ILIM VE IRFAN | Şubat | 2020 | AYIN KONUSU | Okunma: 762
Bir Gelenegin Içinden Geliyoruz

Atalarimiz, eskisi olmayanin yenisi olmaz, der. Eski, hiç eskimeyendir; yeni, eskimezin yeniden düzenlenmesi, yansimasidir.
Bu sayida gelenek dosyasi hazirladik. Bu meselede sarahet olmayinca veya yanlis yollara sapmak isteyince akillar ve gönüller karisabiliyor. Büsbütün sahiplenmek veya büsbütün inkar, körlükten ve asiriliktan baska bir sey degildir. Tipki insan gibi vahiy de bir gelenekle, peygamberlik de bir gelenekle inmis, var olmustur. Üstelik, bir musibette; Allah’tan geldik, yine O’na dönecegiz, diyen kullariz. Insan, elest bezminden itibaren dönüs yurduna kadar bir gelenege aittir. Mesele, bu gelenegi ilk andaki sahih biçimiyle devam ettirebilmek, bozmamak, bozulmamaktir. Peygamberler, bozulan insani ve insanligi tashih etmek, manen, ruhen, aklen ve bedenen sihhatine kavusturmak için gelmislerdir. Biz de, Hazret-i Muhammed’in ömrü üzere yasadigimiz müddetçe sihhatli kalabiliriz.
Sosyal bilimlerde, günlük hayatta, teknik ve teknoloji dünyasinda gelenegin yeri yok mudur? Kadim bilgi ve kültürü yok sayan, insanligin hayir yolundaki çabalarini idrak edemeyen birisi, hayata, hayatina ve gelecege ne katabilir? Bugün, hangi mimar, Sinan’i idrak etmeden; hangi sair Yunus Emre’den ilham almadan saglam ve saglikli bir anlayis, bakis ortaya koyabilir ki?
Elbette bütünüyle geçmise saplanip kalinmaz, sadece onlarin çalisma ve çabalari yüceltilmez. Kritik esik buradadir, geçmisi bugüne getirebilmek, yarina tasiyabilmek. Sayet, biz kendi gücümüzle bunu basaramaz isek her sahada baskalarinin hayatlarina, tekniklerine ve imkanlarina özenerek ömrümüzü heba edecegiz demektir. Arapçada dede-malum-, cedd demektir. Cedd sözcügü yeni anlamina gelen cedid ile ayni kökten gelir. Niçin, çünkü dede\torun ile kendini yenilemistir; bu nedenle cedd adini alir.
Iste cedid olmanin yeni olmanin kurali burada. Dedelerimizin kadim birikimini sahiplenmek, günün sartlarina uygun, insana hayir ve hizmet yolunda yarinlara tasimak. Sayet biz yenilenmezsek, bizden sonrakiler de bu yenilikten mahrum kalir.

Gelenegi Olmayanin Gelecegi Olamaz
Prof. Dr. Selahattin Yildirim

Milletlerin kimliklerini ortaya koyma ve korumada dinden sonra en büyük etken geleneklerdir. Bir millet kimligini ve kültürel bilincini gelenekleriyle sergiler, vitrine gelenekleriyle çikar. Sosyologlarin taksimine göre gelenekler çok canli, yari canli ve ölü gelenekler olmak üzere üç kisimdan ibarettir. Bunlardan aklin ve örfün dogru, iyi ve güzel buldugu, genel ahlak kurallarina uygun olanlari -maruf- canli tutmak ve yasatmak, böyle olmayanlari ise terk etmek gerekir. Maruf gelenekler bir yandan vahye dayanmakta olup diger yandan ortak aklin ve evrensel hükümlerin kabul ettigi prensiplerden ibarettir. Gelenek-görenek, örf-adet ve töre kavramlarindan her birinin içerikleri ve etkileri farkli oldugu için hepsini kapsayacak sekilde genel bir tanimlama yapmak hiç de kolay degildir. Bunlardan gelenegi söyle tarif edebiliriz: Gelenek, uzun zaman toplumda yerlesmis, halk tarafindan benimsenmis, insanlarin yasantilarini ve davranis biçimlerini etkilemis, yaptirim gücü olan degerler bütünüdür. (Kemal Sandikçi, Din ve Gelenek, s. 29) Gelenekler toplumsal hayatin ayrilmaz bir parçasidir. Hem fert hem de toplum hayatini düzene sokma açisindan büyük önem arz etmektedir. Çünkü fertler ve toplumlar gelenekler dogrultusunda hayatlarina çekidüzen verirler. Nitekim akla ya da dini hükümlere uygun olsun ya da olmasin adetlerin tümü bir gelenegin tezahürüdür.

