DOSYA | Aralık | 2012 | AYIN KONUSU | Okunma: 3235
Dünya fanidir.

Agaçlarin yaprak dökmesi, insanlarin ölmesi, gidenlerin gelmemesi bize bu hakikati hatirlatip duruyor: Dünya fena yurdudur.

Dünya fanidir.

Kendisine gönül verene vefa göstermez, ardindan kosani bir türlü huzura kavusturmaz. Fakiri bir türlü, zengini öbür türlü dertli kilar.

Ama yine de dünyaya aldaniriz. Onu kalici bir yurt, vefali bir dost sayariz.

Nebiler, onlarin varisleri olan alimler ve sufiler bize dünyanin fani oldugunu hatirlatmak için gelmislerdir. Onlar ahiret yurduna, kalp alemine, yüce hakikatlere adanmis bir hayat yasadikça, biz de bu adanmisliktan etkilenir ve onlara kulak veririz. Anlariz ki onlar bize gerçek yurdumuzdan, ögrenip de unuttugumuz gerçeklerden haberler vermektedir. Onlari dinledikçe, elimizden, elbisemizden dünyayi yikamak kolaylasir.

Dünya bir imtihan yeridir, aldanmamak icap eder. Ama ayni zamanda bir imkan yeridir de. Ahireti ancak dünyadayken kazanabiliriz. Dünyada ektiklerimizi ahirette dereriz. Dünya ile kavgali olmak ona haksizlik yapmamizi gerektirmemeli. Çünkü amel yeri dünyadir, ahiret degil. Çünkü dünya, ayni zamanda ahiretin tarlasidir.

...

AHIRETI ISTEYENIN DÜNYA AYAGINA GELIR
M. SELIM HASIMOGLU

Bir adam Resulallah’a (sas) gelip, “Ya Resulallah bana bir amel göster ki onu yaptigimda beni hem Allah hem de insanlar sevsin dediginde, “Dünyaya ragbet etme ki Allah (cc) seni sevsin, insanlarin elindekilere ragbet etme ki insanlar seni sevsin.” buyurmustur.

Yine Resulullah (sas) söyle buyurdu: Dünyada zahit olan (ona ragbet etmeyen) birini gördügünüzde ona yaklasin çünkü ona hikmet verilir.”

Ammar b. Yasir, Resulullah’in (sas) “Dünyada ebrar, zühd gibi yüce baska bir seyle süslenmemistir.” dedigini duydum demistir.

Ömer b. Hattab, “Dünyada zühd hem bedenin hem kalbin rahatidir.” buyurmustur.

Fudayl b. Iyaz, “Bütün serler bir eve konulup anahtari dünya sevgisi kilinmis, bütün hayirlar bir eve konulup anahtari dünyada zühd kilinmistir.” buyurdu.

Hasan Basri (ra) çogunlukla söyle diyordu: Ey gençler ahireti talep edin.  Ahireti talep edenlerin onu çogunlukla dünya ile birlikte elde ettiklerini gördük, ama dünyayi talep edip de dünya ile birlikte ahireti elde eden hiç kimse görmedik.

Vehib el-Mekkî: Dünyada zühd ondan kaybettiklerine üzülmeyip elde ettiklerinle de sevinmemektir, buyurdu. 

...

KALP DÜNYAYA ESIR OLMAMALI
HAMZA S. TOPRAK

Tasavvuf yolunun temel kaynaklarindan olan Ebu Talip el-Mekkî tarafindan telif edilen Kûtu’l-Kulûb adli eserde, zühd makamina ve zahidlerin hallerine ayri bir bölüm ayrilmistir. Bu kitapta âlimlerin zühdü nasil tarif ettigi de ifade ediliyor:

Yahya bin Muaz’a (ks) insanin ne zaman zahid olacagi sorulunca, su cevabi vermistir: Insanin dünyayi terk etme hirsi, dünyayi talep edenin hirsina ulasinca zahid olur. Süfyan es-Servi Hazretleri, “Zühd, kisa emeldir.” buyurmustur. Ebu Süleyman Darani (ks) der ki: “Dünya, seni Allah’tan mesgul eden her seydir. Zühd, her seyi birakip kendini Allah’a vermektir.”

Yine tasavvuf yolunun büyüklerinden Ebu’l-Leys Semerkandî (ks), Tenbihü’l-Gafilin adli eserinde “Dünyaya Aldanmamak” basligiyla dünyanin degerini ve zühdün esaslarini anlatmistir. Bu esere göre; Yahya bin Muaz demistir ki: Hikmet semadan kalplere iner. Ancak kalbinde su dört sey bulunanlarda hikmet duramaz: Dünyaya meyletmek; yarin ne olacak tasasina düsmek; kardesine haset etmek; mevki-makam sahibi olmayi istemek. Hikmet ehli bir zat da, “Zühd üç seyden ibarettir: Dünyanin ne oldugunu bilmek ve sonra onu terk etmek; Mevla’ya hizmet etmek, sonra da edepli olmak; ahirete istiyak duymak, sonra onu istemek.” buyurmustur.

