“Emrolundugun Gibi Dosdogru Ol”
Egri cetvelle dogru çizgi çizilmez. Temel hayat ilkesidir. Egrilik, daha fazla egriligi; dogruluk daha fazla dogrulugu getirir. Egri cetvel, dogrunun ve dogrulugun ölçülmesinde bir anahtar olamayacagi gibi dogrulugun önündeki en büyük engel olmaya devam edecektir. Zira o egri cetvel ortadan kalkmadikça dogruluga dair bir netice elde edilemez.
Istikamet; insanin yolu, yöntemi ve varacagi yerdir. Hem yoldaki gidisat hem de varilacak menzildir. Egri bügrü ve sapa yollardan hedefe ulasmak mümkün olabilir mi? Dosdogru, Kur’an’da ve hadislerde apaçik beyan edilmis bir yol mu bizi Hakk’a ulastirir yoksa bu beyan edilen yolun haricinden mi menzile bir yol bulabiliriz?
Istikamet; dürüstlük, dogruluk ve istikrarli tutumdur. Istikrar; kararli olmak, kararda sabit olmaktir. Yolun basindan sonuna kadar, ömrün bidayetinden nihayetine kadar sirat-i müstakim üzere bulunmak, hayatin hiçbir döneminde sirat-i müstakimden ayrilmamak en büyük bahtiyarliktir.
Istikamet; her hususta ifrat ve tefritten sakinarak itidal yolunda yani sirat-i müstakim üzere yürümektir. Dinin emirlerine uyma ve yasaklarindan kaçinma konusundaki devamliliktir. Istikamet; her çesit tutum ve davranisin esasi olan ve onlara deger kazandiran temel fazilettir. Bir insanin saga sola sapmadan hayat boyu takip ettigi çizgidir. Kisaca, imrenilecek bir ömür, talep edilecek temel haslettir.
Fatiha suresinde Rabbimiz, bizim sirat-i müstakimi talep etmemizi emir buyurmaktadir. Istikamet üzere olana da müstakim denir.
Said Pasa ne güzel demistir: Korkma düsmandan ki, ates olsa yandirmaz seni/ Müstakim ol, Hazret-i Allah utandirmaz seni!
Sünbülzade Vehbi de, “Biz istinat eylemisiz istikamete!” demektedir. Istikamete istinat eylemek, dogruluga dayanmak ne güzel nimet, ne güzel güç, ne güzel dua, ne güzel sermaye ve ne güzel kulluktur.
Istikamet ya da Sirat-i Müstakim Üzerinde Olmak!
Prof. Dr. Selahattin Yildirim
Istikamet ve vasat -orta yol- kavramlari birbirlerinden ayrilmayan, biri digerini tamamlayan bir bütünün mütemmim cüzleridir. Çünkü biri olmadan digerinin elde edilmesi mümkün degildir. Istikamet, ulasilmasi çok güç bir makam oldugu için sirat-i müstakim üzerinde ifrat ve tefritten yani asiriliklardan uzak, orta yolda yasamak istikametin elde edilmesine yardimci olur. Genel olarak istikamet; itikatta, ibadette, insanlar arasi iliskilerde, yeme-içme, uyuma ve konusma gibi günlük hayat pratiklerimizde, hasili bütün davranislarda ifrat ve tefritten sakinip Cenab-i Hakk’in kendilerine nimet verdigi kimselerin yani nebilerin, siddiklarin, sehitlerin ve salihlerin yolunda yürümeye özen göstermek demektir. Bununla birlikte sahabe efendilerimiz ve onlardan sonra gelen Islam büyükleri istikameti farkli sekillerde tarif etmislerdir. Söyle ki Hazret-i Ebubekir istikameti, “Tevhid üzere yasayip sirke düsmemek.” olarak tarif ederken, Hazret-i Ömer, “Emirler ve yasaklar karsisinda dosdogru olup tilkinin yalpalamasi gibi yalpalamamaktir.” seklinde tarif etmistir. Istikamet kavramini; emredilenleri yapmada kemiyetten ziyade keyfiyete önem vermek, nehyedilenleri ise bütünüyle terk etmek olarak tarif edenler olmussa da bu baglamda asil dikkat edilmesi gereken husus sudur: Istikametin esasi sirkten uzak durup tevhidi muhafaza etmek, ifrat ve tefritten kaçinarak Islami ölçülere uygun bir hayati tercih etmektir.
Istikamet Resulullahin Örnek Hayatidir
Doç. Dr. Mahmud Esad Erkaya
Peygamber Efendimiz Islam’in hayata nasil aktarilacagini
bizzat yasayarak gösteren en güzel örnektir.
O’nun (sas) dinin gerekleri dogrultusunda olusturdugu
yasam tarzi, asiriliklardan uzak, insanin
tabiatini ve kabiliyetlerini göz önünde bulunduran, hayati
anlamli ve Allah’in rizasina uygun hale getiren bir hayat
modelidir. Efendimizin sergiledigi bu hayat tarzi dini
literatürde istikamet kavramiyla ifade edilmektedir. Istikamet
sözlükte; “dogruluk, sebat, dengelilik, dürüstlük,
itidal ve sadakat” anlamlarini tasir. Bir dini terim olarak
ise; asiriliklardan uzaklasarak orta yolda dini ve ahlaki
hükümlere uygun bir yasam sürmeyi ifade eder. Kulun,
Peygamber Efendimizin rehberlik ettigi yolda ilerleyerek
iradesini Allah’in istedigi dogrultuya sevk etmesi istikamet
üzere hareket etmesi anlamina gelir. Bu yol, Kuran-i
Kerim’de sirat-i müstakim -dosdogru yol- olarak adlandirilir.
Istikamet, kisinin düsüncesi ve fiillerinin Allah’in rizasi
dogrultusunda olmasidir. Bazen Allah rizasina uygun bazen
de nefsin istek ve arzulari dogrultusunda O’na (cc) isyan
ederek hareket eden kimse tam anlamiyla istikameti bulamamis
demektir. Böyleleri Kur’an-i Kerim’deki, “Ipligini iyice
egirip büktükten sonra tekrar çözüp bozan kadin”in (Nahl,
92) haline benzemektedir. Halinde, davranislarinda istikrarli
olmayan kimsenin ise bulundugu manevi makamdan
yükselmesi mümkün olmayacaktir.
(Yazilarin tamami derginin Temmuz 2023 sayisinda.)