ILIM VE IRFAN | Nisan |
2015 |
AYIN KONUSU
| Okunma: 1819
EFENDIMIZI SEVMEK DINIMIZ, IMANIMIZDIR
Islam, yasanarak anlasilabilen, muhafaza edilebilen ve sonuçlarini gösteren bir dindir. Islam’i yasamayan kimse ondan yüzde yüz oraninda yararlanamaz. Hayata müdahil bir dindir Islam.
Islam’i yasamanin yolu da onun yasanmis bir örnegini izlemekten geçer. Bu dinin uygulandikça kendisini müntesibine açan özelligini, bu yasanmis hayat örneginde görmeli, o örnegin sahibi olan insanda ortaya çikardigi sonuçlari gözlemlemeliyiz ki biz de onu uygulayabilelim, onu bir hayat haline getirebilelim.
Peygamber Efendimiz (sas), bizim için iste o örnektir. O’nun hayati ve uygulamasi olmasaydi, Islam kitabi bir din olarak kalacak, sadece okur-yazar ve kitapla baglanti kurabilenlere seslenecek, onlarin aralarindaki anlayis farklari sebebiyle de bitmeyen tartismalarin toz dumani arasinda seçilemeyen, görülemeyen, yasanti kilinamayan teorik bir çerçeveden ibaret kalacakti.
Yürüyen Kur’an olmanin anlami budur iste. Kur’an bir insan olsaydi ona benzerdi demektir bu. Ya da Efendimiz bir kitap olsaydi Kur’an’a benzerdi demektir.
Dolayisiyla aslinda O’nu (sas) sevmek bizim dinimiz imanimizdir. Çünkü O’nun (sas) olmadigi bir din kurgusu yoktur. Islam tarihinde bazi dönemlerde O’nu (sas) by-pass etmeye çalisan istisnai bazi yönelimler olmustur ama bunlarin hiçbiri kitlesellesememis, mü’minler arasinda bir yanki uyandirmamistir. Aksine mü’minler, mü’min olmanin yolunun sadece O’na (sas) uymakla mümkün olacagini, O’nun (sas) örnekligi olmadan ne namazin, ne abdestin, ne orucun, ne güzel ahlakin, ne de nefs terbiyesinin mümkün oldugunu her seferinde bir kez daha derinden duymuslardir.
Efendimiz (sav), sufilerden bazilarinin ifadesiyle, Allah ile aramizdaki iliskideki berzahimiz yani geçidimizdir. O geçidi kullanmadan Allah’la bir irtibat ve münasebet içine girmenin yolu yoktur. Baska bir geçit kullanmak da söz konusu degildir. O (sas) tek basina ve alternatifsiz olarak o mübarek berzahtir.
Dergimizin bu sayisindaki dosyamizi O’na (sas), O’nu (sas) sevmeye ve O’na (sas) uymaya dair yazilara ayirdik. Insallah her bir yazi bizler için kalbimizdeki muhabbeti, zihnimizdeki berrakligi ve hayatimizdaki istikameti güçlendirmeye yarar.
ALLAH’IN SEVGILISI: HABIBULLAH
RABIA BRODBECK
Peygamber Efendimizin (sas) sirri; ask-i Ilah olusu¬dur. Allah Tealanin yarattigi ne kadar güzellik varsa O’dan (sas) ögrenebiliriz. O’nun (cc) sonsuz cema¬linde nefsi eritip yok etmek kisiyi Muhammedi ask deryasina gark eder. Namaza dair artan muhabbet ve nese ise, derinles¬mekte olan Peygamber askinin bir isaretidir.
