PROF. DR. MEHMET EMIN AY | Aralık |
2014 |
AYIN KONUSU
| Okunma: 1880
Ricalullah ya da evliyaullah olarak bildigimiz Allah dostlari, Cenab-i Hakk’in ayetlerde kendilerini övdügü kimselerdir. Adlari bazen Sah-i Naksibend, bazen Abdulkadir Geylani, bazen de Mevlana Celaleddin Rumi, Ahmed Yesevi olan nice Allah dostlari yasamistir cografyamizda… Birçogu Horasan’dan gelip Anadolu’ya yerlesmislerdir. Onlardan birisi de asil adi Semseddin Muhammed olan, Buhara’da dünyaya gelmis olmasi sebebiyle “el-Buhari” olarak bildigimiz fakat daha ziyade “Emir Sultan” olarak kendisini tanidigimiz, Peygamberimizin (sas) neslinden bir büyük seyyid ve bir büyük mutasavvif, Islam alimi Hazret-i Emir Sultan’dir (ks).
Onunla birlikte Erguvan, Bursa’ya has bir gelenek olarak belli zamanlarda bu çiçeklerin açtigi dönemlerde cemiyet olarak anilmis, fasil olarak anilmis. Erguvan gerçekten güzel bir çiçek. Fazla bir ömrü de yok. Birkaç haftaligina açiyor, baharin gelisini temsil ediyor, ondan sonra da soguga dayaniksiz oldugu için yagmurlarla birlikte tekrar tohumlari topraga kavusuyor.
Erguvan, Emir Sultan Hazretlerinin kabr-i serifinde, hayattayken kurmus oldugu tekkesinde, dergahinda ve mezarlikta çokça bulundugu için tekkenin etrafinda cennet bahçesini andiran güzellik varmis.
Erguvan açtigi zamanlarda etraftan, çevreden ve memleketin dört bir tarafindan insanlar gelip bir zikir ve tevhid fasliyla gönüllerini pir-ü pak ettikleri için adina Erguvan Bayrami, Erguvan Cemiyeti denilmis.
Emir Sultan Hazretleri olmasaydi Erguvan da bu kadar söhret bulmazdi. Erguvani böylesine meshur eden, Emir Sultan Hazretleri ile irtibatidir.
(Yazinin tamami Ilim ve Irfan dergisi Aralik (2014) sayisinda.)