Tedbir-Takdir Çizgisi
Kader; insanin hayat çizgisidir. Bu çizgiyi insani yaratan çizmistir. Insan; kendisine çizilen bu hududa, çizgiye, sinira siki sikiya bagladir. Fakat çizginin çerçevesinin ne oldugu, nerede baslayip nerede bittigi bilinemez. Dahasi çizginin baslangici ve sonucu da bilinemez. Ancak her ikisi de gerçeklestikten sonra bilinir, ifade edilir. Bütün bu bizce bilinemezlikler içinde bilinen, bize bildirilen uymamiz icap eden sözler ve tavirlar vardir.
Çizginin sinirlari yasandikça fark edilir, fark edildikçe yasanir. Bütün bunlar nihayetinde bir takdirle meydana gelmistir. Sayet bir takdir, bir ölçü, bir hesap olmasa idi ne baslangica ne sonuca ne de ikisi içindeki hayata bir nizam verilebilirdi.
Tedbir; bir seyi önlemek veya olmasini saglamak için yapilan hazirlik, basvurulan çare, önlemdir. Yine tedbir; bir seyde muvaffakiyet için lazim gelen hazirligi yapmadir. Insana düsen kisim burasidir; bundan sonrasi takdirin isidir. Takdir; Rabbimizin ölçüsüdür, tayinidir, nasip ettigidir; ol dedigidir. Insan tarafini bilmeli, üzerine düseni yerine getirmeli, her halükarda ellerini ve yüregini Rabbine açarak O’nun (cc) takdirine riza göstermelidir. Ölçüyü, siniri, hududu asanlar baska bir çikisa ulasir; seytanin ve nefsinin götürdügü çikisa. Bizler, bize düsen önlemi alarak hem simdiyi hem de gelecegi bizden beklenen sekilde ihya ve insa ederek sonrasini takdir makamina birakmali, Rabbimizin takdirine de boyun egmeliyiz. Ne tembellik, uyusukluk, nemelazimcilik, suçlayicilik ne de kendi nefsimizi üstün görme, çizginin üstünde yük yükleme.
Tedbir; aklin ve ilmin geregi olarak isi idare edebilmek, isin sonunu düsünerek hareket edebilmektir. Dagdaki çobandan devlet baskanina kadar herkes islerin hakkaniyet çerçevesinde yürümesi için tedbire, tedbirlere basvurur. Düsünelim; mahser günü Rabbimizin huzuruna çikacagiz. Buraya elleri bos gitmek, o gün için tedbirini almamak, ömrü ibadetle ve taatle süslememek ve o günde terazinin bos kalmasi hiç olur is midir? Bizlerin asil tedbiri o güne hazirlik olmali degil midir? Dünya isleri için, para pul, mal mülk için aldigimiz tedbirler bizim nihayet seksen yillik ömrümüze fayda saglar. Orasi için alacagimiz tedbir ise sonsuz mutlulugun kaynagi olacaktir. Tedbiri de bize aldiran, takdir eden Rabbimizdir. Biz her adimimizda O’na muhtaciz.
Dosyamizda da bunu dedik, diyoruz; gayret ve tedbir bizden, tevfik ve takdir Allah’tan.
Takdir ve Tedbir
Prof. Dr. Süleyman Uludag
Takdir kelimesinin kökü olan kadr;
miktar ve kudret, kiymet, ölçü ve takat
gibi anlamlara gelmektedir. Kadrini
bilmek, degerini bilnektir. Miktar da ölçüdür;
takati ve kuvveti olana kâdir denir.
Alinyazisi anlaminda kullanilan kader, kadr ve
miktarla ilgili bir kavramdir.