Cenab-i Hakk’in var ettigi ilk sey, Hazret-i Muhammed Mus¬tafa’nin (sas) nurudur. Peygamber Efendimizin asil nuru, kül¬li akil, levh-i mahfuz, kalem, kürsü gibi hakikat-i Ilahiye’nin bütününü kapsamaktadir. Hazret-i Muhammed’in nuru bü¬tün mevcudatin aslidir. Cenab-i Hak her bir bakisinda O’na (sas) yeni bir nur ekleyerek yetmis bin defa nazar etti. Böyle¬ce, Allah, kendi cemalini görmek üzere var ettigi ilk nur olan Hazret-i Muhammed’in (sav) nuruna karsi Ilahi bir hayranlik¬la tecelli etmistir. Yaratilisin baslangicindan bu yana, Allah (cc) ile Hazret-i Muhammed (sas) arasinda ezeli bir diyalo¬gun bulundugunu anlamak durumundayiz. Çünkü kainat Allah’in Esref-i Kainat’a olan sevgisi ve istiyakindan dolayi yaratilmistir. Bu saf asktan dogan samimi diyalog, ezelden ebede kadar, kainatin temelidir. Dinin batini zenginligi, bu sahih hayranligin harikasi ve zenginligidir. Eger, Allah’in ken¬di nuru olarak, Hazret-i Muhammed’e (sas) karsi duydugu hayranlik olmasaydi, feyz-i Ilahi’nin kainata ulasmasi ve te¬celli etmesi mümkün olmazdi. En yüce makama sevgili Pey¬gamber Efendimiz (sas) sahiptir. Çünkü O (sas), nurun kay¬nagidir. Bu sebeple bütün mevcudat O’nunla (sas) baslamis ve O’nunla (sas) tamamlanmistir. Kendisi bu konuda söyle buyurmaktadir, “Ilk yaratilan benim nurudur, en son gönde¬rilen de benim.” Peygamberin (sas) hayati hakikati essizdir. Çünkü O’nun (sas) özü Allah’in zatiyla iliskilidir.
O’NU (sas) SEVMEK IBADETTIR
SALIH KADRI OGUL
Islam literatüründe ibadet, kulun Allah'a (cc) karsi sevgi, saygi ve bagliligini gösteren duygu, düsünce ve davranis biçimleri için kullanilan terimdir. (DIA, Ibadet md.) Baska bir ifadeyle ibadet, Allah'a gönülden iste¬yerek yönelmek, tapmak, boyun egmek ve itaat etmek de¬mektir. Türkçe'de kullanilan kulluk etmek deyimi de ayni anlami karsilamaktadir.
Ibadet kelimesinin sözlük anlamina baktigimiz zaman da benzer manalari görüyoruz. Boyun egme, alçakgönüllülük, itaat, kulluk, tapma… Demek ki ibadet sadece namaz gibi belli basli ibadetleri yapmaktan ibaret degildir. Ibadet, fikhi bir kavram olarak tarif etmeye çalisilirken de, mali, bedeni, hem mali hem de bedeni olmak üzere üç kisimdir demekle de sinirli degildir. Ibadet, Allah’in (cc) rizasini kazanmak ni¬yetiyle Allah’a (cc) bagliligimizi ifade eden her türlü davrani-sin hatta duygu ve düsüncenin tamamidir. Buradan bakti¬gimiz zaman hakiki manada Allah’a kulluk yapabilmek için bir fedakarlik gerekir.
SALAVAT-I SERIFE ILAHI BIR EMIRDIR
YRD. DOÇ. DR. IBRAHIM BAZ
Hazret-i Peygambere tâbi olmak, Allah sevgisinin alameti, O’nun (sas) sevgisine ve magfiretine mazhar olmanin sarti-dir. (Al-i Imran, 31) Bu nedenle, Allah’a ulastiran yollarin kav¬sak noktasi ve pir-i evveli olan Hazret-i Peygamberin sevgisi, Müslümanlarin duygu ve düsüncelerinin merkezinde yer al¬mistir. Her muhabbet Muhammed ile güzel sayilmistir. O’na (sas) benzedikçe güzel olunmus, güzel olan O’na benzeyen kabul edilmistir. Her güzel söz, hamd ve salat ile baslamis¬tir. Edebiyatimizin en güzel kokusu gül kabul edilmis, gül koklanirken salavat getirilmistir. O’na (sas) siir yazmayan sair sayilmamistir. Iste bu nedenle na’t, siyer, mevlid, hilye, miracname, hicretname, kirk hadis, semail, esma-i Nebi ve Muhammediye diye isimlendirilen birçok edebi tür ortaya çikmistir. Peygamberin suretinden, siretinden, güzelligin¬den ve edebinden bahseden bir Peygamber edebiyati yahut külliyati.
