KALPTE, DILDE VE AMELDE MÜ'MIN MIYIZ?
Sözlükte; güven içinde bulunmak, korkusuz olmak anlamindaki emn -eman- kökünden türeyen iman; güven duygusu içinde tasdik etmek, inanmak demek. Terim olarak iman genellikle, Allah’tan alip din adina teblig ettigi hususlarda peygamberleri tasdik etmek ve onlara inanmak diye tanimlanir. Bu inanca sahip bulunan kimseye mü’min, inancinin geregini tam bir teslimiyetle yerine getiren kisiye de müslim denir. Türkçede müslim kelimesinin Farsça kurala göre çogulu olan Müslüman da -müsliman- bu anlamda kullanilmaktadir.
Kur’an-i Kerim’de iman kavrami 800’den fazla yerde geçer. Ibnü’l-Cevzi; kalp ile tasdik, dil ile ikrar ve organlarla amel seklinde tanimladigi imanin Kur’an’da bes manada kullanildigini kaydeder: Tasdik, sadece dilin ikrari, tevhid, Peygamberi onaylama, namaz.
Kur’an’da Allah’a, peygamberlerine ve ahiret gününe inananlarin, salih amel isleyenlerin kurtulusa erecegi, insanlarin bu konularda irade hürriyetine sahip kilindiklari anlatilir. Iman, kalbe atfedilen bir eylem olmakla birlikte cennet ehlini, iman ve salih amel sahiplerinin teskil edecegi belirtilerek imanla Ilahi emirlere uymak arasinda siki bir iliski bulunduguna dikkat çekilir. Yine Kur’an’da mü’minlerin Allah’tan baska bir ilaha tapmamak, O’nun (cc) haram kildigi cana kiymamak ve zina etmemek gibi yasaklara uyduklari; oruç tutmak, namaz kilmak, iyiligi emretmek ve kötülügü engellemek gibi buyruklari yerine getirdikleri belirtilir. Böylece iradeye dayali imanin Ilahi rizaya uygun amellerle tamamlanmasinin gerekliligine isaret edilir. Gerçek mü’minler; Allah anildigi zaman yürekleri titreyen, ayetleri okundugunda imanlari artan ve yalniz Rablerine güvenen, namazlarini kilan ve servetlerinden Allah yolunda harcayan kimseler olarak nitelendirilir.
Iman konusu hadis kaynaklarinda çok genis bir sekilde yer almistir. Iman adiyla müstakil birer bölüm açilmis, Sahih-i Müslim’de 200 sayfaya yakin bir hacim tutan 380 hadis rivayet edilmistir. Hadis kaynaklarinda ayrica çesitli basliklar altinda kaydedilen birçok rivayet de iman konusunu ilgilendirmektedir. Bu hadisler imanin esaslari, alametleri, amelle münasebeti ve mü’minin vasiflari gibi hususlari açiklamaktadir.
Bu son derece temel ve mühim konuda biz de dosyamizda mü’min kimdir, hangi vasiflara sahiptir; özellikleri nelerdir; bizler bu özelliklerin ne kadarina sahibiz sorularina cevaplar aradik.
Hayirlara vesile olmasi duasiyla.
SUFI GÖZÜYLE IMAN VE MÜ'MIN
DOÇ. DR. IBRAHIM BAZ
Islam, yalniz maddi bir medeniyet degil ayni zamanda manevi bir medeniyet insa eden ilkeler sunmustur insanogluna. Asr-i saadet örneginde görüldügü gibi, vicdani melekelerini yitirmis insanlari, gökteki yildizlarla mukayese edilecek düzeyde yeryüzünün efendileri haline getirmistir. Kisa sürede gerçeklesen bu dönüsümün ana ilkeleri Kur’an’da beyan edilirken, Hazret-i Peygamberin örnekliginde de tatbik edilmistir.