Takdir kelimesi, degerlendirmek, bir seyin kiymetini
tespit etmek, kararlastirmak ve ölçüp
biçmek anlamina gelir. Mukadder ve mukadderat
ise kararlastirilmis ve ölçüp biçilmis sey
demektir. Mukadder(at) kelimesi kader anlaminda
kullanilir. Kur’an-i Kerim’de; Allah’a,
meleklere, peygamberlere, kitaplara ve ahirete
iman ediniz, (Nisa, 136) dendigi halde açik ve
kesin sekilde “kadere iman ediniz” seklinde bir
ibare ve ifade olmamakla beraber Cibril hadisinde
kadere iman, imanin sartlari arasinda
zikredilmistir. Ayrica; “Biz her seyi bir kader
(miktar ve ölçü ile) yarattik.” (Kamer, 49);
“Allah’in emri mutlaka yerine gelecek, yazilmis
bir kaderdir.” (Ahzap, 38) mealindeki ayetlerde
ve benzeri diger bazi ayetlerde de kadere isaret
edilmistir. Ehl-i sünnete göre kader, imanin
sartlarindandir. Fakat Mutezile mezhebi mensuplari
Sünnilerin kader tarifini ve yorumunu
daha dogrusu kaderi kabul etmezler. Bu durum,
Ehl-i kible olan Mutezile’nin Müslüman olarak
kabul edilmelerine engel olmaz lakin kaderi
inkar, kabul edilemez bir bidat sayilir.
Tedbir Ilahi Bir Emirdir
Doç. Dr. Ibrahim Baz
Kainatin kusursuz sekilde devrine devam etmesi ve bunun kiyamete
kadar sürecek olmasi kuskusuz Ilahi irade ve kudretin sonucudur.
Allah, bütün olmus ve olacak olanlari ilm-i ezelisi ile en ince detayina
kadar bilmektedir. Allah’in iradesiyle ezelde takdir ettiklerinin -kader-, zamani
geldikçe gerçeklesmesi de -kaza- O’nun (cc) izni iledir.
Bir kisim olaylar bu sekilde Allah’in takdiriyle gerçeklesirken, bir kisim olaylar
ise insanin imtihan için yaratilmasi nedeniyle onun irade ve gayretine göre
gerçeklesmektedir. Insanin memleketi, cinsiyeti, anne babasi, sekli, zekasi
ve zenginligi gibi hususlar bütünüyle Allah’in iradesi ve takdiriyle gerçeklesmektedir.
Insanin bu konularda bir seçme hakki ve müdahalesi olmadigi
için mükellefiyeti yani sorumlulugu da bulunmamaktadir. Inanan insana bu
konularda yakisan tavir, eger nimet verilmisse simarmamak ve böbürlenmemek,
bunun yerine nimeti vereni bilmek ve sükrün geregini yapmaktir.
Yahut nimetin azligi karsisinda sabir ve sebat edip imtihanin bu sekilde gerçeklestigini
bilmektir.
Inisiyatifine birakilmis konularda insanin ortaya koydugu irade ve bu iradenin
gerçeklesmesi için gösterdigi gayret neticesinde sorumluluk da kendi üzerine
kalmistir. Örnegin ilk insan olan Hazret-i Adem ve esi Havva’nin cennet hayatini,
onlarin ebedilik agacina Iblis’in aldatmasi neticesinde el uzatacaklarini
ve nihayetinde imtihan için yeryüzüne ineceklerini Allah zaten bilmektedir.
Ancak cennetten inisin nedeni, önceden uyarilmalarina ragmen Hazret-i Adem
ve esinin yasak olana el uzatmalaridir. Onlar irade etmis, olmasi için gayret
göstermis ve Allah da yaratmistir.
Ister insanin iradesiyle gerçeklessin isterse imtihanin geregi olarak takdir-i
Ilahi ile gerçeklessin, Islam bütün konularda insandan tedbirli olmasini ve
kendine verilen aklini tedbir almak için kullanmasini istemektedir. Örnegin
Asr-i saadetin en önemli olaylarindan biri olan Hudeybiye antlasmasi gerçeklestiginde,
Mekkeli müsriklerin ve Medineli münafiklarin birlikte hareket
etmesi nedeniyle, Allah Müslümanlari sözünde durmayan insanlara karsi
uyanik ve tedbirli olmalari konusunda uyarmis ve gafil yakalanmamalari için
söyle buyurmustur: “Ey iman edenler! Tedbirinizi alin da savasa ayri bölükler
halinde çikin veya hep birlikte çikin.” (Nisa, 71) Buradan anlasiliyor ki tedbir,
Ilahi bir emirdir. Tedbiri ihmal imtihani kaybettirir.
(Dosya yazilarinin tamami derginin Ekim, 2020 sayisinda.)