...

DÜNYA ARIF IÇIN BIR AYNADIR
AHMET BIRLER

Sufilerin, dünyaya uzak durmak gerektigini söylemeleri, dünyayi bütünüyle terk etmeleri anlamina gelmedigi gibi, dünyayi bos ve abes görmelerine de yol açmaz. Sufi dünya ile kavga yapar ama bu kavga bir süreliginedir. Dünyanin dis ve çirkin kabugunu kirdiginda, dünyanin manasina nüfuz ettiginde ondaki imkanlari görecektir çünkü.

Burada söyle bir süreç vardir: Sufi, önce dünyayi terk eder. Dünyayi kalbinden, gönlünden çikarir, onunla olan gönül baglarini keser, dünyadan yetim kalir. Bu gerçeklestiginde dünya karsisinda özgürlesmis olur. Iste bu özgürlesme ona, dünyayla yeniden barisma hakki verir. Böylece o da, artik kalbinden çikardigi dünyaya baska bir gözle, ibret, hikmet ve marifet gözüyle bakmaya baslar.

Hz. Musa’nin (as) asasi örnegi gibi. Hz. Musa’nin asasi bazi sufi müelliflerce dünya olarak veya nefs olarak tasvir edilir. Hz. Musa, Ilahi emir geregi onu elden çikardiginda, onu degersiz bir seymis gibi yere attiginda, onun gerçek tabiatiyla, yilan gibi zehirli tabiatiyla karsilasti. Bunu gördükten sonra artik onu tanimis oldugu için yeniden onu eline alma hakkina sahip oldu. Eline aldiginda ise o eski asasiydi artik.

Iste sufi yolun basinda dünyayi kalbinden çikartir, ona karsi sogur, ondan ruhen uzaklasir. Bunu yaptiktan sonra onu yeniden eline aldiginda artik o kendisine zarar vermeyecektir. Aksine onunla, tipki Hz. Musa’nin asasiyla yaptigi gibi yararlanacaktir. Dünya artik kendisine hizmet etmeye baslayacaktir. Nitekim bir hadis-i kudside, Allah Teala söyle buyurur: “Ey dünya! Bana hizmet edene sen de hizmet et!”

...

INSANIN DÜNYAYLA IMTIHANI
SELAHATTIN YILDIRIM

Dünya bir imtihan alani, dünya mali da en büyük imtihan vesilesidir. Bir mü’minin dinine gelecek en büyük zarar kaynagi mal ve makam hirsidir. Iblisi seytanlastirip cennetten kovarak isyan denizinde bogan günah kibir, Hz. Adem’i cennetten uzaklastirip bela ve mihnet yeri olan dünyaya indiren sey ise hirs olmustur. Abdullah ibn-i Ömer’den rivayet edildigine göre söyle demistir: Nuh aleyhisselam bir gün seytanla konusurken seytan söyle demistir; Ey Nuh! Ben cenneti kibrim sebebiyle kaybettim. Benden sonra Adem de cennetten çikartildi.  O da hirsi yüzünden cenneti kaybetti. Insanlar üzerindeki emellerimi hirs vasitasiyla gerçeklestiriyorum. Bunun içindir ki, peygamberimiz, ümmetini özellikle kibir, hirs ve haset gibi üç kötü hasletten sakindirmis ve söyle buyurmustur: “Kibirden sakinin çünkü iblisin Adem’e secde etmesini kibir engelledi. Hirstan da sakinin çünkü Adem’in yasak agaçtan yemesine hirs yol açti. Hasetten de sakinin zira Kabil Habil’i haset yüzünden öldürdü.”

(Dosya yazilarinin tamami Ilim ve Irfan Dergisi Aralik 2012 sayisinda...)

Muhterem Müslümanlar, sahabe-i kiramdan rivayet edildigine göre Ramazan-i serif yaklastiginda...

Mübarek Ramazan ayinin gölgesi üzerimize düstü. Çok sükür yeniden ulasiyoruz bir kutlu zaman dilimine....

Ilim ve Irfan dergisinin Mart 2024 sayisi Ramazan dosyasiyla çikti....

IRFAN BASIM YAYIN DAGITIM SAN. VE TIC. LTD. STI.
Zafer Mahallesi Kurultay Sokak No:1/6 Yenibosna | Bahçelievler / Istanbul | Telefon: 0(212) 694 98 98
Copyright © 2012-2016