ÖLÇÜYÜ VE HADDI ASMAK: ISRAF
Azginlik, taskinlik, gazap, öfke, isyan duygularin ve imanin israfidir. Israf; sadece maddede olmaz, ruh da maneviyat da israf edilirse ziyan olur gider. Maddenin israfi, nasil maddeyi yokluga sürüklerse mananin israfi da ruhu, manayi, kalbi israfa yani yokluga sürükler.
Kainat bir denge, bir ölçü ile yaratilmistir. Ahirette de hassas teraziler kurulacak, hiç kimseye haksizlik ve zulüm edilmeyecektir. Rabbimiz sonsuz güç ve kudret sahibidir.
Kader, miktar, ölçü, tarti, mizan olmazsa neyin degerli neyin degersiz oldugunu bilemeyiz. Bizler bunlarla mukayyetiz. Miktari asanlar, ölçüye uymayanlar, hakkin ve haddin sinirlarini çigneyenler kalbini, ömrünü, amelini, imanini israf etmekte, büyük bir ziyana dogru sürüklenmektedir.
Atalarimiz hazira dag dayanmaz demisler. Ölçüsüz, dengesiz, savurgan harcamalar maddenin israfidir. Bunlar sadece maddede kalmaz asil asinan içteki akil terazisi, iman mevkiidir. Maddenin ziyan olmasiyla mana da ziyan olur gider.
Ifrat ve tefrit, önümüzde iki mühim kavram. Ne o ne de o. Orta yol, yerine, geregine ve lüzumuna göre harcama. Kismadan cimrilik etmeden; har vurup harman savurmadan. Asirilik tehlikedir. Asirilik övülmemistir. Asirilik sinirlarin zorlanmasi ve hatta ihlalidir.
Allah yolunda cömertlik israf degildir. Mal da can da esas olarak Allah yolunda harcanmak içindir. Çünkü zaten vereni O’dur (cc), sahibi O’dur (cc). Ömür ancak Allah yolunda harcanirsa degerlidir; mal ancak Allah yolunda sarf edilirse bereketlidir.
Altin ve gümüs yigmak, apartmanlar daireler dikmek, dükkanlar arsalar almak zenginlik degildir. Bunlari Allah yoluna, Allah için harcamak güzeldir, aksi halde bunlarin hem dünyada hem de ahirette basimiza ne musibetler açacagini bilmeyenimiz yoktur.
Israfi; parayla pulla, malla mülkle sinirlandirmak son derece yanlistir. Hakki verilmeyen her is, hakkiyla yasanmayan her ömür israf edilmistir.
Rabbimiz, razi oldugu sekilde yasamayi hepimize nasip etsin.
BIR HADSIZLIK ÖRNEGI: ISRAF
PROF. DR. ALI AKPINAR
Islam, ölçülü/dengeli
fertlerden ölçülü /
dengeli toplumu olusturmayi
hedefleyen
dindir. O, yetistirmek
istedigi toplumu “insanlik
için seçilip çikarilmis
en hayirli ümmet, denge
toplumu-vasat ümmet” ifadeleriyle
tanimlamistir.
“Siz, insanlar için ortaya
çikarilan, dogrulugu emreden,
fenaliktan alikoyan,
Allah’a inanan hayirli bir
ümmetsiniz.” (Al-i Imran,
110) “Böylece sizi insanlara
sahit ve örnek olmaniz için
tam ortada bulunan/her
alanda mutedil davranan
bir ümmet kildik.” (Bakara,
143) “Gögü Allah yükseltti ve
mizani koydu. Sakin mizani/
dengeyi bozmayin, ölçüyü
asmayin. Mizani/ölçüyü
adaletle ayakta tutun ve
sakin ölçüsüzlük yapmayin/
eksik tartmayin.” (Rahman,
7-9) Kur’an’in bizden istedigi
ölçülü-mutedil-dengeli
olma her alana samildir.
Her seyden önce bu, inançta
ölçülü olmakla baslar. Imam
Gazzali’nin bir eserinin
adi, el-Iktisadfi’l-Itikad’tir.
An lami; inanç ta ölçü lü
olmaktir. Buna göre iman
adami, salt dogruya inanan,
inancina asla sek-süphe-sirk
karistirmayan kimsedir.
Bunun için o, neye nasil
inanacagini bilir, ona göre
tereddüt etmeden inanir ve
inancinin geregi neyse onu
yapar. Her söz ve eylemine
de iman damgasini vurur.
Ardindan ibadette, amelde
ölçülü ve dengeli olmak
gelir. Müslüman bütün islerini
ölçülü yapan, asiriya
kaçmayan kimsedir. O, ibadetlerinde
bile ölçülüdür.
Nitekim Peygamberimiz,
ümmetine sürekli oruç
tutmayi, kendisini ihmal
etmeyi, hiç evlenmeden
ruhban hayati yasamayi
yasaklamistir.
SUFILER MÜSRIF, MÜSRIFLER DE SUFI OLAMAZ
PROF. DR. SÜLEYMAN DERIN
Yüce Rabbimiz biz insanlari kendisi için yaratmis, ihtiyaçlarimizi karsilamasi için de dünya ve içindeki her seyi bizim emrimize vermistir. Bununla beraber bize verilen nimetleri keyfimize göre kullanamayiz, zira Kur’an-i Kerim’de, “Insan kendisinin basibos birakilacagini mi zanneder!” (Kiyamet, 36) buyurulmustur. Dünya nimetlerini kullanmada insan iki asiriliga düser; birisi, bu nimetleri gereksiz yere israf etmek digeri ise, gerektigi yerde harcamayarak bize sunulan firsatlari zayi etmektir. Bu baglamda, israf sadece mal ve servetin gereksizce sarf edilmesi degildir, onun kapsami çok daha genistir. Kulun, hangi hususta olursa olsun haddini asarak sinirlarini çignemesi israftir. Simdi en çok görülen israf çesitlerinden birkaçini ele alalim.
AHLAKI BIR SAVRULMA OLARAK ISRAF
PROF. DR. IBRAHIM BAZ
Insanin sahip oldugu ahlaki ilkeler
onu degerli kilar ve yüceltir.
Buna mukabil ahlaki ilkelerin
azligi, tutarsizligi, kötü huylar ve
hasletler ise insani degersiz hale
getirir, yücelerden asagilara düsürür.
Iste bu nedenle insan, hayatini haysiyetli
sekilde devam ettirebilmek için
sürekli bir muhasebe halinde bulunmali,
maddi oldugu kadar manevi kar
ve zarar durumunu da tespit etmelidir.
Insani iflas ettiren hususlarin basinda
kuskusuz israf aliskanligi ve israf
kültürü gelmektedir. Iyilerden olabilmenin
ilkelerini ögreten Allah, insani
israf konusunda uyarmis ve müsrif
olanlari sevmedigini beyan etmistir.
Bilindigi üzere israf; sahip olunan
imkanlari ve degerleri gereksiz yere
ve gereginden fazla harcamak, mesru
sinirlari asmak, savurganlik” gibi
anlamlara gelir. Israf edene müsrif denir.
(Dosya yazilarinin tamami derginin 132. sayisinda.)