Bir Mühim Mesele: Emir bi’l-maruf nehiy ani’l-münker
Arapçada; bilmek, tanimak, düsünerek kavramak anlamindaki irfan kökünden gelen maruf sözlükte; bilinen, taninan, benimsenen sey manasina gelir. Bir seyi bilmemek, bir sey zor ve sikintili olmak gibi anlamlar tasiyan nükr veya nekaret kökünden gelen münker ise tasvip edilmeyen, yadirganan, sikinti duyulan sey demektir.
Kur’an’da ve hadislerde diger birçok terim gibi maruf ve münkerin de kismen eski anlamlarini korumakla birlikte kapsamlarinin genisledigi görülmekte. Bu kaynaklarda iyi ve dogru olarak kabul edilen inanç, düsünce ve davranislara tek kelimeyle isaret edilmek istendiginde en çok maruf kelimesi; yanlis, Islam dinine yabanci, Müslüman toplum tarafindan yadirganan inanç, düsünce ve davranislar için de -bazen fahsa ile birlikte- münker kelimesi kullanilmakta.
Islami kaynaklarda emir bi’l-maruf nehiy ani’l-münkere genis yer verilmesi ve bu ilkenin daha çok hükmü ve uygulanmasiyla ilgili olarak yapilan tartismalar, konunun Islam toplum hayati açisindan büyük önem tasidigini göstermekte. Kaynaklarin incelenmesinden çikan sonuca göre emir bi’l-maruf nehiy ani’l-münker fert ve toplum hayatina din, akil ve maseri vicdan tarafindan benimsenen inançlarin, degerlerin ve yasama tarzinin hakim kilinmasi; dinin, aklin ve sagduyunun reddettigi her türlü kötülügün önlenmesi yolunda ferdi ve toplu gayretleri, idari ve sivil önlemleri ifade etmekte.
Gerek sahis gerekse de yönetim olarak Müslümanlar iyiligi emir, kötülükten nehiy konusunda üzerlerine düseni yapmakla mükellef. Artan kötülüklerin sebebi de sonucu da çaresi de insanda. Allah’in emri üzere bir hayat yasamak; sünnete tam bagli olmak hem ferdin hem de toplumun huzuru için temel sart.
Fitne, fesat, haksizlik, rüsvet, türlü kötülükler, melanetler evinizde, sokaginizda, çevrenizde, ülkenizde olsa, yasansa bunlara gözlerinizi kapatabilir misiniz? Ibadet, kulluk, sabir, iyilik, dürüstlük, güzel bir ahlak ve yasayis içindeki çevrede bulunmak, yasamak istemez misiniz? O zaman elimizi tasin altina koyacak, elimizle, dilimizle, kalbimizle kötülükten men edip iyilige tesvik edecegiz.
Mühim bir konuyu kiymetli yazilarla dosyalastirdik. Buyurun birlikte okumaya.
Mü’minin mesuliyeti: Emir bi’l-maruf, nehiy ani’l-münker
PROF. DR. SÜLEYMAN DERIN
Günümüzde en çok ihmal ettigimiz bir vazife varsa, o da Emir bi’l-maruf nehiy ani’l-münker sorumlulugumuzdur: Insanlara iyiligi tavsiye edip onlari dinin kötü gördügü her türlü islerden vazgeçirmeye çalismak. Bu vazife üzerimize farz-i kifayedir, eger bir kismimiz bu vazifeyi yapmaz ise hepimiz sorumlu oluruz. Bu konuda Ahmet Gümüshanevi Hazretleri söyle der: “Iyiligi emretmek ve kötülügü nehyetmek farz-i kifayedir. Inkar etmek ve hafife almak küfürdür. Emir bi’l-maruf, en büyük vecibelerdendir.” (Ehl-i Sünnet Itikadi, Bedir, Yayinevi, s.140)
Sufiler sözün tesirli olmasi için insanin öncelikle emrettigi isi kendisinin yapmasini tavsiye ederler. Bu sebeple emir bi’l-maruf yapan Müslümanlarin iyi bir nefs terbiyesinden geçmis olmalari çok önemlidir. Zira Rabbimiz, “Siz insanlara iyiligi emreder de kendinizi unutur musunuz.” (Bakara, 44), “Ey inananlar, neden yapmadiginiz veya yapmayacaginiz seyleri söylüyorsunuz?” (Saf, 2) buyurmaktadir.
