Müslüman Sahsiyeti Nasil Olmali?
Egitimin önemli noktalarindan
birisi, egitimi sadece belirli
dönemlerle ve mekanlarla
sinirlamamak, hayatin bütününe
ve ömrün tamamina yaymaktir.
Buna hayat boyu ögrenme de denir.
Burada insanin bilgisinin, görgüsünün,
ilim ve tekniginin, düsünce ve
kabiliyetinin devamli gelismesi söz
konusudur. Iste bu husus aslinda insan
sahsiyetini insa etme modelidir. Nasil
en yeni, en teknik, en modern binalar
bile dönem dönem düzenli bakim ve
onarim istiyorsa insanin da her vakit
irsada, arinmaya, bakim ve onarima
ihtiyaci vardir.
Önce kimligin ve kisiligin insasi gelir.
Insan; Islam ile kimlik ve kisilik kazanir.
Çünkü insanin ve kainatin sahibi
Rabbimizdir. Rabbimiz bize bir fitrat,
bir yazilim yüklemis ve bu yazilimin
kusursuz islemesi için kelam-i
kadimini ve Resulullah Efendimizi
göndermistir.
Biz genel vasiflariyla ve somut özellikleriyle
bir mü’min bir Müslüman nasil
olmalidir, sorusuna cevap aradik.
Bir çirpida hepimiz su vasiflari sayabiliriz:
gönülden iman, teslimiyet,
tevekkül, sabir, sükür, ihlas, riza, kulluk,
helal ve haram hassasiyeti, takva
ve istikamet ile Peygamber Efendimize
ve Kur’an-i Kerim’e baglilik, hürmet
ve muhabbet, namaz, oruç, zekat, hac,
infak, cihat, dua, ilim ögrenmek, Kur’an
tilaveti, zikir, teblig, emir bi’l-maruf ve
nehiy ani’l-münker…
Bütün bu vasiflara sahip olmak,
mü’min sahsiyetini temsil etmek
demektir. Bu dünyada bu vasiflarla
mücehhez olursak ahiret için yüzümüz
ak bir sekilde Rabbimizin huzuruna
çikabiliriz.
Bu vasiflarin hem bireysel hem de
toplumsal yönü vardir. Bizim sahsiyetimiz
kendi çikar ve menfaatimize
çalisan bir özel sistem degil mü’minlerin
ve bütün insanlarin selameti için
düsünen ve amel eden bir sistemdir.
Bu devirde Allah bize, mü’min sahsiyetimizle,
kisiligimizle, kimligimizle
yasamayi ve ayni istikametle ahiret
yurduna göç etmeyi nasip etsin.
Bir Müslümanin Belirgin Nitelikleri
Prof. Dr. Süleyman Uludag
Allah Tealanin var ve bir oldugunu, Hazret-i Muhammed’in (sas)
O’nun (cc) kulu ve resulü oldugunu kalp ile tasdik ve dil ile ikrar
eden herkes Müslümandir. La ilahe illallah Muhammedü’n-Resulullah
cümlesi bunun veciz ve kisa ifadesidir. Kelime-i tevhid
denilen bu ifade mü’minin kalbinde ve dilinde vefat edene kadar mutlaka
bulunmalidir. “Bugün Müslüman nasildir?” cümlesiyle, “Bugün Müslüman
nasil olmalidir?” soru cümleleri birbirinden farklidir. Birinci cümle
bugünkü Müslümanin halini, ikinci cümle bugünkü Müslümanin olmasi
gereken halini dile getirir. Bugünkü Müslümanlarin ve bunlarin toplamindan
olusan Islam ümmetinin elbetteki birtakim kusurlari, hatalari ve
zaaflari vardir. Müslümanin ve bunlardan olusan ümmetin nasil olmasi
gerekir, sorusunun cevabi sudur: Yüce Allah’in ve Resulünün istedigi gibi
olmasi icap eder. Allah Teala bir mü’minin ve Müslümanin sahip olmasi
gereken belirgin niteliklerini bildirmis, örnek olarak da Resulünü göstermistir.
