ILIM VE IRFAN | Ağustos |
2016 |
AYIN KONUSU
| Okunma: 1704
AMEL BEDENDIR, IHLAS RUHUDUR
Yaptigimiz amellerin, ibadetlerin, zahiren iyi görünen davranislarin Allah Teala tarafindan kabul edilmesi, bunlardaki ihlas sirrinin varligina baglidir. Ihlas sayesinde bir davranis samimiyet testinden geçmis olur ve Allah Tealanin katina yükselmeyi hak eder. Çünkü ihlas, o amelin ve davranisin halis olmasi, saflasmasi ve böylece sahibini halas’a ulastirmasi islemidir.
Ihlas, bir amelin ve davranisin, sadece Allah’in rizasi için yapilmasini temin eden sürecin ismidir. Insanoglunun nefsani yapisi o denli karmasik ve muhtelif katman¬larla örülüdür ki, sergilenen davranisin zahiren güzel, yerinde, makbul görünmesi onun Allah Teala tarafindan da ayni sekilde görünmesine yetmez. Nefsani müdahaleler, bir cinayeti cihat, yalani hile-i ser’iye, hirsizligi ganimet olarak yorumlatmak isteyebilir.
Ihlas sayesinde her davranistaki temel gaye ortaya çikar. Ihlas, yorumlardaki bulasigi temizler, ameli ve amelin sahibinin gerçek niyetini ortaya koyar. Cinayet cinayet olarak, cihat da cihat olarak belirir, bilinir. Nefsin arzusu degil, Hakk’in rizasi ihlasin billurlasmasidir.
Ihlasla arinmamis bir davranis ve amel, ya nefse ya da dünyaya hizmet ediyordur. Dünyalik bir mevkiye, güce, nefsin kabarmasina ve semirmesine hizmet eden amel yorgunluktan ve amelelikten baska bir sey ifade etmez. Ihlasla yapilmamis büyük bir amel küçüktür, ihlasla yapilmis küçük bir amel ise büyüktür. Bir amelin yüceligi, makbuliyeti, Allah’in katina erisme ve eristirme gücü onun ruh sahibi olmasina baglidir. Amellerin ruhuysa ihlastir. Ihlasin canlandirmadigi bir amel ölüdür, cesetten ibarettir. Ceset ise sergilenmeyi degil, gömülmeyi ve ortadan kaldirilmayi hak eder.
Ihlasin ziddi olan riyanin gizli sirk sayilmasi sasirtici degildir. Riya, o ibadetin Allah tarafindan görülmesini, sadece O’nun (cc) haberdar olmasini yetersiz bulmak anlamina gelir. O ameli yapan kimse, ameline baska birtakim gözleri de ortak eder. Onlar da görsün, onlar da degerlendirsin; onlarca da ödüllendirilsin ister. Bu ise amelin hakiki ödüllendiricisiyle yetinmemek anlamina gelir ki, riya asil fecaatini de buradan temin eder.
Dosyamiz bu çok hayati konuyu enine boyuna ele alan önemli yazilarla dolu. Hayirlara vesile olmasini temenni ederiz.
IHLAS HER SEYI O’NUN (cc) IÇIN YAPMAKTIR
PROF. DR. SELAHATTIN YILDIRIM
Sözlükte saf, ari duru ve katisiksiz olma anlamlarina gelen ihlas kavrami Kur’an’da peygamberlerin baslica özellikleri arasinda zikredilmistir ve ihlasli kimseler övülmüstür.
Sahabeden Ebu Ümame el-Bahili’nin anlattigina göre, bir sahabe Peygamberimize gelerek, söhret ve ganimet elde etmek için savasan kimse hakkinda ne buyurursun, diye sordu. Resulullah (sas), “Onun için hiçbir sey yok¬tur.” dedi. Sahabe sorusunu üç defa tekrarladi. Allah Resulü de her defasinda, onun için hiçbir sey yoktur diyerek böyle bir adamin sevap kazanamayacagini belirttikten sonra söyle buyurdu: “Allah, ancak sami¬miyetle sadece kendisi için ve rizasi gözetilerek yapilan ameli kabul eder.” (Nesai, Cihad, 24)
Sevap kazanmak gayesiyle yapilan islerin iman ve ihtisap özelligine sahip olmasi gerekir. Çünkü birçok hadis-i serifte, kim inanarak ve sevabini Allah’tan bekleyerek, kaydina rastlanmaktadir. Bu hadislerden bir tanesinde söyle buyurulmustur: “Kim inanarak ve sevabini Allah’tan bekleyerek oruç tutarsa geçmis günahlari bagislanir.”
