ILIM VE IRFAN | Aralık | 2020 | AYIN KONUSU | Okunma: 985
Damar Damar Güzelliktir Tasavvuf


Zühd, güzel ahlak, kalp temizligi, nefs tezkiyesi, teslimiyet, batin ilmi, tevekkül, tevazu, uhuvvet, kitap ve sünnet. Uzunca bir listeyi ve bu listenin yasama biçimini alt alta koydugumuzda veya tek tek ele aldigimizda tasavvuf dedigimiz bir ilim ve irfan okyanusu karsilar bizi. Bu okyanusta her damla tasavvufun bir konusu olsa, o damladan ayrica bir okyanus meydana getirmek de mümkündür. Asr-i saadetten bugüne niceleri bu okyanusta dalgiçlik etmisler, marifet incileri dermislerdir. Bu okyanusa dalmislar, buradan inci ve mercan çikarmislar, tertemiz bir ömür sürerek Hakk’a vasil olmuslar, ehl-i dil, ehl-i tarik, ehl-i tasavvuf ariflerdir.
Onlarin hayatindan hisse kapmak, içlerini de dislarini da bugüne yansitmak, dahasi onlar gibi olabilmek için bir cehd, bir gayret, bir çaba beklenir bizden. Onlarin da örnegi, önderi, rehberi, mürsidi Peygamber Efendimizdir.
Silsile halinde kiyamete kadar yayilan bir manevi kalp akisi. Tavirlara, dillere, gönüllere ulasan, degistiren, dönüstüren, olduran, onduran, gönendiren bir huzur iklimi.
Ilim ve Irfan dergimizin su anda yüzüncü sayisini okuyorsunuz. Bizleri bugünlere eristiren Rabbimize hamd olsun. Okurlarimizla, yazarlarimizla, büyüklerimizle, rehberlerimizle bir bütün halinde ilim ve irfan yolculugumuz sürüyor. Emek, çaba, gayret bizden, süphesiz takdir ve tevfik Allah’tan.
Bizler de yüzüncü sayimiza ulasmis olmamiz bereketiyle, lütfuyla, bu sayida bütün yazilarimizi dosya yazisi olarak hazirladik. Ülkemizin kiymetli hocalari, mahir kalemleri bize tasavvufu anlatti. Kalici, arsivlik, her zaman müracat edilecek, bir basucu sayimiz olsun istedik.
Bizler, nice yüzüncü sayilarin ümidiyle ayni ilkelerle, ayni inançla, ayni çizgiyle, ayni menba ile sizlere misafir olmaya devam edecegiz.
Ilim ve irfandan beslenmeye, tarihi tekrara degil bugün de yasamaya, nezakete, üsluba, incelige, güzel ahlaka hassasiyet gösterecegiz.
Okuru olmayan dergi israftir; dergisi olmayan okur da eksik kalir. Bunun gibi, bu yolda, bu manevi iklimde hem mürside hem dervise ihtiyaç vardir. Biz, bize düsene talibiz. Biz irsad olmaya talibiz. Biz, mürsidden gelen nazara talibiz. Biz, Hakk’in rizasina talibiz.

Tasavvuf ve Insan
Prof. Dr. Süleyman Uludag

Din hissi, insanin fitratinda ve tabiatinda diger b i r d e y i m l e i n s a n i n yapisinda ve dogasinda mevcut bir temel niteliktir. Bu nitelik, insanin ayrilmaz bir parçasi daha dogrusu özü oldugundan dünyanin her yerinde en eski tarihlerden beri toplumlarda din olagelmistir. Zahir ve batin yüce Allah’in iki ismidir. O’nun (cc) bir zahir ve asikar, bir de batin ve gizli tarafi vardir. (Bkz. Hadid, 2) Bunun gibi insanin da bir zahir ve görünen, bir de batin ve görünmeyen yönü mevcuttur. Beden, insanin zahiri; ruh ise onun batin tarafidir. Din de böyledir, dinin de bir zahiri ve batini tarafi mevcuttur ve Islam, bu iki tarafin iç içe geçmis seklidir. Bütün dinlerde, özellikle hak dinlerde durum budur. Baslangiçta iman ve ihsan daha sonra zühd ve takva denilen hususlar Islam’in batin tarafidir. Daha sonraki dönemlerde Islam’in bu yönüne sufilik, tasavvuf, fakr, dervislik ve irfan gibi pek çok isim verilmistir.
Mistisizm (sirrilik, gizemlik) evrensel ve beseri bir olgu olup bunun Islam’daki adi iman, ihsan, zühd ve takva ya da tasavvuf ve irfandir. Islam tasavvufu, Islam’in zahiri yönü ve hükümleriyle birleserek ve bütünleserek diger mistik akimlardan ayrilir. Kur’an’da Islam’dan önceki peygamberlerin kissalarina bakildiginda bahsedilen anlamda onlarin hayatlarinda ve toplumlarinda tasavvufun ve irfanin mevcut oldugu görülür ve Islam’daki zahidane ve sufiyane hayat o hayatin devamidir.