(Ahzap, 21; Mümtehine, 4; Ayrica Hazret-i Ibrahim ve onun safinda
yer alanlar da bugünkü Müslümanlara örnek gösterilmistir. (Mümtehine,
496)
Müslümanin Sahsiyeti
Prof. Dr. Selahattin Yildirim
Dinimizde herhangi bir kisiye
sahip oldugu manevi hal ve
vasiflarindan dolayi gipta
etmek caizdir. Ancak öte
yandan maddi nimetleri kiskanmak
ise haramdir. Gipta etmek, imrenmek
demektir. Imrenmek, bir kiside bulunan
güzel bir halin kisinin kendisinde
de bulunmasini istemesidir. Haset yani
kiskançlik ise, baskasinin sahip oldugu
bir nimeti çekememek, bizim elimizde
olmadigi için onun da elinden gitmesini
istemektir. Kiskançlik ister maddi
ister manevi, hangi konuda olursa
olsun yasaklanmis, gipta etmekte de
maddi degil manevi alanlarla sinirlandirilmistir.
Bu çerçevede bakildiginda,
bir kisinin mü’min kardesinin güzel
manevi hallerini begenmesi, kendisinin
d e b u h allere s ahip olmayi
istemesi mesrudur ve yerindedir.
Tam bu noktada su soruyu sormamiz
gerekir: Hangi mü’min ya da diger bir
deyisle bir mü’minin hangi halleri ve
vasiflarina gipta edilir? Resul-i Ekrem
Efendimiz (sas) bu konuda söyle buyurmuslardir:
“Benim nazarimda en çok
gipta edilen kisi, dünya nimeti en
az olan, namazdan hazzi fazla olan,
Rabbine ibadetini güzel yapan ve
gizli hallerde de Rabbine itaat eden,
insanlarin gözünde parmakla isaret
edilecek kadar degeri olmayan, ölümü
kolay, arkasindan aglayanlari ve paylasilacak
mirasi az olandir.” (Tirmizi,
Zühd, 35; Ibn Mace, Zühd, 10) Hadis-i
serifte dokuz madde olarak zikredilen
mü’minin gipta edilecek özellikleri
esasen kâmil bir velinin/mürsidin
vasiflaridir. Çünkü hadisin baska bir
rivayetinde “en-nas” (insanlar) yerine
“evliya” (Allah dostlari) yani gipta
edilecek veli ifadesine yer verilmistir.
Simdi bu maddeleri teker teker ele alip
açiklamaya çalisalim.
Kime Göre Mü'min ve Müslümaniz?
Prof. Dr. Ali Akpinar
Allah katinda geçerli yegane hak din Islam, yüce Allah’indir.
Mü’min de yüce Allah’a inanan, O’nun (cc) dinini hayat düsturu
edinen kimsedir. Peki mü’minin tanimini kim yapacaktir?
Insan mi yoksa dinin sahibi mi? Elbette dinin sahibi yapacaktir.
Zira dinini bütün yönleriyle en iyi bilen O’dur. Aksi takdirde insan
sayisi kadar mü’min tanimi ortaya çikacaktir. Zira ne kadar donanimli
olursa olsun hiçbir insan, yüce Yaratici gibi kapsamli ve kusatici bir
bakis açisina sahip olamaz. Çünkü O’nun (cc) ilmi her seyi kusatmistir ve
sinirsizdir. Ama yarattiklarinin bilgisi sinirlidir. Onun için Kur’an, “Allah
bilir, siz bilemezsiniz.”(Bakara, 216, 232; Al-i Imran, 66; Nur, 19), “Allah’tan
daha dogru sözlü olan da kimmis?” (Fussilet, 33),“Allah’tan daha güzel
hüküm verecek olan da kimmis?” (Maide, 50) der.
Dosya yazilarinin tamami derginin 124. sayisinda.