HALIDIYE YOLUNUN KURUCUSU BÜYÜK VELI
“Boyu uzun, cüssesi heybetli, basi büyük, rengi beyaz kirmizi karisik, gözleri iri ve siyah, burunlarinin ortasi yüce, disleri seyrek, yüzü gökçek, sakali siyah ve büyük, gögüsleri genis, kollari uzun, vakari ve mehabeti meshur ve güler yüzlü idi. Hazret-i Osman neslindendi. Allame ve müceddid idi.”
Mevlana Halid Bagdadi Hazretlerinin semaili böyle tarif edilmektedir.
Semaili yaninda ahlaki vasiflari da ayri bir güzelliktedir; cömert, güzel ahlakli, halkin eziyetlerine karsi sabirli, açik ve tatli sözlü, azimetle amel etmeyi seven, ihtiyati elden birakmayan, yetim ve dullari himaye eden, Allah yolunda kinayanin kinamasindan korkmayan bir gönül eriydi.
Huzurunda oturup zahiri ve batini adaba riayet edenler, ondan çok istifade ederlerdi. Huzurda bulunanlarin kalpleri dünya sevgisinden temizlenir, makam ve mevki endisesinden, gaflet pasindan arinirdi.
Mevlana Halid Bagdadi Hazretlerinin cömertlikle ilgili kerametleri pek çoktur. Cömertlerin sultani, bagislama ve cömertlik sahibi, ihsan ve vefa sahibi ve evliyanin sahi oldugu avam ve havas tarafindan bilinmekteydi. Fakirlere, miskinlere, garip ve yetimlere hos bir sekilde infak ve ihsanda bulunurdu.
Mevlana Halid Hazretleri tam bir zühd, takva ve vera ile vasiflanmisti. Hatta küçük yaslardan vefatina kadar duha ve teheccüd namazlarini kaçirmamislardir. Sünnet-i seniyyeye son derece önem gösterirdi. Alimlerden bazi takva ehli kimseler, onun feyiz dolu meclisine gelip bir sene kadar hizmetinde bulunarak, kendisini hal, hareket ve tavirlarini, yiyip içmesini, oturup kalkmasini, sözlerini ve hallerini dikkatlice incelemisler, seriata muhalif bir tek davranisini göremeyince kendisinden inabe alip sülûk yoluna girmislerdir.
Seyhi, Abdullah Dehlevi Hazretleri icazetnamesinde, onun hakkinda sunlari yazmistir: “Irsad dairesinin kutbu, din ulemasinin serdari ve hakka’l-yakini talep edenlerin yeganesi olan Hazret-i Mevlana Halid, memleketinden yüce Naksibendi tarikati için bu fakirin yanina geldi ve ülfet duydugu seyleri terk ederek, Allah’in zikriyle mesgul olup tam bir gayret ve ciddiyetle on ay kadar halvette kaldi. Noksan sifatlardan münezzeh olan Cenab-i Hakk’in inayet ve ihsanlarina sükürler olsun ki, büyük pirlerin kudsi vasitalariyla tarikatin derecelerinde terakki etti.”
Naksibendiye-Halidiye yolunun kurucusu, allame ve müceddid Mevlana Halid Bagdadi Hazretlerini, hizmetlerini, ilim ve irfan dünyasini anlamaya ve anlatmaya çalistigimiz dosyamizla sizleri basbasa birakiyoruz.
ASRIN MÜCEDDIDI: MEVLANA HALID BAGDADI (ks)
ISLIM GÜMÜSTEKIN
Insanlarin manevi yolculugunda sönmeyen bir kandil, insanligin sahs-i manevisinde bir yol gösterici: Mevlana Halid Bagdadi (ks).
XIX. asirda Ortadogu’nun en büyük velisi olarak kabul gören Mevlana Halid Bagdadi, 1779’da (Hicri 1193) Irak’in Süleymaniye sehrine bagli Karadag kasabasinda dünyayi tesrif etmistir. Adi Halid bin Hüseyin, künyesi Ebü’l-Beha, nisbesi Bagdadi olup, Mevlana, Ziyaüddin ve Zülcenaheyn gibi lakaplarla anilmistir. Soyu babasi tarafindan Hazret-i Osman’a, annesi tarafindan Hazret-i Ali’ye dayandirilan Mevlana Halid Bagdadi, güçlü bir manevi atmosferi ve sayginligi olan bir ailede büyümüstür.
SÜNNETI IHYA, ÜMMETI INSA HAREKETI: HALIDILIK
DOÇ. DR. IBRAHIM BAZ
Mevlana Halid Bagdadi, 1779 yilinda günümüzde Irak’in kuzeyindeki Süleymaniye yakinlarinda dünyaya gelmis, devrinin büyük alim ve ariflerinden biridir. Küçük yasta Kur’an ögrenerek basladigi tahsil hayatina, basta Berzenci ailesine mensup alimler olmak üzere birçok ilim sahibinin yaninda devam etmistir. Ilmi icazetini aldiktan sonra müderrislige baslamis ve bir süre sonra, Abdülkerim Berzenci gibi Berzenci ailesine mensup büyük alimlerin görev yapmis oldugu Süleymaniye’deki Abdurrahman Pasa medresesine basmüderris olmustur. Özellikle fikih, tefsir, akaid ve hadis ilmine agirlik vermistir. Birçok mutasavvif gibi, Islam’i dogru anlamada ve yasamada sünnete ve hadise özel önem vermis ve bu nedenle Süleymaniye ve Sam’da hadis dersleri ve Buhari sohbetleri yapmistir. Yasadigi dönemde kendi memleketinde Reisü’l-ulema unvani ile anilmistir.
MEVLANA HALID VE SERIAT-TARIKAT DENGESI
PROF. DR. SÜLEYMAN DERIN
Elfiyye yazari Ibn Malik Hazretleri tasavvuf ve ilim arasindaki iliskiyi su sekilde tarif eder: “Kim tasavvuf yoluna girer Islami ilimleri ögrenmezse zindikliga
düser, kim de zahiri ilimleri ögrenir tasavvuftan bir behre sahibi olmaz ise fiska düser, her kim bu ikisini beraberce elde ederse isin hakikatine erer.” Mevlana
Ziyaüddin Halid Bagdadi Hazretleri hem zahir ilimlerini hem de batin ilimlerini kendinde cem etmis bir Allah dostudur. Bu sebeple kendisine zülcenaheyn,
müceddidü’l-karni’s-sani aser -on ikinci asrin müceddidi- gibi unvanlar verilmistir.
MEVLANA HALID DIVAN'I
DOÇ. DR. ABDULCEBBAR KAVAK
Gönül erleri yasadiklari toplumlarda hem halleri hem de kalleriyle örnek olmuslardir. Mütevazi, samimi, dürüst, vakar ve izzet dolu yasamlariyla halkin sayginligini ve muhabbetini celbeden bu maneviyat önderlerinin camilerde, medreselerde yahut tekkelerde yaptiklari düzenli sohbetler, hitam-i misk misali toplumun ahlak ve maneviyatini güzellestirmis ve güçlendirmistir. Bu sohbetlerini, yazdiklari manzum eserler ve tasavvufi divanlarla nesiller boyu devam ettirmeyi basaranlar da vardir. Bu sahsiyetlerden biri on dokuzuncu yüzyilin en aktif ve en çok bahsedilen mutasavviflarindan Mevlana Halid Zülcenaheyn’dir.
(Dosya yazilarinin tamami Ilim ve Irfan dergisinin 78. sayisinda.)