Ramazan’a Erelim, Kur’an’a Sarilalim
Hicri 15 Recep 1444, Miladi 6 Subat
2023 tarihinde büyük zelzele ile
sarsildik, yikildik. Allah’im emri
ve takdiri böyle tecelli etti. Zelzelede
ölenlere Allah’tan rahmet, yaralananlara
acil sifalar diliyor; ülkemize ve Suriye’ye de
geçmis olsun diyoruz. Allah Teala, ülkemizi
ve bütün Islam diyarlarini her türlü semavi
ve arazi afatlardan muhafaza eylesin.
Recep, Saban ve Ramazan aylarinin kutlu
gölgesinde maddi ve manevi bir kurtulus
ariyoruz. Allah’a dönmekten, Allah’a siginmaktan,
Allah’in kulu olarak yasamaktan
baska çaremiz var midir?
Bu ayda; sevinçle, gönül huzuruyla, kalbimizin
bütün enginligiyle Ramazan’i idrak
edelim diye niyet ettik. Bu zelzele hepimizi
hüzne bogdu. Süphesiz o da Allah’in takdiri
ve tecellisidir; iman etmekten, yaralari sarmaktan
ve Allah’tan merhamet dileyip felahi
ummaktan baska çaremiz var midir?
Hüzünler içinde yine de en güzel sekilde
Ramazan’i idrak edecegiz. Camilere, teravihlere
kosacagiz. Iftarlari birlikte edecek,
komsularimizla, esimiz dostumuz hisim ve
akrabimizla kucaklasacagiz. Bir elimiz, bir
gözümüz, bir kulagimiz da zelzele bölgesinde
olacak. Kardes oldugumuzu, üzerimize maddi
ve manevi ne gibi yükler düsüyorsa yerine
getirmek için can attigimizi bilecek ve bildirecegiz.
Emir Allah’tan. Bu müsibet Allah’tan geldi.
Süphesiz biz, Allah’tan geldik ve O’na (cc)
dönecegiz. Gelis vaktimizi de dönüs vaktimizi
de tayin eden ancak Allah’tir. Devletimizle,
milletimizle maddi ve manevi bütün imkan
ve gayretimizle el birligiyle bugünleri atlatacak,
öfkeyi degil merhameti kusanacagiz.
Büyük müjdelerin oldugu Ramazan’a eriyoruz,
kavusuyoruz. Biz Allah’tan razi olalim.
Orucumuzu gönül huzuruyla tutalim. Kiraatiyle,
manasiyla ve ruhuyla Kur’an-i Kerim’e
sarilalim. Gönlümüz, hayatimiz, zikrimiz
Kur’an olsun.
Iman ederek ve sevabini yalniz Allah’tan
umarak oruç tutalim; sadaka verelim, zekat
verelim; kardeslerimizin acilarina da hüzünlerine
de ortak olalim. Olalim ki, geçmis ve
gelecek günahlarimiz bagislansin; Allah’tan
razi olarak vakti gelince cennetine dahil olalim.
Takva Dershanesi Ramazan
Prof. Dr. Süleyman Derin
Ne mutlu bizlere ki Ramazan ayinin
gölgesi üzerimize düstü, ona kavusma
sevincini ümmet olarak hissetmeye
basladik bile. Üç aylarin gelisi,
Ramazan’a özel maddi ve manevi hazirligimizi
hatirlatti bize. Hazirliksiz yakalanmak olmaz
bu güzide aya. Her günü bir ömre bedel çünkü.
Ramazan’da kaçirdigimiz yahut hasar verdigimiz
her ibadetin telafisi, tedavisi imkansiz kadar
zordur. O yüzden yüce Mevla, sifir hasarli sifir
kaçakli bir Ramazan ayi için Recep ve Saban
aylari ile hazirlik, donanim firsati tanir bizlere.
Ramazan; Kur’an hasebiyle özel olmus, namaz,
oruç, infak ve bol zikirle süslenmis bir ibadet
ayidir. Bizler de Ramazan’a vasil olan bu güzel
günlerde, pazartesi persembe oruçlari ile Ramazan
ayina hos geldin demeliyiz. Her ibadetin
karsilamasi kendi cinsinden olacagina göre saglik
problemi olmayan kardeslerimizin de önceligi
nafile oruçlar olmalidir. Oruç ama hasarsiz bir
oruç dedik ya, iste onun için dikkkat etmemiz
gereken bazi seyler vardir.
Sufilere göre oruç sadece mide ile tutulmaz; onlar
oruç tutarken ihsan suurunda bir farkindaligi,
takvayi elde etmeye çalisirlar. Sufi orucu, kulun
kendisini Hak’tan ayri birakan her tür fuzuli
islerden korudugu bir oruçtur. En üst mertebedeki
oruç, havassü’l-havassin orucudur ki onlar
kalblerini, Allah’tan alikoyan her seyden korur
ve Allah’tan gayri hiçbir varlik görmezler. Bu
kalbi oruçlari, namazlari gibi daimidir. (Bkz.
el-Bahrü’l-Medid, I, 186) Avam kisiler ise orucu,
yeme içmeden uzak kalmakla tamam olur sanirlar.
