ILIM VE IRFAN DERGISI | Şubat | 2013 | AYIN KONUSU | Okunma: 2418
Günahkâriz, herseyden önce bunu itiraf etmeliyiz.

Allah Teala, sik sik “hatadan dönün, tevbe edin ey insanlar” çagrisinda bulunmakla da, günaha bulasacagimizi pesinen belirtir.

Peygamber Efendimizin buyurduklari gibi “Tüm Adem çocuklari günahkârdir. Günahkârlarin en hayirlisi da en çok tevbe edenidir.”

Bu bir müjdedir bize. Çünkü tevbe diye bir imkan önümüze konuyor. Bizi tertemiz yapacak, arindiracak ve yüceltecek bir imkan.

Sufiler tevbe ederken ve tevbeye çagirirken buradan hareket ederler.

Siradan insanin tevbesi, günahlardan vazgeçip bir daha yapmamaya azmetmesidir.

Alimler, bildikleri ile amel etmedikleri için her an tevbe etmeliler.

Arifler, Zat-i Celal’in büyüklügünden uzakta, O’nun (cc) hissedilmedigi bir ani bile kayip ve hüsran olarak kabul eder. Anlik bir gafleti bile tevbe ve istigfar gerektiren bir hal olarak görürler. Hatta onlar “tevbeden bile tevbe” ederler. Hazret-i Rabia’nin belirttigi gibi “tevbelerimiz bile tevbeye muhtaç” derler.

Ama tüm Müslümanlar su müjdenin bilincindedirler: “Eger siz günah islemez bir topluluk olsaydiniz, Allah günah isleyen sonra tevbe eden, sonra yeniden günah isleyen ve yeniden tevbe eden baska bir topluluk yaratacakti.”

Günah islemek lanetlenmek degildir.

Günahin geri dönüsü vardir.

Tevbe bizim için devamli açik tutulan bir kapidir.

...

TEVBE, MÜ’MININ CAN SIMIDIDIR
SALIM HASIMOGLU


Günah ve isyan denizine batan ve cehalet karanliginda yalpalayan nice kimseler Naksibendi-Haznevi tarikatinin mürsidlerinin elinde hidayet bulup uçurumun kenarindan kurtuldular. Sah-i Hazne’den (ks) bu tarikatin günümüzdeki temsilcisi ve mürsidi Seyh Muhammed Muta’ el-Haznevi hazretlerine kadar tüm Haznevi büyükleri, vakitlerini, mallarini hatta canlarini bu ümmetin çocuklarinin selameti ve dünya ahiret saadeti için harcamaktan geri durmamislardir.

Bu amaçla dünyanin çesitli ülkelerine seyahatlar yaparak irsad faaliyetlerini genis bir alana yaymislaridir. Büyüklerimiz gittikleri tüm memleketlerde bu tevbe ve biat gelenegini sürdürmüs ve genç-yasli, kadin-erkek, zengin-fakir demeden tüm insanlari bu nezih ve tertemiz yola davet etmislerdir.

...

ASKIN HAZINELERINE TEVBESIZ ULASILMAZ
RABIA BRODBECK


Tevbe O’nun (cc) cezasindan affina, gazabindan rizasina siginmaktir. Ancak Allah’a iltica etmek yaratilmislari Yaraticilarina yaklastirabilir. Hakiki tevbe çabalarimiz bizi ilk insan, insanlarin atasi Hz. Adem (as) ile bulusturur, onun gibi varlik çölünde kizgin kumlarda, kalbinde ask ve arayis atesiyle, gözlerinde sel gibi akan yaslar ile yalin ayak yürütür. Tevbemiz bizi onun ayak izlerinden götürmeli,
çünkü o pismanlik gözyaslariyla Cenab-i Allah’in muhabbetini, magfiretini ve rizasini aramistir. O ayrilik acisini yasiyordu ve Allah’tan sadece tek bir sey istiyordu: Af ve magfiret.

Eger tevbe, kisinin tüm kalbiyle Allah’a dönmesi, dünyadan ve içindekilerinden, asagi arzularindan, isteklerinden ve hirslarindan feragat etmesi olarak idrak edilirse, o zaman kalbimizdeki ask fisiltilarini duyurabiliriz. Iste bu kurbiyet, samimiyet diyaridir.

...

HEPIMIZ PISMAN OLACAGIZ
HAMZA S. TOPRAK


Kalpteki tevbenin amelde de isaretleri olur. Imam Rabbani Hazretleri Mektubat’inda kul hakkinin tevbesini söyle izah eder: Kul hakkina yönelik bir zulüm tasimayan, Allah’in hakkina yönelik olarak islenmis olan zina etmek, içki içmek, namahreme bakmak, abdestsiz mushafi tutmak ve bidate inanmak gibi günahlarin tevbesi, pismanlik duymak, istigfar etmek ve Allah Tealaya özür beyan etmek suretiyle olur. Bir farzin terk edilmesi seklinde islenmis olan günahin tevbesi ise o farzin edasindan sonra mümkündür.

Kul haklarina karsi islenmis günahlarin tevbesi öncelikle, haksizligin ortadan kaldirilmasi, haksiz olarak alinmis mallarin iadesi ve hak sahiplerinden helallik alinmasi ile mümkündür. Onlara iyi davranmak ve dua etmek gerekir. Sayet hak sahibi kimse ölmüs ise, onun adina Allah Tealadan magfiret talep etmek ve iyilik yapmak, tevbeye konu olan mallarini çocuklarina ve varislerine geri vermek lazimdir. Eger varisleri bilinmiyorsa haksiz olarak alinan malin veya yapilan haksizligin miktari kadar hak sahibi veya haksiz yere eziyet görmüs kimse adina fakirlere sadaka vermek gerekir.

(Dosya yazilarinin tamami Ilim ve Irfan Dergisi, Subat 2013 sayisinda)

Muhterem hazirun, Hazret-i Muhammed’in peygamber olarak gönderilmesi...

Insanin fitrati tertemizdir. Ne var ki zamanla disardaki enkazin, toz dumanin külleri üzerine düser....

Ilim ve Irfan dergisinin 2024 Aralik sayisi sahsiyet dosyasiyla çikti....

IRFAN BASIM YAYIN DAGITIM SAN. VE TIC. LTD. STI.
Zafer Mahallesi Kurultay Sokak No:1/6 Yenibosna | Bahçelievler / Istanbul | Telefon: 0(212) 694 98 98
Copyright © 2012-2024