ILIM VE IRFAN | Mart | 2014 | AYIN KONUSU | Okunma: 2073
KUR’AN-I KERIM: BIR DIRILIS ÇAGRISI

KUR’AN-I KERIM: HAYAT REHBERI

Kur’an-i Kerim, her insana kendi kabi ve kapasitesi ölçüsünde hitap ediyor. O bir açidan mü’minin imanini artiran bir kaynak olurken, öte yandan onu okuyan ya da dinleyen kafirin de küfrü artiyor.

Kur’an-i Kerim, bir ölçüde, kisinin iç dünyasina tutulmus bir ayna sayilabilir. Onunla muhatap olanin içindeki her neyse bu aynaya yansiyor, böylece Kur’an-i Kerim’i kendi mesrebince, kendi ölçüsünce ve düzeyince tanimlayan ve anlatan kimse aslinda kendisinden bahsetmis oluyor. Kur’an’dan tat almayan kendi iç dünyasindaki sasiliga, tatsizliga sahit oluyor böylece, tat alan da kendi tatliligina. Yarasa günes isigi karsisinda dogal olarak sikayetçi, bugday ya da çinar agaci ise duaci olacaktir.

“Kur’an’la mü’min ikiz kardestir.” buyuran hadis-i serif bize bu gerçegi söylüyor. Kur’an-i Kerim’in hayata aktarilmasinin, yasanmasinin gerektigini, böyle olundugu zaman tipki Peygamber Efendimizin hayatinda oldugu gibi “yürüyen Kur’an” olunabilecegini, böylece Kur’an’la kardes olunacagini haber veriyor bize. Kur’an-i Kerim’i sadece bir tarih ya da bir hukuk kitabi olarak görmek veya onu ögrenmenin konusu bir ilim mevzuu olarak kavramak yerine, onu hale, davranisa, batini dünyamizin kardesine dönüstürmek gerekiyor.

Bu bakimdan sufiler için Kur’an-i Kerim’in anlasilmasi sadece Arapça ya da tefsir bilgisiyle degil, ayni zamanda hal bilgisiyle mümkündür. Alim olmayan ama hali Kur’an-i Kerim’in mana derinligini anlamaya hazir bir kimse, Kur’an karsisinda, alim olan ama manevi derinlik ve halden yoksun kimseden daha arif sayilir.

Kur’an-i Kerim’i anlamanin en önemli yolu onu uygulamaktir, yasamaktir. Onu tatbik eden kimseye Allah, hadis-i serifte buyuruldugu gibi bilmediklerini ögretecektir. Öyle ki Allah’in ögrettiklerini baska bir yerde bulmak mümkün olmayacaktir. Arif olan Kur’an’la kardes olmus, içi, disi, sözü, hali, ahlaki, bakisi, ilmi, irfani Kur’an olmus kimsedir. Bu yüzden mushaf gibi arifi de okumak, anlamaya çalismak gerekir.

DININ TEMEL KAYNAGI KUR’AN-I KERIM
PROF. DR. ALI AKPINAR

Din, insanligin dünya ve ahiret saadetini saglamak için yüce Allah tarafindan gönderilmis Ilahi ögretiler bütünüdür. Dinin sahibi yüce Allah’tir. Dinin temel ilkelerini belirleyen de O’dur. Kur’an, yüce Allah’in dininin sadece Allah’a has kilinmasini ister: “Fitne kalmayip yalniz Allah'in dini ortada kalana kadar onlarla savasin.” (Bakara 193; Enfal 39) “Din daima O'nadir.” (Nahl, 52)

“Biz sana Kitap'i gerçekle indirdik. Öyle ise dini Allah için halis kilarak O'na kulluk et. Dikkat edin, halis din yalnizca Allah'indir .” (Zümer, 2-3) Dolayisiyla bizler dini öncelikle yüce Allah’tan alacagiz. Rabbimiz, dini kendisinden ögrenmemizi ister ve kendisine din ögretmeye kalkmamamiz konusunda bizleri uyarir: “Dininizi Allah'a mi ögretiyorsunuz?” (Hucurat, 16)

