ILIM VE IRFAN | Eylül | 2017 | AYIN KONUSU | Okunma: 1161
YENI NESIL YENI EGITIM

Son zamanlarda sikça duydugumuz bir yakinma var: Gençler arasinda deizm yayginlasiyor. Deizm, bir yaratici Ilah’a inanmakla birlikte, peygamber, belli bir din, bir vahye inanmamak diye özetleyebilecegimiz bir inanç biçimi. Bir deist, mesela Allah’a inanabiliyor ama O’nun (cc) gönderdigi kitaplara, dolayisiyla seriatlara, yine pey¬gamberlerine inanmiyor. Dini tamamen vicdani bir meseleye indirgiyor ve gündelik hayatinda onu baglayici olarak görmüyor. Bunun yani sira gençler arasinda ateizmin yani bir yaratici Ilah’in varligini tamamen reddedenlerin de arttigini söyleyen bazi arastirmalar ya da gözlemler var. Isin en vahim kismi ise, bu egilimlerin dindar, muhafazakar bazi ailelerin evlatlarinda da gözlemlenmesi. Hidayet elbette Allah’in elindedir. Hiçbirimiz, sonumuz ve imanimiz konusunda bir garantiye sahip degiliz. Bu sebeple bunlarin, hepimizin basina gelebilecek imtihanlar oldugunun farkindayiz. Ama bizim de insanlar olarak yapmamiz gerekenler bulunuyor.
Öncelikle, din egitiminin sözden, laftan, söylemden ibaret olmadigini bilmemiz gerekiyor. Çocuklarimiza dini ancak yasayarak, temsil ederek ve özellikle ahlak güzelligiyle anlatabiliriz. Güzel ahlak en iyi tebligcidir. Bu ayni zamanda Hazret-i Ali’nin (kv) de nasihati olan teblig yöntemidir.
Ikinci olarak korkutmak ve sikbogaz etmek yerine, sevdirmekle yükümlüyüz. Bu da Nebevi bir tavsiyedir. Müjdelemek, gönül açan sekilde yaklasmak, sevdirecek yollar bulmak zorundayiz. Ne zamanimiz bundan bes asir önceki zamandir, ne de günümüzün çocuklari bizim çocuklugumuzdaki gibiler. Onlarin yeni aliskanliklarla, yeni bilgilerle, yeni tehditlerle karsi karsiya oldugunu görmeli ve kabul etmeliyiz. Bu da ancak onlari dinlemek ve anlamakla olur. Onlari anlamak, onlara dini anlatmanin en kestirme yolunu bize gösterecektir.
Bu çok önemli meseleleri ele alan birbirinden kiymetli yazilardan olusan bir dosya hazirladik. Bu dosyanin konu üzerine tefekkür etmeye vesile olmasini temenni ederiz.

PEYGAMBER EFENDIMIZIN EGITIM VE ÖGRETIM YÖNTEMLERI
HAMZA TOPRAK

Insanliga huzur ve saadet yolunu gösteren peygamberlerin hakki hiçbir zaman ödenemez. Gerçi onlarin hiçbiri de insanlardan bir karsilik, mükafat istememis, beklememistir; bütün peygamberler karsiliklarini yalnizca Allah’tan istemistir. Insanliga huzur ve saadeti getiren, anlatan, ögreten son peygamber hiç süphesiz Resulullah Efendimizdir.
Resulullah Efendimizin irsad ve egitimi Kur’an-i Kerim’de öngörülen esaslara dayanmaktadir. Çünkü Kur’an-i Kerim’i Peygamber Efendimiz teblig etmis, hayata da önce kendisi uygulamistir. Peygamber Efendimiz mü’minleri barista, savasta, sikinti ve mut¬lulukta dini, sosyal ve ahlaki yönden mükemmel bir sekilde egitmistir. Insan alim olarak dogmamistir. Bilgi, ilim; ögretim faaliyeti ve çalisma sonucu elde edilir. Ashab-i kiram, Peygamber Efendimizin etrafinda ilim meclisleri olusturur, adeta O’nu (sas) dinlemek ve O’ndan (sas) ögrenmek için vesileler arardi. Ne zaman Peygamber Efendimiz otursa O’nunla (sas) birlikte otururlar ve hemen orasi ilim meclisi olurdu. Bilhassa sabah namazini kildiktan sonra, etrafinda halka olup Kur’an-i Kerim okurlar, farzlari ve sünnetleri ögrenirlerdi. Peygamber Efendimiz bir hadis-i seriflerinde, “Ben gerçekten, muallim olarak gönderildim.” buyurmustur. (Ibn Mace, Mukaddime, 17) Efendimiz, yine bir baska hadis-i serifinde, “Allah beni zorlastirici ve sasirtici degil, muallim ve kolaylastirici olarak gönderdi.” buyurmustur. (Müslim, Talak, 4)