Insanlarin Islam’a girmelerinde ve Islam’in çok hizli sekilde yayilmasinda teblig edilen emirlerden ziyade, onu tatbik ve temsil eden basta Hazret-i Peygamber olmak üzere sahabe ve tabiinin hal ve tavirlari etkili olmustur. Hazret-i Peygamberin henüz teblig dönemi baslamadan önce bile, el-emin/güvenilir olarak taninmasi ve bu nedenle saygi görmesi, O’nun (sas) davetine icabeti kolaylastirmistir. Iman kelimesi ile ayni kökten gelen emanet sahibine yani güvenilir olan kisiye sosyolojik olarak emin, dini bir kimlik olarak mü’min denilmistir. Insanlara verilen söze gösterilen vefa ile Allah’a elest bezminde verilen söze vefa ayni düzeyde önemlidir. Hazret-i Peygamber, “Emaneti olmayanin imani da yoktur.” (Ahmed bin Hanbel, III, 135) buyururken bu hakikate isaret etmistir. O halde teblig makaminda bulunan mü’min kisinin öncelikle güvenilir ve temsil vasfina haiz olmasi gerekir. Zira hal, kalden etkilidir. Sözü öncelikle özüne yani kendine olmayanin konusmasi rüzgar gibidir: Eser ve gider. Iste bu nedenle Kur’an-i Kerim’de bir mü’minin hangi hal ve özelliklere sahip olmasi gerektigi basta Mü’minun suresinin ilk ayetleri olmak üzere degisik sure ve ayetlerde beyan edilmistir. Müfessirler ve muhaddisler, Kur’an ve sünnetten hareketle mü’minlerin vasiflarini, hallerini ve sahip olmalari gereken sahsiyeti açiklayan eserler yazmislardir. Mutasavviflar da bu alimlerin yazdiklarina ilave olarak kendi yollarina ve mesreplerine uygun sekilde bir Müslümanin dini hayatini düzenleyen esaslari ve sahip olunmasi gereken özellikleri en ince ayrintisina kadar ortaya koymuslardir.
ALLAH'A, RESULÜ'NE VE ONLARDAN GELENLERE IMAN EDIYORUZ
PROF. DR. ALI AKPINAR
Mü’min; inanan, güvenen, güven veren anlamina gelen bir kavramdir. Yüce Rabbimizin bir adi da el-Mü’min’dir. El-Mü’min; güven veren, korkulardan emniyete çikaran güven kaynagi anlaminadir. Mü’min insan da bu kaynakla irtibatli olan ve bu kaynaga baglanip dayanan, ondan destek alan kimsedir. Yüce Allah’in kendi isimlerinden biriyle biz mü’minleri isimlendirmis olmasi ne kadar anlamlidir!
Dilimizde kullanilan iman, emniyet, emanet, emin, eman, temin kavramlari hep ayni kökten gelir. Mü’min, yüce Yaratici’nin, din olarak insanliga bildirdigi tüm her seye içtenlikle inanan kimsedir. Dinin iç dünyayla ilgili olan kismina iman/mü’min; davranislara yansiyan kismina ise Islam/Müslüman denir. Mü’min; güven kaynagi yüce Allah’a inanip baglanan, O’na (cc) güvenen; bunun sonucu dünyada stres ve buhranlardan, ahirette azap ve korkulardan güvende olan kimsedir. O, ayni zamanda çevresine güven veren, güvenilen kimsedir. Yine mü’min, inandigi dogrulariyla özgüven içerisinde olan kisidir.
KÂMIL IMAN, HAKIKI MÜ'MIN
PROF. DR. SELAHATTIN YILDIRIM
Her seyin iyisi ve en iyisi, kötüsü ve en kötüsü
oldugu gibi bu durum pek çok kisiye yüklenen
mü’min ve Müslüman gibi nitelikler için de
geçerlidir. Nitekim Cenab-i Hak, insanlar arasindaki bu
derece farkina isaret etmek üzere, namazlarini eda ederek
Allah’in hakkina riayet eden, infakta bulunmakla da
insanlarin hakkini gözeten mü’minler hakkinda söyle
buyurmustur: “Iste onlar gerçek mü’minlerdir. Onlar
için Rableri katinda dereceler, bagislanma ve sonsuz
nimetler vardir.” (Enfal, 4)
Esasen iyilik bir insanlik idealidir. Her insan kendisine
iyi denmesinden hoslandigi gibi, iyinin tanimi
konusunda kültürler arasinda birtakim farkliliklar
bulunmakla birlikte bütün toplumlar iyi insan yetistirme
idealini benimsemis gözükmektedir. Bu durumda
Islam kültürüyle yetisip büyüyen her bir fert kendisine
su yakici soruyu sormak durumundadir: Gerçekten iyi
ve nitelikli bir Müslüman miyim? Iyi bir es, iyi bir baba,
iyi bir evlat, iyi bir esnaf, iyi bir müsteri, iyi bir idareci
ve iyi bir vatandas miyim? Kisaca iyi bir insan miyim?
Bütün bu sorularin cevaplari Hazret-i Peygamberin
hadislerinde çesitli sekillerde yer almaktadir. Simdi
hadisler isiginda kâmil bir mü’minin bazi özelliklerini
açiklamaya çalisalim.
(Dosya yazilarinin tamami derginin 79. sayisinda.)