ILIM VE IRFAN | Eylül | 2016 | AYIN KONUSU | Okunma: 1468
KÖKLERE YOLCULUK

Bir hac mevsimi daha geldi. Çogu haci adayi, siz bu sayfayi okurken Mübarek Topraklar’a gitmis, orayi teneffüs ediyor olacak.
Hazret-i Ibrahim Halilullah’in ve onun kutlu ailesinin yasadiklari sinavin provasi gibidir hac. Menasikinin her asamasinda, her basamaginda o kutlu ailenin yasa¬diklarindan izler var.Biz de hac yaparken, bu kutlu peygamber ailesinin, bize biraktigi dersleri okumaya, bu dersi almaya gidiyoruzdur. Hac, insanlik dersidir. Hatta insanligin maddesini olusturan unsurlarin, öze dair yasanacak bir uyanmanin dersidir.
Kabe’nin taslarina bakarken, Hazret-i Ibrahim’in bu kut¬sal yapiyi elleriyle insa edisini hatirlamamak mümkün mü? Hazret-i Ibrahim, bu yapiyi bitirince huccaci tavafa ve haci olmaya çagiriyor biliyorsunuz. Bizi, bir evde, bu evde, Beytullah’ta toplayan onun çagrisidir. Tipki babanin, saga sola dagilmis olan çocuklarini zaman zaman evinde toplamasi gibi degil mi? Hanif millet ailesinin babasi odur çünkü. Hani eski popüler ilmihal kitaplarimizda, “Hangi millettensin?” sorusuna cevap olarak, “Ibrahim milletindenim.” ifadesi geçer ya, tipki onun gibi. O bizi millet yapar, atamiz olur, toplar.
Daha Kabe’yi görmekle baslayan bu yad edis, hac ibadetinin her evresinde tazelenir. Safa ve Merve arasindaki say bize Hacer validemizin çabasini, tevekkülünü, cesaretini hatirlatir. Zemzemin, bütün bu gayrete ve tevekküle sunulan bir ödül gibi oldugunu hatirlariz. Seytan taslarken, verilen emre itaatin yükledigi dirayeti ve kararliligi anariz. Kurban keserken, teslimiyet destani yazan Hazret-i Ismail’i, riza dersinin hocalari olan ebeveynini hatirlariz.
Hac bizi sadece Ibrahim aleyhisselama ve onun kutlu ailesine baglamaz elbette. Aslinda bizi insanligin kaynagina, babamiz Hazret-i Adem’e baglar. Kabe’nin temellerini o atmistir. Arafat’ta, Hazret-i Havva ile bulusan odur. Bu topraklar, ilk insanlarin yasadiklari, iz biraktiklari yerlerdir. Hac ibadeti, bizi köklerimize, kaynaga götürür. O yüzden oraya gidenler, sanki bilip de unuttuklari bir seyi hatirlar gibi olurlar. Hac sirli bir ibadettir.
Bu sayimizda, bu ibadetin sirlarina, manasina, ruhuna dokunan yazilarla karsinizdayiz. Yararli olmasini niyaz ederiz.

ALLAH IÇIN IKI BÜYÜK IBADET: HAC VE KURBAN
PROF. DR. SELAHATTIN YILDIRIM

Kainati ve içindeki her seyi insan için yaratmis olan Allah Teala insani da kendisini taniyip kulluk etmesi için yarattigini bildirmistir. Kainat unsurlardan, insan hücrelerden, din de ibadetlerden ibarettir. Eskilerin anasir-i erbaa diye tabir ettikleri toprak-su, ates-hava olmadan kainatta yasamak imkansiz hale gelecegi gibi ibadetler olmadan da dini hayatin yasanabilmesi mümkün degildir. Ibadetlerin kendilerine has birtakim özellikleri vardir. Hac ibadetinin de diger ibadetlerde bulunmayan birtakim hususiyetleri vardir. Hac, mali ve bedeni bir ibadet oldugu gibi, maddi ve manevi, dünyevi ve uhrevi, ferdi ve ictimai yönü bulu¬nan bir ibadettir. Hacda ibadet, siyaset, ticaret, teblig ve taktik hepsi bir arada bulunmaktadir. Bunlarin tamami ibadet havasi içinde gerçeklesir.
Hac ibadetinde zaman kadar mekan unsuru da önem arz eder. Hac, Allah’a, peygamberlere, ahirete iman gibi inanç esaslarini pekistirmek ve Müslümanlara takva, sabir, sevgi, saygi, kardeslik, fedakarlik, cömertlik gibi ahlaki güzellikleri kazanmak ve yasamak imkani sunmaktadir. En önemlisi hac ibadeti düsmanlara karsi büyük bir gövde gösterisi ve yillik kongre mahiyeti tasimaktadir. Hac, dosta düsmana karsi mesaj yüklü bir ibadettir.