ÇOK HASSAS BIR KONU: ÇOCUKLARDA DIN EGITIMI
SABAN KARAKÖSE

Çocugun din egitiminde aile, elbette okuldan önce gelmekte, üzerindeki en etkili kisiler aile büyükleri olmaktadir. Bu husus ayetle, hadisle, pedagojiyle, gelenekle ve tecrübeyle sabittir. Hazret-i Peygamberin (sas) dikkat çektigi üzere, her çocuk Islam fitrati üzere dogmakta, sonra ana-babasi onun dini kimligini belirlemektedir. (Müslim, Kader 22-25; Buhari, Cenaiz 78, 91)
Ailede çocugun din egitimi denilince genelde kastedilen imanin/inancin, ibadetin, ahlakin, Kur’an-i Kerim’in ve siyer-i Nebi’nin ögretilmesidir. Ancak bunlarin muh¬tevasi ve ögretilmesi konusunda kendileri yeterince egitilmemis anne ve babalarin çocuklarinin din egitiminde basarili olmasi beklenemez. Bu durum; kendisi himmete muhtaç dede, nerede kaldi gayriya himmet ede, sözünü hatirlatmaktadir. Diger taraftan, anne ve babanin din egitimi konularinda ayni inanç, fikir ve tutumda olmalari da çok önemlidir. Aksi takdirde, çocugun nefsi, ebeveynindeki farkliligi ve söz-davranis tutarsizligini lehine kullanabilir. Iki cami arasinda beynamaz kalmak, denilen durum ortaya çikabilir. Su halde anne ve baba adaylarinin genelde çocuk egitimi, özelde din egitimi konusunda birlikte egitilmeleri gerekir. Bunu yaparken Bati kaynakli psi¬koloji ve pedagoji kitaplarini esas alip, Kur’an, Sünnet ve Islam terbiye tarihini ve tecrübesini görmezden gelerek masa basinda modern bir din egitimi tasarlama hatasina düsülmemelidir. Her seyden önce Bati kendi çocuklarini sahsiyetli olarak egitmekte ve onlara dinlerini ögretmekte çok mu basarili olmus ki Islam top¬lumlarina ögretmenlik yapabilsin? Sadece siyasi alanda degil, egitim ve çocuklarimiza din egitimi hususunda da oyuna gelinmemelidir.

ÇOCUGA BILGIDEN ZIYADE RUH AKTARMALIYIZ
DOÇ. DR. AHMET ALBAYRAK

Islam medeniyetimiz açisindan öyle bir ara dönem yasiyoruz ki, sünnetullah çizgisi anlamindaki gelenekle, Bati’da aydinlanma dönemiyle güçlenen modernizm arasinda daralarak sikismisligimiz dolayisiyla arabesklesen biz Müslümanlarin hayata bakisi altüst olabilmektedir.
Nedir degisen? “Ben yeryüzünde bir halife yaratacagim.” (Bakara, 30) buyuran Rabbimiz insani yaratti. Günümüz algisinda degisen temel nokta, insanin anlami ve degeridir. Insanin fiziki yapisinda fizikötesi bir varlik oldugu gerçeginin ve dola¬yisiyla yüksek düzeyde bir temsil kabiliyeti tasidiginin reddedilmesi, insanin anlamini biyolojik seviyeye indirgemis ve degerini de oldukça düsürmüstür. Allah’tan gelip Allah’a gitmekte (Bakara, 156) olan insanla, modernlestirilmis egitim felsefesinin tanimladigi insan arasinda daglar kadar fark vardir. Dolayisiyla birbirine zit iki ayri egitim perspektifi ve uygulamasi ortaya çikmaktadir. Insan demek çocuk demektir, yani insanin saf hali, günahsiz olan çocuklugudur. Öncelikle çocugu bütüncül bir insan öznesi olarak mi yoksa sadece biyolojik bir yaratigin gelismemis evresi olarak mi tanimlayacagiz? Kisacasi dünya görüsümüz ne ise, çocuga bakisimiz da odur. Çocugu gelecege hazirlamak için verecegimiz egitim materyalleri ve yapacagimiz uygulamalar da bu bakisa göre gelismektedir.
Günümüzde bahsettigimiz iki farkli egitim tarzindan sadece birini tercih edip yola devam etmemiz maalesef mümkün olmamaktadir; iste asil sorun da buradadir. Vahye ve vahdete dayali bir insan anlayisini temel alan terbiye ile, günümüzde bireysel ve sosyal hayat açisindan etkin olan ve sadece dünyevi pratikleri önemseyen materyalist insan anlayisini sentezleme zorunlulugu.

(Dosya yazilarinin tamami derginin 61. sayisinda, Eylül 2017)

Muhterem hazirun, Hazret-i Muhammed’in peygamber olarak gönderilmesi...

Insanin fitrati tertemizdir. Ne var ki zamanla disardaki enkazin, toz dumanin külleri üzerine düser....

Ilim ve Irfan dergisinin 2024 Aralik sayisi sahsiyet dosyasiyla çikti....

IRFAN BASIM YAYIN DAGITIM SAN. VE TIC. LTD. STI.
Zafer Mahallesi Kurultay Sokak No:1/6 Yenibosna | Bahçelievler / Istanbul | Telefon: 0(212) 694 98 98
Copyright © 2012-2024