PROF. DR. ALI AKPINAR | Haziran |
2015 |
AYIN KONUSU
| Okunma: 1629
Kur’an kissalari denince akla geçmiste helak edilmis kavimlerin kissasi gelir. Halbuki Kur’an-i Kerim, bizlere yalnizca geçmiste helak olan kavimlerin kissalarini anlatmaz. Onlarin içerisinde izzet ve devlet içerisinde yasamis olanlari da anlatir. Sözgelimi Kur’an-i Kerim bize, Hazret-i Yakup, Hazret-i Yusuf, Hazret-i Davut, Hazret-i Süleyman, Hazret-i Zülkarneyn’in kissalarini da anlatir ki onlar izzet ve devlet sürmüs kimselerdir.
Kur’an’in bize anlattigi saltanat sahibi kimselerin basinda Hazret-i Süleyman gelir. Hazret-i Süleyman, Rabbine yönelen, güzel bir kuldu. O, variyet içerisinde yasayarak, varlik içerisinde de yüce Allah’a yarasir kulluk yapilabilecegini gösterdi. O, variyeti, Rabbini anmak ve Rabbin yolunda kullanmak için seviyor ve istiyordu. Bu konuda Kur’an sunlari anlatir: “Davud'a Süleyman'i bahsettik; o ne güzel bir kuldu! Dogrusu o daima Allah'a yönelirdi. Ona bir aksamüstü çalimli, cins kosu atlari sunulmustu. Süleyman, ‘Dogrusu ben bu iyi mallari, Rabbimi anmayi sagladiklari için severim.’ demisti. Kosup toz perdesi arkasinda kaybolduklari zaman, ‘Artik yeter, onlari bana geri getirin.’ dedi. Bacaklarini ve boyunlarini sivazlamaya baslamisti. And olsun ki Süleyman'i denedik, hükümranligini zayif düsürdük; sonra eski haline döndü. Süleyman, ‘Rabbim! Beni bagisla, bana benden sonra kimsenin ulasamayacagi bir hükümranlik ver; sen süphesiz, daima bagista bulanansin.’ dedi. Bunun üzerine biz de, istedigi yere onun buyrugu ile kolayca giden rüzgari, bina kuran ve dalgiçlik yapan seytanlari, demir halkalarla bagli digerlerini onun buyrugu altina verdik. Iste bizim bagisimiz budur; ister ver, ister tut, hesapsizdir, dedik. Dogrusu onun katimizda yakinligi ve güzel bir istikbali vardir.” (Sad, 30-40)
(Yazinin tamami Ilim ve Irfan dergisi Haziran (2015) sayisinda.)