Iste bu edebi eserlerden biri de Ilahi bir emir olan salavat-i serifelerdir.
CANLAR KURBAN OLSUN O’NA (sas): SUFILERIN PEYGAMBER ASKI
YRD. DOÇ. DR. MUSTAFA DEMIRCI
Sufilere göre varlik nedeni ve gayesi olarak yarati¬lan ilk nur Muhammedi nurdur. Sufiler tarafindan siklikla kullanilan, “Sen olmasaydin yeri gögü ya¬ratmazdim.”, “Allah’in yarattigi ilk sey benim ruhumdu.”, “Adem, suyla çamur arasindayken ben peygamberdim.” seklindeki rivayetler, onlarin fizik ötesi peygamber anlayisi¬nin temelini olusturur. O’na (sas) duyulan sevgi de sufilerin bu anlayisinin dogurdugu hiyerarsik yapiya uygun olarak, asagidan yukariya dogru bir seyir izler. Buna göre, manevi rehber olarak kabul edilen mürside duyulan muhabbet su¬fiyi peygamber sevgisine, peygamber sevgisi de Allah (cc) sevgisine ulastirir. Bu süreç sufi literatürde fena fi’s-seyh, fena fi’r-resul ve fena fi’llah terimleriyle ifade edilmektedir. Bu hiyerarsik muhabbet basamaklarina göre Allah’a giden yolculukta evvela peygamberin manevi sahsiyetini temsil eden seyhin sevgisinde yok olmak, sonra peygamberde, en sonunda Allah’in muhabbetinde yok olmak mümkün hale gelecektir.
Muhammedi muhabbete yüklenen anlami formüle eden en güzel ifade “Muhabbetten Muhammed oldu hasil / Mu-hammedsiz muhabbetten ne hasil?” misralaridir. Sufilerin bu yaklasimi Hazret-i Muhammed’i (sas) yalnizca vahye mu-hatap olan bir insan olarak tanimlayan ruhsuz tasvirlerin ötesine tasimaktadir.
KASIDE-I BÜRDE VE RÜYADA GELEN SIFA
M. NEZIHI PESEN
Bir siir var. Yüzyillar önce yazilmis. Peygamber Efendimize yazilmis en iyi siirlerden biri. Bu yüzden dilden dile dolasiyor mü’minler arasinda. Adina Kaside-i Bürde denmis. Ka’b bin Züheyr’in Resulullah’a yazdigi ve bununla affedilisi ve Efendimizin hirkasini kazandigi ilk Kaside-i Bürde’den bahsetmiyoruz. Ayni isimle meshur olan Imam Busiri’nin siirinden bahsediyoruz. Hani Habibullah sevgisinin bir rüyada rüyetle ödüllendirildigi kasideden.
160-165 beyitten olusan bu muhtesem siirin sairinin bir tarafi felç olmustur. Sifa, Imam Busiri’ye bir rüyanin içinden gelir. Allah’in Resulü rüyasini tesrif etmistir. Kendisi için yazdigi kasideyi okumasini ister. Sair Imam, heyecanli ve sevinçli bir sekilde hangi kasideyi okumasi gerektigini sorar. Çünkü O’na (sas) birçok kaside yazmistir. Resulullah ilk beyti okumaya baslayinca Imam Busiri siirin tamamini okur. Resulullah Efendimiz de hirkasini (bürde) çikarip ona verir ve felçli tarafini sivazlar. Imam uyandiginda felçli tarafi sifa bulmustur.
13. yüzyilda söhret bulmaya baslayan bu ask siirine yüzlerce serh, hasiye yazilmistir. Evrad olarak okunmustur. Nesve katmistir sevgi dolu kirik gönüllere. Sairler de o misralara bakip söylenecek misralari söylemislerdir:
Düsüncemi, siirimi O'nu övme yoluna koydugum günden beri,
O oldu benim için koruyucular koruyucusu, kurtaricilar kurtaricisi.
(Dosya yazilarinin tamami Ilim ve Irfan dergisi Nisan (2015) sayisinda.)