Dünyanin bir basi vardir, nihayet
bir de sonu olacak. Sonrasi
sonsuz bir hayat. Iste o sonsuzluktan
önce, ona hazirlik, oraya
hazirlik için var edildi bu dünya. Zaman
ve mekan olarak oraya hazirlik. Bir ömür
oraya hazirlik. Peygamberin izinde bir
ömür, sadiklarin yaninda bir ömür.
Gökler, ay, yildizlar, günes ve yer. Hangisi,
emrin disindaki? Hangisi vakti tayin etmiyor,
hangisi tayin edilen vakti ve emri icra
etmiyor ki? Insana düsen, apaçik sunulan
bu hakikati kavramak. Buranin sonlu, oranin
sonsuz olacagina inanmak. Kainat,
insanin disinda, Allah’in emrinde nice
güzelliklerle ama hep bir yörünge, bir
nizam, bir çizgi halinde donatilmis. Insana
düsen bu vakti, bu çizgiyi, bu yörüngeyi
dogru anlamak, dogru kavramak.
Günesin dogusu ve batisi; günler, geceler,
yillar, yüzyillar hepsi Rabbimizin emrinde,
hepsi tayin edilmis biçimde. Ömrümüz
de öyle, ecelle ölçülü; vakit saat tamam
olunca, ne bir saniye ileri ne bir saniye
geri. Her yaratilmis bu ölçüde. Baki olan,
ezeli ve ebedi olan sadece Rabbimiz. Vakit
saat, insan içindir; siniri olmayana vakit
denmez. Insan ve kainat vakitle sinirlidir.
Bu vakit ve sinirlar içinde; müstesna,
mübarek, yüceltilmis, özel anlam verilmis,
bahsedilmis günler, geceler var. Ramazan-
i serif bunlarin basinda; Kadir gecesi,
Cuma günleri, seher vakitleri, bes vakit,
Ramazan ve Kurban bayramlari, kandil
geceleri… Bu mübarek vakitler bizler
için bir firsat, bir ganimet. Kulluk yarisimizda,
tevbemizde, af için yakarisimizda
bulunmaz bir firsat. Allah’in bahsettigi,
Resulullahin hayatinda yer alan böyle
müstesna zamanlari hangimiz kaçirmak,
ziyan etmek isteriz?
Dosya olarak ömür sermayemizin bu
özel anlarini, bu kutlu günlerini topluca
bir hatirlayalim; önümüzdeki Ramazan-i
serifi bu suurla idrak edelim istedik.
Diger yandan tabiiki mü’min olarak hiçbir
vakti nefsimizin, seytanin bosluguna
birakamayiz. Her vaktimiz; hayirlarin
fetholdugu, serlerin def oldugu, Rabbimizin
bizden razi oldugu vakitler olsun. Ecel
öncesi son firsat olabilir bu zamanlar; biz
hep hazir olalim!
Dolu dolu bir dergi hazirladik, hem mekaniniza
hem zamaniniza bereket olmasi
duasiyla.
MÜBAREK VAKITLER
PROF. DR. SÜLEYMAN ULUDAG
Sufiler eserlerinde vakit kavramina
ayri bir bölüm ayirirlar. Vaktin
çesitli tariflerinden bahseder, vaktin
ve zamanin degerlendirilmesini
anlatirlar. (Gazzali, Ihya, cilt 1, s.
339-373) Önce vakit nakittir, derler.
Parayla istediginiz seyleri aldiginiz
gibi vakitle de faziletleri kazanir,
manevi mertebelere ulasabilirsiniz.
Vakitle mücevherat satin alinabilir
ama mücevheratla vakit (zaman,
ömür) satin alinamaz. Vakit keskin
bir kiliç gibi derhal hükmünü icra
eder. Vakit, ele geçen bir firsattir, bu
firsat derhal kullanilirsa faydali olur,
aksi halde firsat elden kaçar, geriye
hasret ve pismanlik birakir. Demiri
tavinda dövmek lazim, firsati kaçirmamak
gerek. Bir Arap atasözü söyle
der: “Vaktin geride kalan kismi geçip
gitmistir, asla geri dönmez; gelecek
kismini yasamak ise kesin degildir.
Bu durumda senin için sadece
içinde yasadigin an vardir.” Bu an
degerlendirilirse mazi denilen vaktin
geçen kismi degerlenmis aksi halde
degersiz halde gelmis olur. Mazi ve
müstakbel ile lüzumsuz ve bos yere
mesgul olmak an denilen hali de
zayi etmek anlamina gelir. “Geçen
geçmistir artik an-i müstakbelse
mübhemdir. Hayatindan nasibin, bir
su geçmek isteyen demdir.” (M. Akif)
DEGISIM IKLIMI RAMAZAN-I SERIF
PROF. DR. HASAN KAMIL YILMAZ
Insanoglunun yeryüzüne inisi sonrasi ilk degisim tevbeyle basladi. Degisim salih amelin oldugu yerlerde köklesti. Köklesmedigi ya da köklerinin kurudugu dönemler yeni nebevi asilarla yeni degisimler olustu. Fertlerin degisimleri tamamlandikça toplumsal dönüsümler ortaya çikti. Kur’an’daki tekrar ve israr ifadeleri degisim ve dönüsümün tekrar ve israr sayesinde olustugunu gösterir. Günde bes vakit namaz, Ramazan’daki yillik oruç ve diger ibadetler, degisime yönelik tekrarlari gösterir. Oruç, zekat, namaz, hac ve cihat gibi ibadetlerin Elest bezminin sahitleri olmasi, bu degisimi güçlendirmektedir. Tekrar ve sürekli yapilan ibadetlerle biz Ramazan’da sunlari ögreniyoruz: Nefsin tuzagina düsmemeyi; açlik ile nefsi terbiye etmeyi; fukaranin farkinda olmayi; dua ve teslimiyeti; ihsani ve takvayi; samed sifatinin mazhari olmayi; zekat ve sadaka ile arinmayi.
TÜM ZAMANA RAHMAZAN RUHUNU YAYMAK
PROF. DR. SÜLEYMAN DERIN
Ramazan bitince helal ve haram hususundaki hassasiyetimizi korumamiz gerekir, zira sadece bu mübarek aya mahsus olan bir dindarlik yeterli degildir. Imam bu konuda söyle der: “Dinimizin haram ve helal hududuna riayet etmeli ve Allah’in haram kildigi seylerden uzak durmaliyiz. Eger gayemiz ebedi kurtulusa ermekse daha ne zamana kadar tavsan uykusunda devam edecek ve hakikatlere kulaklarimizi tikayacagiz? Unutulmamali ki, bizi bir gün uyandiracaklar. Fakat o gün is isten geçmis olur. Insanlara ölüm çok yakin, ahiretin çesitli azaplari da su anda hazir vaziyettedir. Bir kimse öldügü zaman onun kiyameti kopmus demektir. Bir gün zorla uyandirilmadan kendimiz uyanmaliyiz. Zira ahirette uyanmak insana hiçbir fayda vermez. ‘Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi, yakiti insanlar ve taslar olan atesten koruyun.’
(Tahrim, 6)”