Iyilige Davet Etmek Kötülüge Engel Olmak
DR. IBRAHIM TOZLU
Yüce dinimiz Islam; iyilige davet etmek, kisinin kötülük yapmasina engel olmak ve iyiligin yayginlastirilmasina dair bütün ilkeleri Emir bi’l-maruf nehiy ani’l-münker adi altinda belirlemistir. Bu ifadede emir; bir seyin yapilmasini istemek, nehiy ise; yasaklamaktir. Maruf; örfe uygun olan ve kabul edilendir. Münker; çirkin görülen, yadirganan ve yapilmasi kisiye sikinti veren her seydir. (Ibnü’l-Esir, en-Nihaye, III, 216; Ibn Manzur, Lisanu’l-Arab, IX, 240) Islam alimleri, fert ve toplum hayatinda bu kuralin etkin olarak hayata geçirilmesinin farz/farz-i kifaye olduguna hükmetmislerdir. Hatta bazi alimlere göre bunun ihmal edilmesi, peygamberligin anlamini yitirmesiyle esdegerdir. (Gazzali, Ihya, II, 306) Çünkü bütün peygamberler gönderildikleri insanlari hayra, iyilige, hakikate, cennete davet etmisler ve kötülüge düsmelerine, batil islerle ugrasmalarina, cehenneme gitmelerine engel olmuslardir.
Iyiliklerin Adami Olmak Kötülüklere Dur Demek
PROF. DR. ALI AKPINAR
Maruf; bilmek, tanimak anlamina gelir.
Bilinen, asina olunan ve hoslanilan seylere
maruf denir. Marifet, örf ve irfan da ayni
kökten gelir. Kavram olarak akl-i selim ve seriatin onayladigi
seylere maruf denir. Allah’a itaat sayilan, O’na
(cc) yaklastiran, dinde degerli olan, insan vicdaninin
iyi kabul ettigi seylerin adidir maruf. (M. Çagrici, Emr-i
Bi’l-Ma’ruf maddesi, DIA, XI, 138-141)
Buna göre bir seyin maruf sayilabilmesi için bozulmamis,
dis tesirlerin etkisi altinda kalmamis akl-i
selimin ve dinin onayladigi sey olmasi gerekir. Marufu
belirlemede tek basina akil yeterli degildir. Fitrattan
uzaklasmis akil; yanlis, zararli ve çirkin seyleri iyi
görebilir, onaylayabilir. Bunun için dinin belirleyiciligi
gereklidir. Zaten dinin belirledigi esaslar insan fitratina
uygun, insanin hayrina ve yararina olan seylerdir.
Marufun ziddi olan münker ise, yadirganan, sikinti
duyulan, vicdani rahatsiz eden seydir. Kavram olarak
münker, akl-i selim ve seriatin onayladigi seylere denir.
Buna göre yüce Yaratici’nin istemedigi ve dinin günah
saydigi seyler münkerdir. Münkerin belirlenmesi için
de dine ihtiyaç vardir.
Aslinda maruf olan her sey insanin özüne uygun, dünya
ve ahirette onun yararina olan, yapilmasiyla vicdanlari
rahatlatan seylerdir. Münker ise insanin özüne yabanci
olan, dünya ve ahirette onun aleyhine olan ve vicdanlari
yaralayan seylerdir. Buna ragmen yaptigi yapacagi
seyin önünü sonunu hesap edemeyen aceleci kimi insan
maruftan kaçar ve münkerin adami olur. Oysa münkerin
imrenilecek hatta merak edilecek bir yani yoktur.
(Dosya yazilarinin tamami derginin 91. sayisinda)