Hesap Gününe Hazir miyiz?
Insanin asil gündemi budur. Bütün
diger gündemler bu büyük güne ve
gündeme bir hazirlik asamasidir.
Dogumdan ölüme kadar geçen
zaman insan için muazzam bir nimet
ve firsattir. Bu büyük firsatta insan
eker eker eker. Sonra bu ektiklerini
biçme vakti gelir.
Cenab-i Allah’tan neler istiyorsunuz,
eksikleriniz nelerdir? Maddi ve manevi
problemler yasiyor, dertlerinize çareler
mi ariyorsunuz? Hangi büyük imtihanlardan
geçiyorsunuz? Bütün bu büyük
imtihanlara karsi kimlerden, nelerden
yardim istiyorsunuz? Dünya mesakket
yurdudur. Insan zalim ve cahildir. Iki
vadi dolusu altini olsa üçüncüsünü
ister. Suçlu daima baskalaridir. Kendisi
hep haklidir.
Küçük dünyamizda büyük büyük dertler,
sorunlar varmis, bütün belalar bizi
bulmus gibi davranmayalim. Hasa,
Allah’a isyan etmeye sebepler aramak
yerine; her gün her sabah bugün hakkiyla
sükredebilir miyim endisesinde
olalim.
En büyük nimet olan iman ve Islam
nimetine sahibiz. Çok sükür, elimiz
ayagimiz tutuyor. Iman ettik demekle,
imtihandan kurtulmadik, aksine
büyük belalar için hedef haline geldik.
Resululahin ve ashabin çektiklerini
birazcik okusak ögrensek onlardaki
bize lazim olan hem imani hem de
hayati gerçek yüzüyle görürüz.
Allah bizden mal mülk, dünyanin
çesitli zenginlikleri gibi nimetler mi
bekliyor, hasa? Bizden; kalb-i selim,
kâmil bir iman bekliyor. Niçin? Iste o
büyük hesap gününde, kiyametin en
dehsetli saatinde, arasat meydaninda
selamate erelim, cennetine dahil olalim
diye.
Kabre konulan insana son bir telkinde
bulunulur. Nefis Arapça ibarelerle, “Ey
filan hanimin oglu veya kizi: Ölüm hak,
kabir hak, kiyamet hak, mahser hak,
hasir hak, nesir hak, sorgu sual hak!”
denilir. Artik sinav saatinden önceki
son ikazlardir, sözlerdir bunlar.
Bütün bunlari asil olarak, bülug çagimiza
erince kulagimiza ve kalbimize
yazmali, ömrümüzü bu suurla geçirmeliyiz.
Çünkü Rabbimizin huzuruna yüz
akiyla çikabilmek için bu suur sarttir.
SONSUZ YOLA TAKVA AZIGIYLA HAZIRLANALIM
PROF. DR. ALI AKPINAR
Peygamber Efendimize bir
adam geldi ve, “Ya Resulallah,
kiyamet ne zamandir?”
diye sordu. Efendimiz (sas),
“Kiyamet için ne hazirladin?” deyince
adam, “Allah ve Resulünün muhabbetini.”
cevabini verdi. Bunun üzerine
Resul-i Ekrem Efendimiz, “Öyleyse sen
sevdiginle beraber olacaksin.” buyurdu.
(Müslim, Birr, 163) Insanoglu hep merak
etmistir, dünyanin sonunu, kiyametin
ne zaman kopacagini. Kiyametin ne
zaman kopacagi sorusu tekrar tekrar
sorulmustur, peygamberlere. Sinavin
geregi olarak kiyametin ne zaman
kopacagi gizli tutulmustur. Öyle ya,
kiyametin kopus zamani belli olsaydi,
sinavin bir anlami kalmazdi. Hem her
insanin kendi ölümü kiyameti degil
midir? Ölüm de hepimize her an gelebilecegine
göre, her zaman kiyamete
hazir olmak gerekmez mi? Insan, kendi
ölümünü tattiktan sonra kiyamet bir
gün sonra kopsa neye yarar, bin yil
sonra kopsa ne ifade eder? Asil olan
ona hazirlanmaktir. Bunun için de
her an ölebileceginin bilincinde, ölüm
sonrasi hayat için hazirlikli olmaktir.
KIYAMET SAATI VE HESAP GÜNÜ
DOÇ. DR. MAHMUD ESAD ERKAYA
Kisinin dünyadaki yasam tarzi ahiretini
de dogrudan etkileyecektir.
Peygamber Efendimizin, “Herkes
öldügü hal üzere diriltilecektir.” (Müslim,
Cennet ve Sifatünaimiha ve
Ehliha, 83) hadisi de hayatin Allah’in
rizasi dogrultusunda son bulmasinin
önemine isaret etmektedir. Bunun için
ölmeden evvel insanin günlük olarak
nasil ameller isledigini muhasebe
etmesi önem arz etmektedir. Peygamber
Efendimiz, “Akilli kisi kendisini
hesaba çeken ve ölümden sonrasi için
çalisandir. Aciz kisi ise arzularinin
pesinde kosup da Allah’tan bagislanma
dileyendir.” (Tirmizi, Sifatü’l-Kiyame,
25) sözleriyle isin ciddiyetini vurgulamakta,
Hazret-i Ömer de, “Hesaba
çekilmeden önce kendinizi hesaba
çekin.” sözleriyle bir taraftan ahiretteki
çetin hesaba vurgu yaparken diger
taraftan da öbür dünya için önceden
hazirlik yapilmasi gerektigini söylemektedir.
(Tirmizi, Sifatü’l-Kiyame, 25)
ARSIN GÖLGESINDEKI BAHTIYARLAR
PROF. DR. SELAHATTIN YILDIRIM
Ebu Hüreyre’den (ra) rivayet edildigine
göre Resul-i Ekrem Efendimiz söyle
buyurmustur: “Hiçbir gölgenin bulunmadigi
kiyamet gününde Allah Teala,
yedi sinif insani arsin gölgesinde barindiracaktir.
Bu yedi sinif sunlardir: Adil devlet baskani;
Rabbine kulluk halinde nezih bir hayat içinde
serpilip büyüyen genç; kalbi mescitlere bagli
mü’min; birbirlerini Allah için seven, bir araya
gelmeleri ve ayrilmalari Allah için olan iki insan;
güzel ve asalet sahibi bir kadinin beraber olma
arzusuna, ben Allah’tan korkarim, diye teklifi
reddeden yigit; sag elin verdigini sol elin bilemeyecegi
derecede sadakasini gizli veren kimse;
tenhada Allah’i anip gözyasi döken kisi.” (Buhari,
Ezan, 36, Zekat, 16, Rikak, 24; Müslim, Zekat, 91;
Tirmizi, Zühd, 53)
Yazilarin tamami derginin Subat 2023 sayisinda.