Dün, Bugün ve Yarin: Tarikatlar
Prof. Dr. Mustafa Kara

Insan, içinde yasadigi dünyayi tanima, anlama ve yorumlama hakkina sahiptir. Içinde büyüdügü kültürel vasati da anlama, yorumlama ve yeri geldiginde tahlil ve tenkit etme hakkina da sahiptir. Toplumlarin sosyal/kültürel ortamlarinin da su veya bu oranda din ile, dini degerlerle irtibatli oldugu bilinmektedir. Dolayisiyla bu konularda, at oynatmak veya elestirel bakmak isteyenlerin ilk ögrenmesi gereken bilgiler dinlerin temel ilkeleri ve bunlarin maseri vicdana/kamuoyuna aksedis biçimleri, buna araci olan kisilerin zihniyetleri, dünya görüsleri ve ilgili kurumlarin çalisma tarzlaridir.
Yaklasik yüz yil önce ülkemizde baslayan, dini/dini degerleri sosyal hayatin disina itme anlayisi, Milli egitim camiasina da hakim olunca tahsil ve terbiye döneminde olan insanlarin büyük bir çogunlugu, inandiklari dinin ilkelerinden bihaber olarak okullarini, mekteplerini, fakültelerini tamamladilar. Otuzlu/ kirkli yillarda lise ve üniversite tahsili yapan insanlarimiz ne yazik ki bu kurak/çorak mevsimi tam olarak yasadilar. O yillarda yetisip, vefat eden ögretim üyesinin cenaze namazinda tekbir alip ellerini baglamayi beceremeyen rektörler tanidim. Allah hepsine rahmet eylesin! Mesela, bu nesilden bir kimse sosyolojiden tez yapti fakat sosyal hayatin atardamarlarindan biri olan din ile ilgili kayda deger, sahih bir bilgiye sahip olamadan. Bir baskasi psikoloji ile alakali kitap yazdi fakat kendisinin de bir üyesi oldugu cemiyetin, kalbi titresimlerinden/ürperislerinden hiçbir sey hissetmeden. Köylerimize ögretmen yetistirmek üzere kurulan Köy Enstitüleri projesinin en büyük çikmazi da bu damarin yok sayilmis olmasidir. Bu hata yapilmasaydi yani köy imamiyla ögretmen bas basa verebilseydi, okulla cami gönül gönüle olabilseydi bugünkü Türkiye’nin çok daha farkli bir noktada olacagini düsünenlerdenim.

Hak ve Hakikatle Bulusma Imkani: Tasavvuf
Prof. Dr. Hasan Kamil Yilmaz

Islam’da hayatin, ihsan ve takva ile yasanmasinin adidir tasavvuf. Tasavvuf, Asr-i saadette adi konmadan var olan bir ilim, sonralari adi konan bir kurum. Her devirde insanlarin ihtiyaç ve problemlerine birtakim çözümler üreterek Islam’in daha iyi yasanmasina ve yayilmasina katki saglamaya çalisan bir müessese. Teknoloji ve iletisimin gelistigi, insanlarin sanal bir dünyada yasamaya basladigi çagimizda tasavvuf yerini, degerini ve önemini kaybetti mi? Yoksa bugünün insanina da bir seyler söyler mi? Söylerse neler söyler? Bu yazimizda bu sorulara cevaplar aramaya çalisacagiz. Kanaatimce tasavvufun çagdas insana söyleyecegi pek çok sey var. Bunlari bir dergi makalesi kapsaminda söyle yedi madde olarak özetlemek mümkündür: Yol bilinci; yol rehberligi ve hayat kilavuzlugu; benligi asma egitimi; ötekine hosgörü ahlaki; dini hayati sevkle yasamak; modern hayatin problemlerinden kurtulmak ve kurumsal kimlikle yalnizligi asmak.

(Yazilarin tamami derginin 100. sayisinda.)

Muhterem hazirun, Hazret-i Muhammed’in peygamber olarak gönderilmesi...

Insanin fitrati tertemizdir. Ne var ki zamanla disardaki enkazin, toz dumanin külleri üzerine düser....

Ilim ve Irfan dergisinin 2024 Aralik sayisi sahsiyet dosyasiyla çikti....

IRFAN BASIM YAYIN DAGITIM SAN. VE TIC. LTD. STI.
Zafer Mahallesi Kurultay Sokak No:1/6 Yenibosna | Bahçelievler / Istanbul | Telefon: 0(212) 694 98 98
Copyright © 2012-2024