ZORLUKLARI BIRLIK VE BERABERLIKLE ASACAGIZ

Büyük bir musibet geldi; canlari, mallari, evleri ve yeryüzünü hercümerç etti, gitti. Allah’tan gelene isyan etmeden; bir ayet olarak onu vakarla, tevekkülle, sabirla ve rizayla karsiladik. Yikildik, simdi yapilma vakti. Yer de gökler de süphesiz Allah’in. O’ndan geldik ve O’na dönecegiz.
Kainat tek bir düzen içinde degil, bahari da kisi da görüyoruz. Çorakligi da, kurakligi da; bollugu da bereketi de yasiyoruz. Bir yanda cenaze diger yanda dügün birlikte karsilaniyor. Dogumla seviniyor, ölümle üzülüyoruz. Imtihanlar, belalar, musibetler de; hayatlar, nimetler, güzellikler de çesit çesit.
Simdi büyük bir imtihanin altindan hep birlikte kalkma vakti. Daglarindan, ovalarindan bol nimetlerin ve bereketlerin fiskirdigi, insanlari son derece çaliskan ve gayretli sehirlerimizin insasi, imari ve ihyasi için birlikte cana can katmanin vakti.
Biz, Allah’tan ümit kesmeyen ve her daim Allah’a siginan insanlariz, kullariz. Asil yurdumuz cennettti, bir imtihanla dünyaya geldik ve tekrar cennete dönüs için gayret içindeyiz.
Bu suur ve inançla hayatin yeniden düzene girmesi, camilerde bes vakit mü’minlerin hep birlikte saf baglamasi, emzirme çagindaki bebeklerin anne ve babasiyla gelecege ümitle bakmasi, beli bükük ihtiyarlarin Rabbimizden hosnut olmasi, yüzlerin gülmesi, canlarin huzur bulmasi için; mübarek günler hürmetine duayla, niyazla yeniden gönülleri ve yeryüzünü diriltme vakti.
Sehirlerimiz ve gönüllerimiz imarla mamur olacak; ihya ile hayat bulacak, insa ile yeniden kurulacaktir.
Elbette bu büyük faaliyet; tecrübelerden, tabiattan, hayattan, ilimden, sanattan ve fitrattan beslenecek Allah’in kainata koydugu her kanunana titizlikle riayet edilecektir.
Her hususta oldugu gibi bu hususta da kâmil mürsidlerin sohbetine, duasina, niyazina ve gönülleri senlendiren nazarina ihtiyaç vardir. Bütün bu faaliyetler dünyalik mal ve mülk, servet ve söhret için degil asil vatan olan ahiret için; dünya tarlasinda ekip ahiret tarlasinda biçmek içindir.

CANLARA CAN OLALIM YARALARI BIRLIKTE SARALIM
PROF. DR. IBRAHIM BAZ

Islam’in evrensel ilkelerinin basinda cana hizmet anlayisi gelmektedir. Islam’in insana ögrettigi erdemlerin en kapsamlisi olan cana hizmet; kim ve kimlerden oldugunu sormadan bütün insanlarin, bütün hayvanlarin ve bütün bitkilerin ihtiyacina imkan ölçüsünde el uzatmak, onlara destek olmak, onlari kollamak ve gözetmektir. Islam medeniyetinin sosyal anlamdaki en belirgin ve ayirt edici vasiflarindan biri olan cana hizmet anlayisi iki temel kavrama dayanmaktadir. Varligi kusatici bu iki kavram emanet ve kardesliktir. Mü’min, imaninin geregi olarak yaratilmisi Yaratanin insana emaneti olarak görür ve onu sever. Yunus Emre’nin, “Yaratilmisi severiz yaratandan ötürü.” sözü, iste bu hakikati ifade eder. Bir baska ifade ile mü’min bütün boyutlariyla varligi kullanilacak ve tüketilecek bir nesne veya sermaye degil, bir emanet olarak kabul eder ve onu yasatmanin yollarini arar. Kendisiyle varliklar arasinda yaratanin kurdugu manevi bagi, attigi dügümü görür ve sanki esya ile karsilikli bir hukukunun bulundugunu bilir. Ibn Arabi’nin gölgesinde oturdugu bir agacin altindan ayrilirken tesekkür etmek için elindeki sudan bir miktarini agacin köklerine dökmesi iste bu üstün irfani hukukun ve cana hizmetin bir ifadesidir. Kiyametin kopacagini bildigi halde elindeki fidani dikmeyi tavsiye eden nebevi anlayis da özünde bu cana hizmetin, canliya hürmetin bir göstergesidir.

INANDIKÇA GÜÇ BULACAGIZ
GÖKHAN ERGÜR

Büyük acilar her sey yolundayken dogar. Her sey usul usul ilerlerken, günler ve mevsimler birbirini sessizce takip ederken büyük sancilar ve kayiplar kapimizi çalar. O andan sonra artik hiçbir sey eskisi gibi olmaz, aynada gördügün yüz bir günde degisir, çizgiler derinlesir ardindan bir daha hiç unutamayacagin sesler, görüntüler ve hisler ile yasamaya baslarsin, yaralanirsin.
Yaralanmak ise dünyanin yapip ettikleri karsisinda yaralanmaktir. Trauma yani travma da Latince “yara” anlamina gelir. Travmanin birçok tanimi mevcut ama bana en çok dokunan tanim meshur Travma ve Iyilesme kitabini yazari Judith Herman’in yaptigidir. Herman, psikolojik travmayi hem dogal dünyadaki insani incinebilirlikle hem de insan dogasindaki kötülükle yüz yüze gelme ile iliskilendirir, öznelligi ve nesnelligi birlestirir; psikolojik travma “dehsetengiz olaylara tanik olmaktir” der ve ekler, “psikolojik travma bir güçsüzlük acisidir.” Evet, travma bir güçsüzlük acisidir. Bas basa kaldigimiz o yikici ve büyük aci karsisinda tüm gücümüzü kaybettigimizi hissetmek. Tam da su günlerde oldugu gibi.

(Yazilarin tamami Ilim ve Irfan dergisinin Nisan, 2023 sayisinda. (Sayi: 128)