SELIM HASLIMOGLU | Mart |
2013 |
AYIN KONUSU
| Okunma: 2944
Seyh Muhammed Muta’ Hazretleri, Telmaruf köyünde ilkögretimini tamamladiktan sonra ser’î ilimlerin tahsiline yöneldi ve babasinin basinda oldugu Haznevi Ilim Akademisi’nde tefsir, hadis, fikih, nebevî siret ve akide gibi farkli ser’î ilimleri ve nahiv, sarf gibi diger alet ilimlerini ögrendi. Ama ilme olan düskünlügü onu farkli kaynaklardan da beslenmeye itti. Sonuç olarak Beyrut’ta Davet Fakültesi’nde yüksek egitimine devam etti ve Seriat Fakültesi’nden çok iyi dereceyle yüksek egitim diplomasi aldi.
Babasi Seyh Muhammed el-Haznevi (ks), onun aklina ve hikmetine her firsatta vurgu yapar “Oglum Muhammed Muta’ bastan asagi akildir” derdi. Talebeliginde kivrak zekasi, hizli kavrayisi, uzak görüslülügü ve keskin hafizasiyla dikkat çekiyordu. Akranlarinda benzeri az bulunan güçlü muhakeme yetenegiyle öne çikiyordu. Dersi ilk dinleyisinde zihnine yerlestiriyordu. Kur’ân-i Kerim’den bir sayfayi ilk okuyusta ezberliyor ve yanindaki talebelere ezbere olarak hatasiz bir biçimde okuyordu.
Seyh Muhammed Muta’, babasinin sagliginda, vaktini ilim talebelerinin arasinda geçirdi. Çünkü o ilim talebelerini çok seviyor ve onlara kardesleri gibi sefkatle muamele ediyordu. Her sikintilarina yetismeye çalisiyor, durumlarini soruyor ve onlara hizmet etmekten zevk aliyordu. Babasinin akademisindeki talebelerden birinin hasta oldugunu duyarsa, durumuna hemen el atiyor, hastane ve diger tüm hizmetleriyle bizzat ilgileniyordu. Bu güzel ahlâki sebebiyle talebelik döneminden itibaren insanlarin sevgisini kazandi. O zaman bile ilim talebelerinin, müridlerin, âlimlerin ve ailesinin ümit isigiydi. Babasi dünyadan irtihal edince de kalpler ona yöneldi, babasinin ve Haznevi tarikatinin tek halifesi oldugunu belirten vasiyeti, herkes büyük bir memnuniyetle kabul etti.
(Yazinin tamami Ilim ve Irfan Dergisi Mart 2013 sayisinda)