Halbuki orucun zirhini kiran giybet, yalan,
harama bakmak gibi günahlardan sakinmaksizin
tutulan oruç, makbul bir oruç mudur? Bu
itibarla Ramazan ayi oruç ve açlik ile nefsi terbiye
etmekte, bütün Müslümanlara nefsin en tabii
ihtiyaçlarina ket vurmayi ögretmektedir. Ne var
ki Ramazan orucu Peygamber Efendimizin bize
ögrettigi sekilde bütün sartlarina riayet etmeye
çalisilarak tutulmalidir.
Manevi Sartlariyla Oruç
Doç. Dr. Mahmud Esad Erkaya
Peygamber Efendimiz baska bir hadisinde,
“Yalani ve yalana göre hareket
etmeyi terk etmeyenin yemeyi içmeyi
birakmasina Allah’in ihtiyaci yoktur!”
(Buhari, Savm, 8) buyurarak oruçlunun
yalan içeren her türlü fiilden uzaklasmasi
gerektigini belirtmektedir. Oruçlu
kisinin tutmasi gereken organlarindan
biri de kulaktir. Dinen duyulmasi mahzurlu
olan, insanlarin arasini bozan
giybet ve nemime gibi konusmalara
ve insani günaha tesvik eden sözlere
karsi kisinin kendisini tutmasi tavsiye
edilmistir. El ve ayagin haramlardan
korunmasi, midenin haram ve süpheli
lokmadan sakindirilmasi oruçla elde
edilen sevabin haramlarla yok edilmesinin
önüne geçecektir.
Orucun yalnizca aç kalmaktan ibaret
bir davranis olarak kalmasinin önüne
geçmek için kisinin tüm organlariyla
birlikte oruç tutmasi Peygamber Efendimizin
tavsiyesidir. Efendimiz, “Oruç
tutan nice kimseler vardir ki oruçtan
nasibi sadece aç kalmaktir. Geceyi
ibadetle geçiren nice kimseler vardir
ki kiyamdan nasibi sadece uykusuz
kalmaktir.” buyurmustur. (Ibn Mace,
Siyam, 21) Oruç ve namaz gibi ibadetler
hakkiyla yerine getirildiginde kisiyi
her türlü kötülüklerden uzaklastiracak,
güzel ahlakli birer mü’min olmalarini
saglayacaktir. Oruç insana sabri, takvayi,
sükrü ve yardimlasmayi ögreten
bir ibadettir. Oruç her seyden önce sabri
gerektirir. Oruç tutan kisi, önündeki
yiyecege elini uzatmadigi gibi kirici
söz ve fiillerden de uzak durur. Ayrica
nefse hos gelen oyun ve eglence içeren
aliskanliklarina da son verir. Bundan
dolayi Peygamber Efendimiz, “Oruç,
sabrin yarisidir.” buyurur. (Ibn Mace,
Siyam, 44) Yüce R abbimiz, “Allah’in
yeryüzü genistir. Sabredenlere mükafatlari
elbette hesapsiz olarak verilir.”
(Zümer 39/10) buyurarak bu sabrin
karsiliginin hesapsiz olacagini bildirir.
Oruç tutarak sabir gösteren mü’min,
takva üzere kurulmus bir yasantinin
temellerini atmis olur. Nitekim orucun
bozulmamasi için günlük hayatta helal
olan bazi davranislari dahi terk etmek
kisinin nefsini terbiye etmesi için
gerekli görülmüstür. Bu yönüyle oruç,
insanin manevi terbiyesinde önemli
bir yöntem olarak da görülmüstür. Çok
yemek insani rehavete sevk eder. Oruç
ise vücudun ibadetler için hazir olmasini
saglar. Oruç bir taraftan bedendeki
hissi kuvveti ortadan kaldirarak onu
sehevi arzulardan arindirirken diger
taraftan da kalbi, insani bazi sikintilardan
temizleyerek saf hale getirir. Bu
yönüyle oruç nefs terbiyesinde önemli
bir fonksiyon üstlenmektedir. Zira nefs
terbiyesinde temel unsur nefsin sehvetlerini
dizginlemektir. Nefsin tüm
arzu ve isteklerini mesru sinirlar çerçevesinde
sinirlamak, normal sartlar
altinda helal olan bazi davranislardan
dahi oruç vesilesiyle uzak durmak
bunun gerçeklesmesi için uygulanan
bir metottur.
Dosya yazilarinin tamami derginin Mart, 2023 sayisinda.