ONU HAKKIYLA ANLAMAK IÇIN KALBIN TEMIZ OLMASI LAZIM
PROF. DR. SÜLEYMAN DERIN

Allah Teala yüce kitabi Kur’an-i Kerim’i beseriyetin her tür problemlerini çözecek sekilde insanliga göndermistir. Müslüman gruplar arasinda Kur’an’i bu manada en çok anlamaya çalisanlar, sufiler olmuslardir. Sufilere göre seyr u sülûk için de gerekli olan her tür bilgi bu yüce kitapta mevcuttur. Ne var ki insanlarin batil ve bos islerle mesguliyeti, Kur’an’daki gizli hazineleri ortaya çikarmalarina engel olmustur. Bu sebeple Kur’an’i ancak nefis tezkiyesinden geçmis ve gönüllerini bos islerden arindirmis insanlar anlayabilecektir. “Biz, Kur’an’dan öyle bir sey indiriyoruz ki o, mü’minler için sifa ve rahmettir; zalimlerin ise yalnizca ziyanini artirir.” (Isra, 82) ayetinin tefsirinde Bahrü’l-Medid adli isari tefsirin sahibi Ibn Acibe, sülûk esnasinda salik ile Kur’an’in iliskisini söyle açiklar: “Kur’an’in salike sifa olmasi ancak onun kalbini tasfiye etmesi ve dünyevi kirlerden temizlemesinden sonra mümkündür. Bu ise kâmil bir mürsidin elinde gerçeklesir. Kâmil bir mürsid önce salikin kalbini agyardan temizler, nefsin vesveseleriyle kalbin havatirini yok eder. Böylece kalp Kur’an dinlemeye ve manalarini tefekkür etmeye ehil hale gelir. Kalp, ekvanin görüntüleri ile dolu, agyar ile mesgul ve aklina gelen her tür havatirin pesinden giderken onun Kur’an’in tadina varmasi, onda aradigi sifayi bulmasi mümkün degildir. Hatta böyle bir salik agzindan çikan kelimelerin manasini bile anlamaktan uzaktir.”

ILAHI MESAJ KIME HITAP EDIYOR?
DOÇ. DR. ERDOGAN BAS

Rahman olan Allah, rahmetinin bir tecellisi olarak Kur’an’i bize inzal etmistir. Rahman suresinin ilk iki ayetinden bunu ögrenmekteyiz. Allah Tealanin, “Allah” esmasindan sonra ikinci önemli ismi “Rahman”dir. Rahman, rahmetin mübalaga kalibi olarak yüce Mevla’nin rahmetinin sinirsizligini anlatir. Hakikatte O’nun (cc) rahmetini sinirlayacak yoktur. Bu yönüyle Rahman’in Kur’an’i inzal etmesi, adeta O’nun rahmetinin tugyanini/tasmasini ifade etmektedir. Özet ifade ile yeniden söylemek gerekirse, Rahman olan Allah rahmet olan Kur’an’i esref-i mahlukat olan insana inzal buyurmustur. Yani Kur’an-i Kerim, Rahman’in bir rahmetidir ümmet-i Muhammed’e. Yunus suresindeki iki ayette (57-58) bu husus bize böyle talim buyurulmustur.

Demek ki Kur’an-i Kerim’e tutunmak ve sarilmak demek, rahmete tutunmak ve sarilmak demektir. Ona tutunmamak ve ondan uzak durmak ise rahmetten uzaklasmak anlamina gelmektedir.

KUR’AN-I KERIM MU/HAFIZI OLMAK
YRD. DOÇ. DR. FATIH ÇOLAK

Kur’an okumak evvelemirde bir ibadettir. Kur’an okumanin yasi da kadin ve erkek için bülug çaginin baslangicidir. Özellikle namaz olmak üzere bülug çagindan itibaren bütün ibadetler, kademe kademe, bir Müslüman için yerine getirilmesi gereken vecibelerdendir. Böyle bir süreç içerisinde Kur’an-i Kerim okumayi da basli basina bir ibadet olarak degerlendirdigimiz için, bunun yasi da kesin bir yil söylenmemekle beraber, küçük yaslarda baslar. Tabakat kitaplarinda ulemanin hayatina baktigimiz zaman, çok küçük yaslarda, 6-7 yaslarinda, Kur’an egitimine baslandigini, talim derslerine baslandigini görüyoruz. Kur’an’i yüzüne okutmak suretiyle baslanan bu süreçte daha sonra, yüzüne okumayi gelistirmenin akabinde, hafizlik diye nitelendirdigimiz Kur’an’in bastan sonra ezberlenmesi faaliyetine geçilmistir. Küçük yas sinirini, mutlak su veya bu yas demekten öte, özellikle erken yaslarda, genç neslin zihinlerinin mesgul olmadigi, dikkatlerini çeken birtakim objelerin, esyanin olmadigi dönemlerden itibaren baslanmasi bu egitimin sihhati bakimindan önemlidir. Ama bu egitime bir sekilde çesitli sebeplerden dolayi küçük yaslarda baslayamayanlar için daha sonra bunu telafi etme, Kur’an egitimi alma imkani da olmaktadir.

(Dosya yazilarinin tamami Ilim ve Irfan dergisi Mart (2014) sayisinda.)

Yüce Allah buyuruyor ki: “Insanlarin hangisinin daha güzel amel isledigini deneyelim diye süphesiz biz yeryüzündeki seyleri ona bir zinet yaptik.” (Kehf, 7...

Imkan, insanoglunun en büyük imtihan sahasidir....

Ilim ve Irfan dergisinin 2025 Ocak sayisi Üç Aylar dosyasiyla çikti....

IRFAN BASIM YAYIN DAGITIM SAN. VE TIC. LTD. STI.
Zafer Mahallesi Kurultay Sokak No:1/6 Yenibosna | Bahçelievler / Istanbul | Telefon: 0(212) 694 98 98
Copyright © 2012-2024