PROF. DR. MUSTAFA KARA | Şubat |
2014 |
AYIN KONUSU
| Okunma: 1722
Hayran oldugum insanlar ve kitaplar vardir. Hayat devam ettikçe güzel insanlar ve güzel kitaplarla tanistikça sayilar çogalmakta, listeler uzamaktadir. Simdilik size bir kitap ve bir dervisten söz etmek istiyorum.
Hayran oldugum kitap Hikem-i Ataiyye namiyla meshur olan Ibn Ataullah Iskenderi Hazretlerinin eseridir. Yedi yüzyil önce Nil deltasinda kaleme alinan bu eser, Nil kadar bereketli olmus, yüzyillardan beri milyonlarca insanin gönül tarlalarina bereket tohumlari saçmistir. Onunla tanisanlar düsünce ve tefekkürün sahillerine açilmis, ibadet ve taatin defineleriyle tanismis, ilimle hikmetin birlikteligini müsahede etmislerdir.
Hikem’i okuyan farkli milletlere mensup sahislar onu kendi dillerine aktarmanin yollarini aramis, bir müddet sonra bununla da yetinmeyerek serh etmenin imkanlarini arastirmislardir. Bu küçük eser din, ahlak ve tasavvufun en basit konularina isik tutarken, en derin mevzularin dalgici olmak isteyenlere de yol göstermistir. Hikem’i defalarca okuyup serh edenler oldugu gibi manzum olarak tercüme edenler de her cografyada vardir. O, Ezher’in los köselerinde ders kitabi oldugu gibi tekkelerin hos hücrelerinin de basucu kitabidir. Kisaca o bir dünya klasigidir.
(Yazinin tamami Ilim ve Irfan dergisi Subat sayisinda.)