Gelenek Bize Ne Söyler?
Doç. Dr. Ibrahim Baz

Belli yasin üzerindeki insanlarin, toplumun örfünden, adetinden ve geleneginden koptugunu dile getirdigine siklikla sahit olmaktayiz. Esasinda bu sikayet, herkesin yasina ve görgüsüne göre sahit oldugu örfi uygulamalarin ortadan kalkmasini anlatmak ve kötüye dogru bir gidisatin var oldugunu ifade etmek içindir. Peki, nedir bu gelenek ve ondan uzaklasmaya neden olan unsurlar? Ya da gelenek bizim neyimiz olur ve bize ne söyler?
Gelenek, kelime manasi itibariyla geçmisten gelen demektir. Evlenen kadina, yeni bir yere geldigi için gelen kelimesinden türeyen gelin, kendisine güvenerek geldigi erkege de güvenmek kelimesinden türeyen güvey denildigi gibi, gelenek kelimesi de geçmisten gelenlerin toplamini ifade etmektedir. Içerik itibariyla gelenek, bir toplumun deger verdigi ve kusaktan kusaga aktardigi geçmisten gelen birikimdir. Bu nedenle, gelenek kavraminin içerisine giren unsurlarda, her kusakta ortak bir anlam derinligi ve duygu birligi vardir. Gelenek, her devirde belli ölçüde farkli anlasilarak ve yorumlanarak bazi degisikliklere ugrasa bile, büyük oranda özünü muhafaza eder. Bu durum dini gelenek için de geçerlidir. Peygamberlere göre dinin seklinde bazi degisiklikler olsa bile, hakikati asla degismemistir. Kur’an tabiriyle Islam, bu degismeyen öz ve hakikatin adidir. Bu da tevhiddir.
Gelenek bir bilgi meselesi degil anlama, gerekirse yeni yorumlar yapabilme ve yasatabilmek için özümseme meselesidir. Bir söz ve davranis yigini degil, ruh katan ve bir arada tutan canli bir nefes gibidir. Gelenegi belli bir zaman diliminde ve belli bir formda dondurmak, tarihi tecrübe ile görüldügü üzere imkan dahilinde degildir.

Islam Gelenegini Yasayanlar ve Yasatanlar: Sufiler
Prof. Dr. Süleyman Derin

Gelenek, toplumda genel kabul gören, yapila yapila toplum için yasam biçimi haline gelen toplumsal adetlere denir. Tarikatlarda gelenek ise büyük seyhlerin içtihatlari ile zenginlesen manevi hayatin tüm alanlarini kapsayan yazili/yazilmamis kurallar bütünüdür. Her din aslini korumak ama zamanin getirdigi yeni isteklere de cevap vermek durumundadir. Islam dini tüm zamanlarin meselelerine çözüm getirecek prensipleri yüce kitabimizin içinde ve Peygamber Efendimizin sünnetinde gizlemistir. Ne var ki Kur’an ve sünnet zamanin ruhuna alimlerimiz ve ariflerimizle aktarilir. Bu sebeple kitap ve sünnet kadar onu bize aktaran basta sahabeler sonra da alim ve arifler önemlidir. Zaten gelenek bu iki kesimin katkisiyla ortaya çikar.

(Dosya yazilarinin tamami derginin Subat, 2020 sayisinda)

Muhterem Müslümanlar, sahabe-i kiramdan rivayet edildigine göre Ramazan-i serif yaklastiginda...

Mübarek Ramazan ayinin gölgesi üzerimize düstü. Çok sükür yeniden ulasiyoruz bir kutlu zaman dilimine....

Ilim ve Irfan dergisinin Mart 2024 sayisi Ramazan dosyasiyla çikti....

IRFAN BASIM YAYIN DAGITIM SAN. VE TIC. LTD. STI.
Zafer Mahallesi Kurultay Sokak No:1/6 Yenibosna | Bahçelievler / Istanbul | Telefon: 0(212) 694 98 98
Copyright © 2012-2016