’tan ve O’nun (sas) yolunun velilerinden, mürsidlerinden baskasina uymasi, tâbi olmasi, baskasinin hayatini yasamasi nasil mümkün olabilir?
PEYGAMBER EFENDIMIZE ITAATLE EMROLUNDUK
DOÇ. DR. MAHMUD ESAD ERKAYA
Peygamber Efendimiz
Kur’an-i Kerim’de genel hatlariyla
bildirilen meseleleri
detaylandiriyor ve manasi
güç anlasilan lafizlari açikliyordu.
Kur’an-i Kerim’de
namaz ve hac gibi ibadetlerin
yapilmasi emredilirken
bunlarin nasil eda edilecegi
ancak Peygamber Efendimizin
açiklamalariyla
bilinebiliyordu. “Namazi
benden gördügünüz gibi
kilin.” tavsiyesiyle ashabina
namazi gösteren Efendimiz,
“Hac ibadetinin gereklerini
benden ögrenin.” diyerek
bizzat uygulamali olarak
hacci ögretiyordu. Efend imizin bu tavsiyeleri
dogrultusunda tüm davranislarinda
O’nu (sas) örnek
alan sahabiler gittikleri
yerlerde O’nun (sas) örnek
kisiligini ve hadislerini
anlatmayi kendilerine vazife
bilmislerdi.
SÜNNET-I SENIYYESIZ BIR ISLAM DÜSÜNÜLEBILIR MI?
PROF. DR. SELAHATTIN YILDIRIM
Dinin iki temel kaynagi vardir. Bunlar kitap ve Sünnet-i seniyyedir. Asr-i saadetten beri Müslümanlar kitap ve sünnetin birbirinden ayrilmaz bir bütün oldugunu kabul etmislerdir. Çünkü Kur’an bilgisi ve sünnet kültürü, inancimizin güzelliginin hem temeli hem de ölçüsüdür. Kur’an ne yapmamiz gerektigini emrederken, Sünnet-i seniyye yapilmasi gerekenlerin nasil yapilacagini ögretir. Sevgili peygamberimiz bir hadislerinde söyle buyurmuslardir: “Size iki sey birakiyorum. Bunlara siki sarildiginiz müddetçe asla sapitmazsiniz: Allah’in kitabi ve nebisinin sünneti.” (Imam Malik, Muvatta, Kader, 3)
Biri asil, biri usul olan bu iki kaynagin herhangi birini digeri adina ihmal etmek anlami tasiyan fikir ve uygulamalar kesinlikle merduttur. Çünkü Sünnet-i seniyyeyi Kur’an’dan ayirmak da Kur’an’i Sünnet-i seniyyenin yorumundan uzak olarak anlamaya ve yasamaya kalkmak da mümkün degildir. Yani kitapsiz sünnet olamayacagi gibi sünnetsiz Kur’an ve Islam hayati da düsünülemez.
Dosya yazilarinin tamami derginin Kasim 2023 sayisinda.