DINIMIZI KEMALE ERDIREN IBADET: HAC
YRD. DOÇ. DR. IBRAHIM BAZ

Ibadetler, kulun elest bezminde verdigi sözü yerine getirmesidir. Her ibadet, bu ahdin bir sahididir. Her ne kadar yalniz Allah emrettigi için ve O’nun (cc) rizasini kazanmak için yapilsa da her bir ibadetin sayisiz hikmetleri ve insani olgunlastiran yönleri vardir. Topraktan yaratilan insanin, kendisine ruh üflendikten sonra halife makamina ermesi gibi, ibadetlerin zahiri sekilleri de o ibadetin adap ve esrari ile anlam kazanir. Aksi takdirde yalniz belli hareket ve davranislar olarak kalir. Namaz egilip dogrulmak, oruç diyet yapmak, hac turistik bir seyahat haline dönüsebilir. Kelime-i sehadet yani iman etmek kalbe konan bir tohum gibidir. Iman, ibadeti dogurur ve zorunlu kilar. Kulun kemali, bu ibadetlerledir. Islam’in sartlari olarak bilinen dört temel ibadet, namaz, oruç, zekat ve hac seklinde bir sirayla farz kilinmistir. Her isi ve hükmü sayisiz hikmetle olan Allah’in, ibadetleri bu sekilde farz kilmasinda da nice hikmetler vardir. Birçok alim ve arif, bu açidan bakarak hac ibadetini kisinin dinini kemale erdirmesi için bir firsat olarak görmüslerdir. Hazret-i Peygamberin Veda hacci döneminde nazil olan, “Bugün dininizi tamamladim.” (Maide, 3) ayetini delil olarak göstermislerdir.

DÜNYANIN EN GÜZEL YOLCULUGU
M. NEZIHI PESEN

Büyük bir yolculuk var. Müslüman için en büyük ve en güzel yolculuk. Dünyanin tasrasindan, nerede olursa olsun, dünyanin merkezine bir yolculuk. Distan içe yolculuk. Tek hak dinin Emin Belde’sine varilacak. Hazirliklar çok önce¬den baslamistir. Belki yillar öncesinden, belki aylar öncesinden. Seyahat boyunca harcanacak dünyaliklar biriktirilmis, ki oraya götürülecek tek dünyalik odur, bütün akraba, es dost, konu komsu ziyaret edilmis, hepsinden helallik dilenilmistir. Gözlerde bir isilti, kalplerde bir büyük sevinç…
Yola çikmaya hazir her Müslüman, nasibi olan her Müslüman. Gidecek ve aglayacak o siyah tasa dokundugunda. Hele Kabe’yi ilk defa görmek. Kalp yerinden firlayacak gibi olacak. Lebbeyk Allahümme Lebbeyk. Buyur Allah’im geldim. Yukarida meleklerin tavaf ettigi ars’inin gölgesinde bana tavaf etmeyi nasip ettigin için sana binlerce kez hamdü senalar ede¬rim. Geldim izzet, celal ve cemalinle tecelli ettigin bu beldeye. Yürüyerek geldim, bineklerle geldim. Senin emrini isittim de geldim. Tertemiz olmak için geldim. Dünya beni öldürüyordu Ev’ine siginmaya geldim. Seçkin resullerinden seyyidina Ibrahim’in (as) iman ve cesaretinden bana da bagislamani diliyorum. Senin Ev’ini putlardan arindiran Son Elçi’nin (sas) bize teblig ettigi menasiki yerine getirmek için geldim.
Zahiren belirli günlerle sinirli ama hakkiyla ifa edildiginde hiç bitmeyecek bir bereketin kaynagina, menbaina yapilan bu yolculuk ve ziyareti yapmak ne büyük sereftir, talihtir, imkandir, nasiptir. Ya Ekreme’l- Ekremin sen bunu hepimize nasip eyle! Bizi o menzile ulastir. Bizi de o meleklestiren hengameye kat. Bizi Beyt’ine cezbet. Bizi o en gillu gissiz ve saf devrana katilanlardan eyle! Amin!


(Dosya yazilarinin tamami Ilim ve Irfan dergisinin Eylül (2016) sayisinda.)

Muhterem hazirun, Hazret-i Muhammed’in peygamber olarak gönderilmesi...

Insanin fitrati tertemizdir. Ne var ki zamanla disardaki enkazin, toz dumanin külleri üzerine düser....

Ilim ve Irfan dergisinin 2024 Aralik sayisi sahsiyet dosyasiyla çikti....

IRFAN BASIM YAYIN DAGITIM SAN. VE TIC. LTD. STI.
Zafer Mahallesi Kurultay Sokak No:1/6 Yenibosna | Bahçelievler / Istanbul | Telefon: 0(212) 694 98 98
Copyright © 2012-2024