AHMET HAMDI UZUNYOL | Ekim | 2014 | AYIN KONUSU | Okunma: 1886
Seyh Muhammed Muta’ Haznevi, babasinin ardindan su anlama gelen dizelerle ona olan hasretini, yüreginin yankisini dile getiriyor: Ey önden gidenler, kalbim bugün yarali. Yanaklarimdan süzülüyor gözümün yaslari. Koklasam ellerinizden esen bahar yellerini. Aklimi kaybederim, sermest bir sarhos gibi. Bir dost gittikten sonra geri döner mi dünyaya. Geçen günlerimiz geri gelir mi bir daha?

Ariflerin taci, kamil velilerin seçkini, muhakkik alleme, mürsid-i kâmil, ilmi ile amel eden alimlerden, ilim ve hal bakimindan, marifet ve makam bakimindan, süpheli seylerden kaçinma, zühd, gayret ve ibadet bakimindan zamanin allamesi, önde gelen mesayihten ve degerli evliyadan Seyh Muhammed Haznevi 1949’da dünyaya geldi. Degerli bir ailenin içinde büyüdü, yetisti. Ailesi onu ilim ve edeple besledi, her türlü saibe ve süpheden uzak tertemiz bir hayat içinde büyüttü. Sekiz yasina gelmeden Kur’an-i Kerim’i okumayi ögrendi. Medrese tahsiliyle sarf, nahiv, belagat, mantik gibi alet ilimlerini ögrendi. Gerek alet ilimlerinde gerekse de dini ilimlerde son derece yüksek bir makama erisip bir ilim deryasi oldu. Ilmiyle birlikte imani da hiçbir firtina ve sarsintinin yerinden kimildatamadigi bir hale gelerek kendisi bir iman dagi oldu.

VAKAR VE TEVAZUNUN ZIRVESINDE SEHIDÜ’L-HAREMEYN
YRD. DOÇ. DR. CÜNEYT GÖKÇE

Yüce Mevla, Kur’an-i Kerim’de mü’minleri çesitli özellikleriyle tanitmakta ve farkli hususiyetlerine dikkat çekmektedir. Bakara suresinin ilk ayetlerinde mü’minlerin takvali olduklari, gayba inandiklari, namaz ve zekat gibi sorumluluklarini tam anlamiyla ifa ettikleri, vahye iman edip Allah’in yolunda yürüdükleri vurgulanirken (Bakara, 2-5) Mü’minun suresinin ilk ayetlerinde de namazlarini Allah’tan korkarak husu içinde ikame ettikleri, lüzumsuz ve faydasiz islerle mesgul olmadiklari belirtilir. (Mü’minun, 2-4)

Ancak Ilahi kelamin farkli yerlerinde dikkat çekilen bir baska özellik var ki, mü’mini kemalatin zirvesine çikarir, o da tevazudur. Kibir ve böbürlenmenin bas düsmani olan tevazunun öneminden dolayidir ki, yüce Allah, Peygamberine, “Sana tâbi olan mü’minlere kanatlarini indir.” (Suara, 215) talimatini verir. Sefkat ve merhamet dolu olmasini ister. Hatta baska bir ayet-i kerimede Allah’tan korkup mütevazi olanlari müjdelemesi istenir. (Hac, 84)

Peygamber varisleri olan ve ilimle mücehhez bulunan Allah dostlari bu nebevi özelligi çokça özümsemisler ve hayatlarinda önemli bir ilke haline getirmislerdir. Söz konusu alimler biliyorlardi ki, yüce Allah kendi rizasi için tevazu göstereni yüceltir. (Bkz. Ahmed bin Hanbel, Müsned, cilt 2, sayfa 76) Ve yine biliyorlar ki, yildiz çok yükseklerde oldugu halde, seyircisinin kendisini rahatça temasa etmesini saglamak için ta su yüzeyine kadar iniverir yine bu tevazu onun degerinden herhangi bir sey eksiltmez. Yedi kat semavata çikan ancak kökü yerde olan dumana da bu pervasiz tavri herhangi bir deger katmaz. Mütevazi olan yildiz yine yildizdir ve havalara çikan duman yine kökü yerde olan bir nesnedir.

(Yazilarin tamami Ilim ve Irfan dergisi Ekim (2014) sayisinda.)

Muhterem hazirun, Hazret-i Muhammed’in peygamber olarak gönderilmesi...

Insanin fitrati tertemizdir. Ne var ki zamanla disardaki enkazin, toz dumanin külleri üzerine düser....

Ilim ve Irfan dergisinin 2024 Aralik sayisi sahsiyet dosyasiyla çikti....

IRFAN BASIM YAYIN DAGITIM SAN. VE TIC. LTD. STI.
Zafer Mahallesi Kurultay Sokak No:1/6 Yenibosna | Bahçelievler / Istanbul | Telefon: 0(212) 694 98 98
Copyright © 2012-2024