ILIM VE IRFAN | Kasım | 2015 | AYIN KONUSU | Okunma: 1638
SOYLU VE ASIL SÖZ ARIFLERIN SÖZÜDÜR

Ariflerin sözleri âsiklara sifadir. Çünkü ariflerin sözleri Ilahi huzurun kokusunu tasir. Ilahi huzurdan tasan feyzin sonucu olan bu sözler, dünyaya o huzurun havasini, nesvesini ve kokusunu tasir. Bu sebeple de bu sözlere kulak verenleri huzura tasirlar.
Ama bu sözlere nasil kulak verilmelidir?
Hazret-i Mevlana’nin ifadesiyle, bu kabil sözleri can kulagi ile dinlemelidir. Canimizla, ruhumuzla, bütün varligimizla dinlemelidir. Çünkü ancak o türden bir dinleyisle ruhumuzun sifa bulmasi mümkündür. Siradan sözlermis gibi kafa kulagi ile dinledigimizde, ilacin tadina bakan ama yutmayan kimse gibi olacagimiz açiktir. Ariflerin sözlerinin, bizim tasavvuf gelenegimiz içindeki bir ismi de nutk-u serif’tir. Yani soylu, asil söz. Soylu olmasinin sebebi, bu sözün bütünüyle ve sadece söyleyen kisiden kaynaklaniveren ve bir seceresi olmayan sözlere benzememesi, aksine, bu sözün Ilahi ilhamatin kaynagindan nes’et ederek dünyamiza inmesi, bir aslinin ve dolayisiyla bir asaletinin olmasidir. Bu sözler bu asaletleri sebebiyle, asillarinin yani Ilahi huzurun havasini bizlere tasimaktadirlar.
Tasavvuf geleneginde sohbet, hem dostluk hem de ariflerin sözleri anlaminda kullanilagelmistir. Dostluk etmeye layik kisiler, sözleri sifa olanlardir. Hakiki dostlar, dinleyenlerin tekamül etmesine, ruhen yetismesine yardimci olan kamillerdir. Onlar bir menfaat geregi olarak degil, rahmetenlil âlemin olan Efendimizin (sas) mesleginden olduklari için, merhameten etraflarina isik saçarlar. Bu hasbilikleri ve ihlaslari sebebiyle de sözleri tesirlidir, kalpleri bulur ve bulduklarini dönüstürür.
Su söz de nitekim bu türden bir arife aittir: Bir söz söyleyenin neresinden çikarsa, dinleyenin orasina erisir. Kalpten çikan kalbe, kafadan çikan kafaya. Bu ayki dosyamizi bu mühim konuya ayirdik. Birbirinden önemli yazilar okunmak için sizleri bekliyor.

NAKSIBENDILIGIN ÖZÜ SOHBETTIR
PROF. DR. SÜLEYMAN DERIN

Tarikatlarin her biri kendine mahsus metotlar ile müritlerini Hakk’a vasil kilmaya çalisir. Bazilari halvetle, bazilari celvetle, bir kismi cehri zikirle, bir kismi da hafi zikirle bunu yapmaya çalisir. Tarikatlar arasinda Naksiligin en öne çikan metotlarindan birisi sohbettir. “Sadiklarla beraber olun.” (Tevbe, 119) emr-i Ilahisinin bir geregi olarak Naksi büyükleri, müritleri sohbetlerde nazarlariyla olgunlastirmayi hedefler. Nitekim sahabeler, fazilet ve üstünlügü, kitap okuyarak ve ilmi arastirmalar yaparak degil kainatin efendisinin ve en büyük mürsidinin feyiz meclisinden marifet tahsil etmekle elde etmislerdir. Senelerce kitap tetebbu etmekten hasil olmayan ledunni marifeti onlar, Peygamber sohbetinde bir anda elde etmislerdir. Imam-i Rabbani’nin (ks) ifadesiyle, o nurlu nazarin bereketi ile ashab-i kiramin eristigi manevi derecelerin en alt seviyesine daha sonra gelecek hiçbir büyük veli bile ulasamamistir. Bütün bu yüce hallerin sebebi onlarin Peygamber Efendimizin dizi dibinde oturup O’nun (sas) sohbetinde bulunmalaridir. Peki, bu sohbetlerin bereketi Peygamberimizin vefati ile acaba sona ermis midir? Bunun cevabi, asla ve kesinlikle hayirdir. Zira peygamberimiz, “Alimler peygamberlerin varisleridir, süphesiz peygamberler altin ve gümüs miras birakmazlar. Onlar, sadece ilim birakirlar. Kim o ilmi alir ve uygularsa, büyük bir nasip elde etmis olur.” (Tirmizi, Ilim, 19) buyurmustur. Bu hadisin bir müjdesi olarak Hazret-i Peygamberin sohbetlerinin bereketi bugün de devam etmektedir. O’nun (sas) sünnetini hayatlarinda en üst seviyede gerçeklestiren mürsidler Peygamberimizin varisleridir. Yüce Rabbimiz, kitabinda, “Onlar Allah’in hidayet ettigi kimselerdir. Sen de onlarin yoluna uy.” (Enam, 90); “Her haliyle bana yönelenlere uy.” (Lokman, 15) buyurmakta, daha bunun gibi pek çok ayetle, Allah Teala kendi yoluna giren dostlarinin yolunda gitmemizi ve onlarla beraber sabah aksam kendisini zikrederek, dünyanin süsüne aldanmadan candan sabretmemizi emretmektedir. (Kehf, 28)