YARATILANI DEGIL YARATAN’I MEMNUN ETMEK
ISMAIL ACARKAN
Biz, O’na ihlasla yönelenleriz. (Bakara, 139)
O bizim ihlasa erdirdigimiz kullarimizdandir. (Yusuf, 24)
Halbuki onlara ancak, dinde ihlasli, saf, samimi, beklentisiz olarak Hakk’a yönelip yalniz Allah’a kulluk etmeleri, namazi hakkiyla eda etmeleri ve zekat vermeleri emrolunmustu. Iste bu dosdogru dindir! (Beyyine, 5)
Gerçekten biz onlari, katiksizca o ahiretteki asil yurdu düsünüp anan ihlasli kimseler kildik. (Sad, 46)
Iblis, ‘Rabbim! Beni azdirmandan dolayi, ben de mutlaka onlara yeryüzünde günahlari süsleyecegim ve mutlaka onlarin hepsini azdiracagim! Ancak içlerinden ihlasa erdirilen kullarin hariç!’ dedi. (Hicr, 39-40)
Allah söyle dedi, muhakkak ki ihlasli olmakla seytanin aldatmalarindan korunabilirsiniz; iste bana ulasan dos¬dogru yol budur. (Hicr, 41)
Ihlas, iyiligin kaynagi, amellerin görülmesi, takdir edilmesi, fark edilip övülmesi konusunda Allah’tan baskasini bilmemek ve görmemektir. Saf, katisiksiz, karisimdan uzak, her türlü yabanci seyden arinmis olan seyi tanimlamak için halis terimi kullanilir.
Bu anlamda ihlasin iki temel niteligi vardir. Birincisi, iyilik ve güzelligin kaynagi olarak kisinin kendini görmemesidir. Her iyiligin, erdemin, güzelligin ve hayrin kaynagi Allah’tir. Bunu idrak eden kisi, nefsin kendini iyilikte pay sahibi görüp kendisini üstün ve ayricalikli görme tuzagindan kurtulmus olur. Ikincisi ise kisiyi ve amelini görüp bilecek olanin yalnizca Allah oldugunu bilmesi ve halka bu konuda en küçük bir pay vermemesidir. Amelleri ve kisiyi, ne insanlarin görmesinin ne de görmemesinin bir önemi vardir. Bu konuda yegane sahit Allah’tir. Ve O’nun (cc) sahit olmasi yeter. Kur’an bu konuda su hatirlatmada bulunur: “Rabbinin her seye hakkiyla sahit olmasi sana yetmez mi?” (Fussilet, 53)
Bu nedenle insanlar tarafindan bilinmek ve görülmek isteyerek oruç tutan, namaz kilan ve tasaddukta bulunan kimse Allah’a amelinde ortak kosmus olur. (Tergib ve Terhib, 1/32)
Bir kudsi hadiste amelde halkin görmesinin ve takdir etmesinin ihlas yoksunlugu oldugu vurgulanmaktadir. “Kim bir amel isler ve insanlarin görmesini ve takdir etmesini isterse yapilan amel o insanlar için yapilmis demektir. Ben sadece ihlas ile benim için yapilan amel¬leri kabul ederim.” (Müslim, Zühd ve’r-Rekaik, 4/2289; Ibn Mace, Zühd, 2/140)
ISLAM BÜYÜKLERINDEN IHLAS ÖRNEKLERI
KUTBEDDIN AKYÜZ
Ihlas, kulun yaptigi isi kainatin sahibi olan Allah Tealanin rizasi için yapmasi ve yapmadigi isi de O’nun (cc) memnuniyetini tahsil için yapma¬masi, demektir. Allah’in özel ikramina mazhar olmus peygamberler zümresi, daha isin basindan böyle bir ihlasa erdirilmis mümtaz sahsiyetlerdir. Insan çalisma neticesinde, ihlasta belli bir noktaya ulasabilir lakin diger insanlarin ihlas konusunda varabilecegi son nokta nebiler için sadece bir baslangiç noktasidir. Onlar, ihlasta zirve yapmis ve bu hususun zübdesi haline gelmislerdir. Kur’an-i Kerim onlarin bu meziyetini bazi peygamberlerde müsahhaslastirarak su sekilde anlatir: “Kitapta Musa’yi da an! Gerçekten o, ihlasa erdirilmis, bir resul ve bir peygamberdi!” (Meryem, 51)
Hazret-i Yusuf için de, “Süphesiz o, ihlasa erdirilmis kullarimizdandir.” (Yusuf, 24) buyurulmaktadir.
Ve Allah Teala, Resulü’nün sahsinda ümmetine söyle sesleniyor: “Süphesiz ki kitabi sana hak olarak indirdik. O halde sen de dini O’na has kilarak Allah’a kulluk et!” (Zümer, 2)
Yine Allah Teala, habibinin söyle demesini salik veriyor: “De ki: Ben dinimi sadece O’na has kilarak Allah’a kulluk ederim.” (Zümer, 14)
Kullugun gayesi Allah’in emrini tatbiktir, neticesi, yüce Mevla’nin rizasidir, meyve ve semeresi ise Hak Tealanin ahirette verecegi mükafatlardir. Kulluk, hayatin tümünü ihata eder, kusatir ve mü’minin bütün davranislarinda bir suur olarak kendisini hissettirir, hissettirmesi gere¬kir, iste bu suura ihlas denir.
Tasavvuf büyükleri, yaptiginiz ise Allah’in adiyla bas¬layiniz, vesilelere sarildiktan sonra O’na (cc) tevekkül ediniz ve özellikle o ameli O’nun (cc) rizasi için isleyiniz, derken ihlasin ehemmiyetini dile getirmektedirler.
(Dosya yazilarinin tamami Ilim ve Irfan dergisinin Agustos (2016) sayisinda.)