SOHBET, DIRILTICI BIR NEFESTIR
YRD. DOÇ. DR. IBRAHIM BAZ

Bütün peygamberlerin ortak sünneti olan sohbet, hak ve hakikatten bahsedilen, insanlari hayra yönlendiren ve ser olandan sakindiran konusmalarin yapildigi dini toplantilardir. Sözlükte, kisa bir süre de olsa birlikte olmak anlamina gelen sohbet kelimesi, arkadaslik edip ünsiyet kurmak, bedenle ya da gönülle uzun süre beraberlik hali, dini veya dünyevi konularin konusuldugu toplanti gibi manalarda kullanilir. Hazret-i Peygamber, kendisine gelen Ilahi mesajlari ve kendisinin bildirmek istediklerini sohbet yoluyla aktarmistir. Ashab-i suffe, O’nun (sas) sohbetinin sürekli müdavimleri idi. Hazret-i Peygamberin sohbet ortami ve sohbet mekani cennet bahçesi olarak kabul edilmis, O’nu (sas) gören ve O’nun (sas) sohbetine katilanlara sahabe veya ashab denilmistir. Ashab, ümmetin ilk ve efdal olan halkasidir. Hazret-i Peygamberin yolunda yürüyen alim ve sufiler de ilim ve ahlak ögretimini sohbet halkalariyla yapmislardir. Bu yönüyle denilebilir ki, Islam ümmetinin insa edilmesi ve mayalanmasi, Hazret-i Peygamberin ve O’nun (sas) varisi alim ve ariflerin sohbeti ile olmustur.
Ilk zahitler ve sufiler sohbet kültürünün yasamasina ve yayginlasmasina büyük katki saglamislardir. Ilim, irsad ve yaygin halk egitimi de sohbet yoluyla olmustur. Diger yandan sohbet kültürü de tasavvufun kurumsallasmasina katki saglamistir. Tarikat seyhleri müritlerinin terbiyesi ve seyr-ü sülûkunu tamamlamasinda sohbeti bir araç olarak kullanmislardir. Ayrica bazi sufiler seyhlik yapmamis, yalniz yanina gelenlere sohbet ederek onlara nasihatlerde bulunmuslardir. Bu tür sohbet yapanlara zaman içerisinde sohbet seyhi ismi verilmistir. Camilerde, dergahlarda yahut evlerde yapilan sohbetler, diriltici bir nefes gibi görülmüstür. Zaman içerisinde birçok müslüman devlet adami gibi Osmanli padisahlarinin da müsahip hocasi denilen sohbet seyhleri olmustur.

ARIFLERIN SOHBETI KALBE SIFADIR
HAMZA TOPRAK

Allah’a götüren yollarin en yakini sohbettir. Zahiren ve manen sohbetin haklarina, sartlarina ve edeplerine riayet etmelidir. Sohbetin adabina riayet farzdir der, Hücviri. Çünkü, mürit için yalnizlik helak ve felakettir. Zira, Hazret-i Peygamber, “Seytan yalniz olanla beraber bulunur.” buyurmuslardir. Mürit için yalnizlik gibi bir afet yoktur.
Hücviri’nin tasavvuf klasigi olan Kesfü’l-Mahcûb’unda, bir baska eserden alinmis söyle bir rivayet yer alir: Adamin biri Kabe’yi tavaf ederken, Allah’im arkadaslarimi ve dostlarimi islah et, diye dua ediyordu. Ona denildi ki, bu serefli makama erismis bulunuyorsun, bütün dosatlarina dua ettigin halde, neden kendine dua etmiyorsun? Adam, söyle cevap verdi: Benim dostlarim ve kardeslerim var. Ben onlara dönecegim. Sayet onlar salih ve iyi olurlarsa ben de salih ve iyi olurum. Eger onlar fesatçi ve bozuk olurlarsa ben de fesatçi ve bozuk olurum. Benim salih ve iyi olmamin esasi, salihlerin ve iyilerin sohbeti oldugu için, Allah’in izniyle benim maksadim da, onlarin muratlari gerçeklessin diye dua etmektir.
Sohbetin huy üzerinde büyük bir tesiri vardir. Bir kimse hangi toplulugun arasinda bulunursa onlarin fiillerini kendi, âdeti ve itiyadi haline getirir. Çünkü ister hak olsun ister batil olsun bütün irade, arzu, muamele ve ameller esasen onda mevcuttur. Görmüs oldugu bütün muameleler, arzular ve meyiller kendisinde gelisir ve öbür temayüllere hakim ve galip olur.

(Dosya yazilarinin tamami Ilim ve Irfan dergisinin Kasim (2015) sayisinda.)

Muhterem hazirun, Hazret-i Muhammed’in peygamber olarak gönderilmesi...

Insanin fitrati tertemizdir. Ne var ki zamanla disardaki enkazin, toz dumanin külleri üzerine düser....

Ilim ve Irfan dergisinin 2024 Aralik sayisi sahsiyet dosyasiyla çikti....

IRFAN BASIM YAYIN DAGITIM SAN. VE TIC. LTD. STI.
Zafer Mahallesi Kurultay Sokak No:1/6 Yenibosna | Bahçelievler / Istanbul | Telefon: 0(212) 694 98 98
Copyright © 2012-2024